33. Bölüm

4.3K 503 150
                                    

Bölüm şarkısı : Xecê - Tu Nizanî

Bir hastane koridorunda, can pazarının en canı ruhtan ayıran yatağında Karabağ erkekleri derdest olmuştu. Bir damat eğlencesinin kana bulanışı ilk değildi yaşam sürülen topraklarda elbette ama hedefin şaştığı, şaşan hedefin konaktaki bir canı soldurduğu henüz bilinmemekteydi.

Koridorda bir ileri bir geri volta atan Muhammed Yusuf'un hatırına konak, aile bireylerini görene kadar gelememişti. Canı yatıyordu bir otomatik açılır kapanır kapının ardında, nasıl güvende olduğunu düşlediği aile bireyleri aklına düşüversindi?

Bahoz Ağa hastanenin acil kapısından içeri yüreği elindeymişçesine girdiğinde, bir nevi başkasının yavrusunu düşürdüğü hallerin diyetini ödüyordu pek ala ama bunu hesap kitap edebilmesi ne yazık ki mümkün değildi. Telaşlı adımları kafası kopmuş tavuktan farksızken, ağalık formundan sıyrılmış sadece baba sıfatında kalmıştı. "Muhammed," dedi ama kendisine şaşkınca bakan hemşireler şıp diye kimden bahsedildiğini anlayamadı. "Vurmuşlar," diyebildiğinde, damağına yapışan dili sesini yutmuştu.

Karşısındaki yaşı geçkin adamın yaralama olayıyla hastaneye getirilen birini aradığını anlayınca, "Zemine ininiz," dedi hızlıca nöbetçi hemşire. "Ameliyathanenin orada yakınınızın ismini söyleyiniz."

Hurra diye tabir edilebilecek bir şekilde, zemin kata akın etti Karabağ sakinleri. Asansör kullanmak akıllarına dahi gelmedi. İndikleri bir kat merdiven sonrası köşeyi döndüklerinde Muhammed Yusuf'u görmeleriyle, Bahoz Ağanın ayaklarında var olduğunu zannettiği güç neredeyse çekildi. "Oğul," dediğinde sesi neredeyse hiç çıkmamıştı ama çıt çıkmayan koridorda, adım sesleri öyle bir duyulmuştu ki ister istemez herkesin bakışları kendisine dönmüştü. Oğlunun üzerinde gözleri tahlil edercesine dolaşırken, ardındaki aile üyeleri atalarının adım atmasını beklemekteydi. Muhammed Yusuf, babasının sesini duyunca taş kesilen bedeniyle öylece koridor ortasında kalakalmıştı ama babasının zannettiğinin aksine bedensel bir acı çekmiyor, utanç duyuyordu. Bahoz Ağa, oğlunun duyduğu utancı bilemediğinden sadece acıya odaklanmış bir haldeydi. Babaydı sonuçta evladına bir zarar ziyan gelsin, başına küller geçsin ister miydi? O da istemiyordu işte, ötesi berisi var mıydı? Oğlunun üzerindeki kan gölünden çıkarılıp giyilmişçesine duran beyaz gömleğe bakarken, "Oğul," dedi bir kez daha. Sesi bu sefer tam bir ata modunda çıktı Bahoz Ağanın. İyiydi oğlu, ayaktaydı. Ata olup toparlamak, intikamını da almak ona düşerdi. Hızlı demenin imkansız olduğu ama yine de iş gören adımları, Muhammed Yusuf'un yanına vardı. "Kim?" dedi, Muhammed Yusuf'un kollarına tutunurken. Hırsı ellerinden evladının tenine akıyordu. "Kim yaptı bunu sana?"

Muhammed Yusuf pek tabi bulundukları mekana kimin kurşun yağdırdığını görmüştü. Her şey anısızın ve aniden olsa da, kimin bastona mahkum kalmasına sebebiyet verdiğini de biliyordu. Soyağacını bildiği gibi. "Rohanî," dediğinde, sesi aylar önce ölmesine neden olmadığı için hem kendisine hem de Pîremêrd'e öfkeli çıkmıştı. "Rodozixan!"

Bahoz Ağa işittiği isimle bir anlık duraksamak durumunda kaldı. Çünkü beklediği isim daha çok Rizgarî Rogar'dı. Üstelik damadı Huner, yanlarındaydı. Neredeyse kendileriyle birlikte gelmişti hastaneye. Neyin ne olduğunu bilip de mi gelmişti yoksa hiçbir şeyden haberi yok muydu? Sertlikle sarınan bakışları ardına döndüğünde, on ikiden yakaladı damadını. "Sen biliyorsun?" dedi, hoyratça. Sesinde kırk kılıç belirdi de, daha orada Huner'i kesti. "Bre soysuz!" diye kükredi peşi sıra. "Haneme girip, pusu mu kurdunuz?"

"Yok," dedi Huner olduğu yerde ama Mehmet Emin'den Aşgêr'e herkesin ama herkesin suçlar bakışları çoktan kendisine dönmüştü. Huner, damat eğlencesine davet edilmemişti. Kabul görmediğinden değil ama Mehmet Emin arıza çıkarabilecek bir potansiyele sahip olduğundan tat kaçsın istememişti kimse. Ne bilsinlerdi üstlerine yağan kurşunlardan damakta tat denilen bir şey kalmayacağını? "Benim haberim bile yok baba!" derken kolları hafifçe iki yana açıldı. "Sizi gördük de peşinize takılıp geldik..."

Ava DileminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin