23. Bölüm

6.5K 620 189
                                    


Bölüm şarkısı: Rojda - Narînê

Düğün alanına geçtiklerinde Açelya ile Muhammed Yusuf hem yan yana durmaya çalışıyordu hem de hiç birbirilerine yaklaşmamaya. Açelya yalnız kalmaktan çekindiği ve yabancısı olduğu ortamda bulunduğu için Muhammed Yusuf yanında durmak istiyordu ama kendi cepheleri öyle bir haldeydi ki, Açelya değil de kendisinin tüm düğünü batırıp babasını kızdırmasına gıdım kalmıştı...

Açelya düğünde gerçekleştirilen takı törenini Karabağ'lara ait masada oturmuş şaşkın bakışlarla izlerken, aklında bir tek arkadaşı Nazan vardı. Evet, Nazan. Konaktayken sıkıştırmaya fırsatı olmağı arkadaşları düğün alanına da getirilmişti ama Açelya kalabalıktan kaçındığı ve fütursuzca bakınmaması özenle tembihlendiği için neredeler diye de bakamıyordu. Yine de arkadaşının gördüğü takılar dolayısıyla, bu paraların nerede nasıl ezileceğine dair sıralı listeyi kesinlikle oluşturduğunu bildiğinden, dudak kenarları kendi kendine kıvrılıyordu. Kıvrılan dudakları ise aynı masada oturma şerefine nail olduğu Karabağ sakinleri haricinde, herkesin dikkatini çekiyordu. İzlenmek, alışık olmayan insanları hepten geren bir duygu durumuydu. Bu yüzden Açelya bırakılsa düğün boyunca kendi zihninin içerisinde arkadaşlarıyla konuşur dururdu ama tabi ki de ona bırakılmadı.

Pîremêrd Karabağ'ın bir devrim niteliğinde Heja Karabağ'ı da alıp Nûcan'ın düğününe gelmesi, Karabağ'ları zıt belleyenlere bir olup güçlendiklerini resmen aksettirdi, görünenin aksine. Çünkü Bahoz Ağa; Pîremêrd Karabağ'ın Nûcan'ın düğününe değil de, kendisi tarafından gönderilenlerin Açelya'ya kabul ettirilip ettirilmediğini görmek adına geldiğini biliyordu. Eğer ki Bahoz Ağa kabul ettirmemiş olsaydı, Pîremêrd Karabağ'a bambaşka bir kapı açılacaktı. O kapı Muhammed Yusuf Karabağ'ın dışlanmasından geçiyordu ama Bahoz Karabağ; nasıl ki Karabağ ailesine yeni bir Avjîn Karabağ kurban etmeyecekse, yeni bir Bahoz Karabağ yaratmalarına izin de vermeyecekti.

Pîremêrd Karabağ'ın düğün alanına gelişiyle, Muhammed Yusuf'un gözleri derhal babasına döndü. Bahoz Ağa, kendisine bakılmasına mutlu oldu çünkü Muhammed Yusuf'un gözlerini, sonunu düşünmeden takip ederek kendisine bakan bir çift göz daha vardı. Açelya öyle bir Muhammed Yusuf'a senkronize şekilde hareket ediyordu ki, Bahoz Ağa bundan mutluluk duymadan edemiyordu. Çünkü tam sağında oturan büyük oğlunun gözünün görmediği karısı Xezal, Zeycan Hanımın soluna denk kalmıştı. Çift dediğinin gözü birbirini görmezse şayet, araya anne baba haricinde başka insanlarda giriyordu. Tıpkı Xezal ile Mehmet Emin'inde arasına gireceği gibi ve Bahoz Ağa mutlu bir anın ne demek olduğunu unutan Karabağ konağının yeni bir mutsuz evlilikle taçlanıp sessizliğine devam etmesindense, Açelya'yı Avjîn Karabağ'ın yerine koymayı yeğlemekteydi.

Bahoz Ağa hafifçe gözlerini açıp kapattığında, Muhammed Yusuf oturduğu sandalyeden usulca ayaklandı. Ayaklanırken, Açelya'yı da ayaklandırdı. Açelya, Muhammed Yusuf'a ayak uydurdu ama nereye gittiklerini de Pîremêrd Karabağ'ın önüne gelene kadar anlayamadı. Açelya için normalde herkes eşit durumdaydı ama Pîremêrd Karabağ'ın Avjîn Karabağ'ın sebebi olarak addedilmesi, o eşitliği içerisinde bozmuştu. Parmağında yüzüğünü taşıdığı kadının katili dedikleri insanın elini öpmesi istenmesi benliğine çok ağır geldi. Çekip gidebilecek bir konumda olsaydı şayet, kendisinden nefret ettiğini düşündüğü ve varlığını istemediğine emin olduğu Bahoz Ağanın ardına saklanırdı.

Muhammed Yusuf, "Açelya," diyerek Heja Hanıma karısını takdim ettiğinde, Açelya ilk Heja Hanıma yöneldi. Kimin elini öptüğünü düşlememeye çalışarak, öptü uzatılan eli. Peşi sıra Pîremêrd Karabağ'a yöneldiğinde, üzerindekilerin birebir gözlendiğinin farkında değildi. Minnet ile değil ama mecburiyetten öptü Pîremêrd Karabağ'ın elini ve Pîremêrd Karabağ, Bahoz Ağanın; Muhammed Yusuf ile Açelya'yı kendisine gönderdiğini gördüğünden, bir gövde gösterisi gibi gerçekleştirilen bu el öpme merasiminden zinhar mutluluk duymadı.

Ava DileminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin