Herkesin bayramını enişten dileklerimle kutlar, hepinizi sevgiyle kucaklarım ♥️ Pasajlara yorum, bölüme yıldız ve varsa yeteneğiniz hikayeyi editleriniz ile desteklersiniz Memnune olurum (yetişememe sorunsalı) Tiktok Avadilemin21 diye bir hesabı var, ne oraya ne de Instagram hesaplarını işleten arkadaşlara bayadır video çıkaramıyorum belki sizler destek atmak istersiniz. Neyse çok tutmayayım kocaman öpücükler.
Muhammed Yusuf işittiğiyle "Açelya," dedi ve sesi de istem dışı sert çıktı. Zaten kolay bir hayatları yoktu ve daha da zorlaşsın istemiyordu. Morîcan bugün kendisine uygun görülen kişiyle evlenmek istemiyor olabilirdi ama yaşadıkları topraklarda başka türlüsü zaten pek mümkün değildi. Eninde sonunda aile büyüklerinin uygun gördüğü bir kişiyle öyle ya da böyle evlenecekti. Nûcan'ın evliliği sürpriz olmuş olabilirdi ve belki de Nûcan'ın evliliğinin alışılagelmiş olmaması bugün iyi sonuçlarla zikredilseydi, Morîcan'a da bir seçenek sunulabilirdi ama denenmemişi denemiş ve hüsranı kucaklamışken, olmayacak hayale sürüklenmek ancak ölüm getirirdi. "Bu konu hakkında bir daha konuştuğunuzu ne duyacağım, ne de işiteceğim!" Muhammed Yusuf katı bir tutum içerisinde ağalığını konuştururken, Açelya üşüdü o iklimde. Şımarık değildi ama ılıman iklime aitti ruhu. Emire alışkın değil, boyunduruğa ise asiydi. "Ortalık karıştırmak yerine evinizde huzurla oturun ki, bir eviniz, o eve de sokacak bir başınız kalsın!"
Açelya mosmor kesilirken, Muhammed Yusuf imtiyaz göstermeyeceğini kanıtlarcasına erkekler salonuna girdi. "Sana demedi," dedi Morîcan, Açelya'nın taş kesilişini fark ettiğinden. Açelya'ya üzüleceği ya da acıyacağı aklına gelmezdi ama ilk kez o an Açelya'nın dirayetinin yok yere kırılışından rahatsızlık duydu. Çehresine dönen maviler buzdan nasibini almıştı, ağlamaklı gülüşüyle ısıtmak istedi Morîcan ama dilinden dökülenler, gülüşünü öldürenlerdi. "Bana dedi. Kan davasına dönmesin, yaşayan bir atan, ağabeyin kalsın istiyorsan kır dizini otur kocanın evinde dedi..." Açelya'nın kaşları tepkime olarak sistematik bir şekilde havalandı. Anlamıyordu. Etrafında dönen ne bir dolabı, ne de hiyerarşiyi anlayamıyordu. İnsanlık dışıydı ona göre bu yaşanılanlar ve ses çıkarmadıkça, nesilden nesle aktarılmaya devam edecek olan vebaydı. "Yine de teşekkür ederim," diyerek, elini sıkı sıkıya tutan Açelya'nın elini usulca okşadı. "Onca yaşanılana, yaptığım şeylere rağmen..." Yüzüne oturan mahcubiyeti, seslice çektiği burnuyla gizlemeye gayret etti. "Beni bile kurtarmaya geldin, erinmedin."
"Sen kimsin Morîcan?" dedi dan diye Açelya. Morîcan işittiğiyle, şaşırdı kaldı. Kim miydi? Kendisini hiç istemeyen, annesinin aklına uyup ardından türlü türlü işler çeviren büyük görümceydi. "İsminin, cisminin ne önemi var ki?"
"Yok diyorsun?" dedi Morîcan, ağırca bir yutkunma eşliğinde. "Kim olsa, yapardım diyorsun?" Evet dercesine baş sallandırdı Açelya, tavizsizce. "Zeynep bile?"
Zeynep'in ismini işitince bir an duraksadı Açelya. Çünkü eve geldiğinde Zeynep'i evde görmüştü ve ona kapıyı açanları da tahmin etmek zorunda değildi. Koynunda beslediği bir yılan olarak görmek istemedi kimseyi ama bugün bağrına saklananlar, yarın öbür gün yine koynuna sokmak isteyebilirdi de Zeynep'i. "Zeynep'i bile," dedi yine de taviz vermeden. "Ayşe, Fatma, Melek ya da ismi her neyse... Hatta cinsiyeti de mühim değil inanır mısın? Bir erkek bile olabilir korumaya çalıştığım ama insan olması önemli. Kısacası," dedi ve bir es eşliğinde duraksadı. "Balık bilmezse halik bilir demişler, ben üstüme düşeni yaparım gerisi takdiri ilahi."
"Yarın öbür gün, senin üzerine bir Dilzar getirtilmek istendiğinde," dedi ve duraksadı Morîcan. O arada da Açelya, oturduğu yerden ayaklanmış bulundu ve temasları kesildi. "Kimse seni böyle kollamaz, ardında durmaz Açelya, şimdiden bilesin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ava Dilemin
General Fictionİki sevdalı bir yola baş koyunca; dağlar yerinden mi oynar yoksa o dağların altında ruhlar mı solar? Yazgısını yeniden yazanların hikayesi. Ps: Hikayede geçen kurum ve kuruluşların hiçbir gerçek kurum ve kuruluşla ilgisi bulunmamaktadır. Hikaye içer...