41. Bölüm

3.6K 460 85
                                    


Bölüm şarkısı : Kayahan - Odalarsa Işıksızım

Açelya ana salondan çıkıp mutfağa geçiş yaptığında, tam bir kafası kesilmiş tavuk misaliydi. Sağa sola kaçışıyor ama neden kaçıştığını hatırlayamıyordu. Beyninin bir kısmında 'Kahve,' söylemi yankılanırken, diğer kısmında 'Onu terk edeceğim diye ağlamış,' söylemi yankı yapıyordu. Açelya, bu denli sevilmek ne demekti bilmiyordu. Sorsalardı, hava suymuşçasına kendisini bir tek anası babası sevebilir, oğlu bile sevemezdi.

Yamen ve Figan, mutfak ortasında bir sağa bir sola dönüp duran ve oldukça telaşlı olduğunu görünen hanımlarına müdahale edip etmemeye karar veremezken, Yamen attı kendisini ortaya. "Hanımım," deyişiyle, Açelya'nın volta atan adımları sekteye uğradı. "İyisin mi? Neye ihtiyacın vardır?"

Ev halkından bir bardak su dahi istemeyen Açelya, pek tabi kendi ihtiyaçları için de gelmemişti mutfağa ama "Kahve," dedi bilinçsizce.

Kızlar zannetti ki yeni gelin kahve istiyor kendilerinden. Atmaca gibi tezgâh başına yöneldiklerinde, "Bir şey oldu sandım," dedi Figan korkuyla. Bir elini göğsüne bastırdı. Ortanca ağaları yeni gelini aile içine soktu sokalı, yürekleri hop oturup hop kalkmaktan yorulmuştu. "Kahve istiyorum deseydin ya hanımım, en baştan."

"Bahoz babaya kahve yapacağım," dediğinde, yavaş yavaş beynindeki seslerden yüreği ayrılmıştı Açelya'nın. Peşi sıra mavilerinin üzerindeki ince sarımtırak kaşları çatıldı. "Çıkın dışarı," dedi, dan diye. Bir Allah'ın selamını dahi kendisinden esirgeyenleri, bir günde unutacak değildi sonuçta. Yamen ve Figan yüzüne bakakalınca, kaşları bir kalktı bir indi. "Dışarı çıkın, dedim," dediğinde, sesi yine ilk ikazındaki gibi oldukça sert çıkmıştı ama ne ekersen, onu biçiyordun işte. Bu sertliği de Açelya'nın diline, konak sakinleri ekmişti. "Yardım istediğim vakit yardım istiyorum derim," dedi ve nefesle gülümsedi. "Tabi siz, Zeycan Hanımdan izin almadan benimle konuşamazsınız ama anlıyorum da," diyerek başını aşağı yukarı sallandırdı. Bir yandan da tezgâha doğru adımlamaya başladı. "O yüzden, şimdi siz çıkın, bende benden istenilen şu kahveyi artık yapayım..."

Birden fazla baş olunca bir evde, horlanan hep çalışanlar olurdu. Kızlar, Zeycan Hanım tarafından horlanmaya ne yazık ki alışmışlardı. Elinde büyüdükleri bir gerçekken, sözünden çıkıldığında da başlarına gelmeyen kalmıyordu. Açelya'ya üzülüyorlardı ama emir kulu olduklarından kendi hisseleriyle hareket etmeleri yasaktı. "Hanımım," dedi Yamen günah çıkarma isteğiyle. Başlı başına Muhammed Ağasına bariz bir sevgi ve saygısı vardı Yamen'in. Çünkü Muhammed Yusuf, Nûcan ile Morîcan'a ne kadar ağabeyse, Yamen ile Figan'a da o kadar ağabeylik yapmıştı. "Biz bize ne denirse, onu yapıyoruz..."

"Biliyorum," derken, aldığı kahve kavanozundan cezveye kahve doldurmaya başladı Açelya. "Beynimde susmayan seslerle kavgam var Yamen. Sert çıkıştıysam özür dilerim ama..." Eline aldığı fincana su doldururken, anlık kızlara bir göz attı. İkisinin de üzerindeki kendilerinden özür dilenmesinin şaşkınlığını gördü ve samimice gülümsedi Açelya. "Sesli düşünebilmem için lütfen beni yalnız bırakır mısınız?"

Figan, polemikten yılmış olduğundan dirsek ucuyla hızlıca Yamen'i dürttü. Hazır azar işitmek yerine, rica minnet işitiyorlardı neden üstelesinlerdi? "Siz nasıl isterseniz hanımım," derken, Yamen'e kaşıyla gözüyle mutfaktan çıkmasını işaret etti. "Bir şey olursa, ses edersiniz..."

Açelya, ses etmeyeceğini bilmesine rağmen tamam dercesine baş savurdu. Aldıkları komutla, Figan'ın Yamen'i çekiştirmesi sonucu iki kız da mutfaktan çıkmış oldu. Açelya, yeni kahve yapmayı öğrenirmişçesine bir beyin karışıklığı yaşarken, döne döne kaç kez su koyduğunu saymak suretiyle bocaladı durdu.

Ava DileminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin