Ava dilemin geldiiğğğ güzel bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Evet kartlar tekrardan dağıtılıyor Karabağ sakinleri. Yorumları yıldızları boş bırakmamanız dileğim. Ben hep sizi çok Love ♥️
Mehmetcan'ın okula gerçekten başlamasıyla, Karabağ sakinleri anne Açelya ile tanışmış oldu. Açelya yine erkenden kalkıyordu. Daha doğrusu alacakları bitmediği için sabah namaz vaktinde kavuşması ve borçlarını tahsil etmesi gereken anları oluyordu ama artık o anlardan sonra günün insanlar için başlama saatine kadar beklemiyor, hızlıca hazırlanarak odadan dışarı fırlıyordu. Kimseyle yüz göz olmak istemediği için de oğlu ile kocasına mutfakta kendi elleriyle kahvaltı hazırlamış oluyor ve devamında yanlarına kattıkları Hêvi ile birlikte kreşin yolunu tutmuş oluyorlardı.
Tam tamına bir haftalık süreci okul önünde, araç içerisinde çocuk bekleyerek geçirdiklerinde, Muhammed Yusuf Açelya harici kimsenin bunu kendisine kimsenin yaşatamayacağını anlamıştı. O kadar sabır isteyen bir eylemdi ki bir çocuktan mesul olmak, seçtiği hayat arkadaşı Açelya olmasaydı bir çocuğun hayalini dahi içten içe de olsa kuramazdı.
Yeni bir haftanın gelişiyle artık rutinleri olan günaydınlaşmayı, Mehmetcan'ın odasında gerçekleştirdi Muhammed Yusuf. Mehmetcan'ı ne zaman pembe kalpli bir uyku tulumunun içerisinde görse kahkahayı basacak oluyordu ama Açelya tarafından o kadar tatlı dille uyarılmıştı ki, gülümseyemiyordu bile. Açelya'ya göre renklerin cinsiyeti yoktu ve Mehmetcan'ı da kendi bildiği doğrularıyla yetiştiriyordu ama Muhammed Yusuf için bir oğlan çocuğunun pembe kalpli bir uyku tulumuyla uyuyor oluşu, en tatlı gülümsemelerin baş konuğuydu.
"Can parçası," diyerek girdiği odadan, canının parçasını okula gidecek hale getirip geri çıktığında, babası tarafından izlenmekte olduğunu hissedememişti Muhammed Yusuf. Birde muhabbet oldukça can alıcıydı. Çünkü Mehmetcan, büyümüşte küçülmüş olan bir ufaklıktı. "Bugünden sonra artık sadece seni ben okula bırakacağım sanırım ha?"
Mehmetcan, tek eliyle sarındığı benliğe kaçamak bir bakış attı. Kucakta taşınmayı seviyordu ve Yusuf abisi tarafından gerçekleştirildiğinde bu eylem daha da bir hoşuna gidiyordu. Annesinin hep kucaktan indirmediğiydi ama okul arkadaşlarının Yusuf abisini babası zannetmesi içerisindeki tüm dengeleri altüst etmişti. "Annem işe gidecek diye alışmayayım mı istiyorsun?"
Muhammed Yusuf işittiği soruyu aklının bir köşesine makul bir şekilde oturtamadığı için şaşırdı. İndiği merdivenler ile Mehmetcan'ın çakmak çakmak parıldayan mavileri arasında gezindi gözleri. "O da nereden çıktı şimdi?"
"Ben alışmazsam, annem işe gidemez." Haklısın dercesine baş sallandırdı Muhammed Yusuf ama Açelya'nın işiyle ilgili ne bir düşüncesi, ne de planı vardı. "Dayım, hiç sevmez annemin patronunu."
"O neden?" diye sordu hızlıca. Berk neden Açelya'nın patronunu sevmesin bir fikir yürütemedi çünkü Berk'in Açelya'nın patronunu görebileceği bir ortamı olmadığını düşlemekteydi.
Mehmetcan, Muhammed Yusuf'un çehresine bir aşığın dudak payı kadar yaklaştı. Peşi sıra "Yav," dedi uzata uzata ve ardından Berk'in kendisine öğrettiği gibi cıvıldadı. "Şakşakmış!"
İşittikleri bir bulmacanın ipuçları gibi zihninde birleştiğinde "Bunu duymadım," dedi hızlıca Muhammed Yusuf ama kıpkırmızı da kesilmişti çoktan.
Mehmetcan derince gülümsedi, yanakları birden fazla çukur tarafından bezendi. Mavileri misket olup kökmek uğruna bir dünya çocuğun savaşa girişeceği şekilde irileşti. Minik sol eliyle, Muhammed Yusuf'un sert kıllarla bezeli çehresini okşarken "Anneme diyemezsin diye dedim zaten," dedi ve kıkırdadı.
![](https://img.wattpad.com/cover/339234150-288-k186582.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ava Dilemin
Ficción Generalİki sevdalı bir yola baş koyunca; dağlar yerinden mi oynar yoksa o dağların altında ruhlar mı solar? Yazgısını yeniden yazanların hikayesi. Ps: Hikayede geçen kurum ve kuruluşların hiçbir gerçek kurum ve kuruluşla ilgisi bulunmamaktadır. Hikaye içer...