Bölüm şarkıları:
1) Rewşan - Keçê Canê (Medyada)
İsterim ki eş olalım
İki mücevher, iki cevher olalım
Pak ve düzenli olalım
Can kız, can kızİsterim ki gelin ve damat olalım
Birbirimizin göz nuru olalım
Dudaklardaki şerbet olalım
Can kız, can kızSenin için savaşıyorum can kız
Genç bir delikanlıyım, güçlüyüm
Neşeli bir akla sahibim
Can kız, can kız2) Mikail Aslan - Çem Vano (Bölüm Sonu)
Ey ırmak, dedim, bu ne acele
Senin rengin bozbulanık daha
Irmak dedi ki, evet, ama kusur değil bu
Herkes kendi rengi ile akarGöletli parkta gerçekleşen umumi konuşmadan sonra Açelya ile Muhammed Yusuf, ilk Erguvan çifti Diyarbakır'dan ayrılacakken karşı karşıya geldiler. Süreyya Hanım, durumdan oldukça hoşnutsuzdu ve bu hoşnutsuzluğunun Muhammed Yusuf ile hiç alakası yoktu. Eşi Mustafa Beyin çıkarımlarını dinlemiş, onun sağduyusuna güvenmişti ama ana yüreği yıllar önce tekrardan pamuklara sararak iyi ettiği bebeğini çorak arazilere salmaktan çekinmeden edemiyordu. Endişesi, korkusu evladından ötürüyken, hoşnutsuzluğu tamamen dün gece kapılarına dayanan kayınvalide adayından ötürüydü. Açelya, naif bir çiçekti ve öyle olduğunu Açelya'yı tanıyan herkes söyleyebilirdi. Bu yüzden Açelya'nın iyi insanlarla karşılaşmasına dair temennileri, herkes de dileyebilirdi. Annesi pek tabi biraz daha ayrıcalıklı dualar etse de evladı için yine de dualarının karşılığı, dün akşam sofralarına oturan aile olmamalıydı.
Muhammed Yusuf'un Erguvan çiftini uğurlamaya gelmesi; kızlar tarafından şov, Erguvan çifti tarafından takdir edilesi karşılanmıştı. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı da diyebiliyor olabilirdi ama Erguvan çifti de deneyimlerine güvenen insanlardı. Her ne kadar gülen yüzlerle ayrılsalar da Diyarbakır'dan, evlat özlemi ve başına bir şey gelecek korkusu daha il sınırını çıkamadan yüreklerini dağlamıştı. Birde kulaklarında uğurlanırken Muhammed Yusuf'un zikrettiği "Müsaitseniz haftaya sizdeyiz," söylemi kalmıştı. Muhammed Yusuf kendisinden öyle bir emindi ki, Mustafa Bey bir 'Hergele!' diye hayıflanırken buluyordu kendisini, birde 'Ne delikanlıymış be!' diye övünürken. Kısacası; Erguvan ailesinin tüm fertleri, Karabağ aşiretinin ikinci veliahttı tarafından kuşatılmıştı.
Erguvan ailesi Diyarbakır'dan gideli üç gün olduğunda, Açelya'nın hayatında değişen hiçbir şey henüz olmamıştı. Muhammed Yusuf ile birbirlerini tanımak üzere anlaşmışlardı ama bu uğurda somut bir adım da atamamıştılar. Çünkü Nûcan'ın gerçekleşecek düğünü dolasıyla, Muhammed Yusuf da dört koldan kuşatılmıştı. Bahoz Ağa, zaten oğlunun üzerinde olan şirket işlerini perçinlediği yetmezmiş gibi birde ev işlerini yüklemişti. "Hasan Ali'ye güvenmiyorum, Mehmet Emin zaten bu evliliğe karşı," söylemleriyle birlikte, Muhammed Yusuf'u sıkıştırabildiği kadar sıkıştırıyor, nefes dahi aldırmıyordu. Sevdasından üç aşireti birbirine katmış Bahoz Ağa'nın, oğlu Muhammed Yusuf'un sevdasından vazgeçeceğini ve kavuşmalarına engel olabileceğini zannetmesi sadece Açelya ile Muhammed Yusuf'u hiç yan yana görmemesindendi. Eğer ki ikisini yan yana görüp, Muhammed Yusuf'un gözlerindeki kendi gençliğine rast gelseydi, itiraz etmek şöyle dursun Açelya'yı kendisi gidip, konağa gelin getirirdi...
Muhammed Yusuf kendisine yapılan yıldırma politikasını gördüğü anda, ne var ne yoksa saldı. Raporlanacak ay sonları, gelecek yeni yılın tasarımları ve düzenleri, Nûcan'ın Karabağ konağında gerçekleşecek olan kınası dolayısıyla uzaktan gelecek misafirlerin nerede ağırlanacağı, hepsi ama hepsini önünde geniş bir zaman aralığı varmışçasına rafa kaldırdı. Raporlar için bir zaman dilimi sağlayabilirdi ama Nûcan'ın kınası için o zaman aralığı yoktu. Yine de, devam edebilmek adına bir gün Açelya baharının nefesini koklama molası verdi. Açelya'nın deyimiyle bir date planı yapacakken, Hasan Ali'nin bakırcılar çarşısına "Senin çatı malzemeleri nihayet geldi," diyerek gelmesi sonucu, kendilerini çatı malzemeleriyle birlikte Çambeki köyünde buldular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ava Dilemin
General Fictionİki sevdalı bir yola baş koyunca; dağlar yerinden mi oynar yoksa o dağların altında ruhlar mı solar? Yazgısını yeniden yazanların hikayesi. Ps: Hikayede geçen kurum ve kuruluşların hiçbir gerçek kurum ve kuruluşla ilgisi bulunmamaktadır. Hikaye içer...