32. Bölüm

9.5K 625 218
                                    

Bölüm şarkıları
1) Marya Hawrami - Dlakam (medyada)
2) Güler Duman - Güle Yel Değdi
3) Grup Yorum - Bir Görüş Kabininde

Satır aralarını ve Yıldızları dolduralım mı?
Sevgiler.

Açelya, Muhammed Yusuf tarafından konaktan öyle bir çıkarılmıştı ki, hallerini gören evde yangın var sanırdı. "Ya Yusuf," diye hoyratça söylendiğinde, sakinleşmek adına iki derin nefes almak zorunda kaldı. Arabadan inecekti ve çarşı ortasında ya da insan içerisinde, münakaşa yaşamak istemiyordu. "Pantolonumu bile değiştirtmedin! Çarşı kaçmıyordu ya!"

Çarşı kaçmıyordu evet ama Muhammed Yusuf, konak içerisinde kalırsa ve birde evdekilerden herhangi bir sataşma duyarsa yaşanacakları bildiğinden kaçmıştı. Tam düğün arifesinde hengame istemiyordu ve bu en çok Açelya'nın sağlıkları nefesleri için mühimdi. "Boş ver pantolonu şimdi," diye solumasıyla, Açelya'nın kaşları hayretle havalandı. Boş verecekti madem, niye sabah sabah can sıkmıştı?

"Sabah söyleniyordun, şimdi mi boş ver oldu?"

Açelya'nın haklı sorusuyla, sesli bir nefes vermek zorunda kaldı Muhammed Yusuf. Ardından "Ava dilemin," dedi yakarırcasına, Açelya ne dercesine baş savurdu. "Ne yapacaksan, kendin istediğin için yap..." İşittiğiyle suratı kaskatı kesildi Açelya'nın ama Muhammed Yusuf kararlıydı. Göze batmayalım, aman laf söz olmasın diye uğraşsa da insanlar onları incitmeye çalışmaktan zaten vazgeçmiyordu. Birde onlar birbirilerini yok yere, faso fiso muhabbetlerle incitmesinler istedi. "Sabah bunca zaman çıplak mı gezmişim demiştin ya, haklısın," diyerek oturduğu şoför koltuğunda umarsızca omuz silkti. "Aklı başında, kendi ayakları üzerinde duran, evlat sahibi bir kadınsın. Ha ama," dedi ve bedenini araba içerisinde Açelya'dan tarafa döndürdü. Açelya'nın yüzü yine tam kahkaha atmalıktı ama kendisini tuttu. "Bugün etrafı bir ölçer tartarsın. Ondan sonra da nasıl rahat edeceksen, ona göre giyinir davranırsın..."

"Hayırdır?" dedi dan diye Açelya. Deyim yerindeyse, attan düşmüşe düşmüştü. "Bir şey mi oldu? Ben ne kaçırdım?"

Muhammed Yusuf ağırca yutkunduğunda aslında bir gerçeği sindiriyordu ve sindirdiğini dile getirmeden de durmadı. "Orta yol bulma çabalarını görüyor ve bundan mutluluk, gurur duyuyorum." Açelya'nın işittiğiyle bir nebze göğsü kabardı ama aslında tam olarak ailesinden böyle gördüğü için öyle davranıyordu. Herkes eş olabilirdi ama hayat arkadaşı olamazdı ve Açelya sıradan bir partner aramıyor, hayat arkadaşı edinmek istiyordu. "Tek taraflı fedakarlık, ilişkimizi de bizi de tüketir," dediğinde, ikisi de ağırca yutkundu. Çünkü zikredilen de salt bir gerçekti. "Hayatın boyunca belki de aynı masada bile oturmayacağın insanlarla, birlikte yaşamaya çalışıyorsun." Muhammed Yusuf'un yüzünden bariz bir mahcupluk geçti. Peşi sıra da korku. Çünkü Açelya'nın kendi ayaklarının üzerinde durmasının yanı sıra kapanması mümkün olmayan bir de baba kapısı vardı ve evdekiler Açelya'yı soldurmaya bu denli çalışırken, Muhammed Yusuf da el alem lafına endeksli hareket ederse o çiçeğin durup solmak yerine ait olduğu topraklara döneceğini görebiliyordu. "Ve bunu, benim için yaptığını biliyorum. Yeterince düzenini bozdun zaten. Bırak iki parçanın da tasasını yaşamayalım. Yapacak olan yapıyor, zehrini akıtacak olan her türlü akıtıyor..."

"Emin misin?" diye sorgulamadan edemedi. Yapacağını da, giyeceğini de her türlü yapar giyerdi Açelya. Yeter ki iş inada binsindi onun için ama yine de Muhammed Yusuf'un bu kararı içinden gelerek aldığını, kendisine içtenlikle bir adım atıldığını bilmek istedi. "Bir şey olmadı değil mi?"

"Yok," diyerek keyiflice baş savurdu Muhammed Yusuf. Aldığı kararı içerisinde sorgulama yanlışına düşmemek adına, hızlıca kapısını açtı. "Hadi gel, alışveriş yapalım," dedikten sonra muzipçe kaş çattı. "Ne masrafsız gelinsin anlamadım! Valla bir kişinin kulağına çalınsa, herkes gider Ege'den gelin bakar!"

Ava DileminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin