Aynur Doğan - Qumrîkê (Medyada)
Yazık ki o kara gözlere
Düşmüş düşman eline
Ah yar yar yar
Sensiz uyku girmez gözümeKarabağ konağı sakinleri ne olursa olsun aradıkları sakinliği ha deyince yakalayamadı ama herkes iyi ve olaysız biten gecenin de huzurunu yaşamaktaydı. Çambeki köyünden haber gelene kadar bir rüyanın koşturmasında, haber geldikten sonra ise bir kasırganın tohumunda savrulacaklardı...
Erkekler salonu karışmak üzere olduğu için tüm ev halkı orada toplandı. Aslında kadınlara gereksinim yoktu ama Zeycan Hanım, olayların önünü alabilmek adına ağasının yanında durması gerektiğini düşünmekteydi. Bu yüzden yanına kattığı kızları ve gelini Xezal ile erkekler salonuna gitmekte bir beis görmedi.
Salonun ortasında volta atan Bahoz Ağa için sinirli demek hafif kalırdı. Öylece salonun ortasında dikilen Muhammed Yusuf için ise tedirgin demek yersizdi. Atasının estireceği fırtınayı Muhammed Yusuf bir kaya gibi beklemekteydi. Essin ki üzerindeki tozu alsın istiyordu. Alsın da rahatlasın...
"Diyorum ardında durayım, boş bırakmayayım! Bıraktığım anda hançerleyecekler biliyorum..." Bir ileri bir geri volta atarken, belinin arkasında kavuşturduğu ellerinin arasındaki tespihi kuvvetinden yere saçılmak üzereydi. Bir tespih tanesi gibi dağılacaklardı imkânsız bir sevda yüzünden. Görüyordu Bahoz Ağa ama gördüğünü kabullenmek istemiyordu. "Ama sen," dedi ve hiddetle, dimdik duran Muhammed Yusuf'a döndü. Yüzüne tükürmek istedi oğlunun ama önce kendi yüzüne tükürmesi gerektiğini bildiğinden yapmadı. Kanını oğluna aktaran o değil miydi? Kendisine benzediği için suçlayacaksa Muhammed Yusuf'u, hesabı önce kendisine kesmesi gerekirdi. "Seni yalnız bırakmayışımdan cesaret alıyorsun!" İtham eden eli, Muhammed Yusuf'un bedenini bir leş gibi dürttü. "Kellen yerinde sayemde duruyor diye aykırılıklarına hız kesmeden devam ediyorsun! Ne zaman durulacaksın? Kül başıma diye feryat ettirince mi?"
Muhammed Yusuf, yeryüzündeki hiçbir insanın başına küller geçsin istemezdi. Bu yüzden başını hayır anlamında iki yana savururken, hiç tereddüt etmedi.
"Ne ulan o zaman?" diye fırtınanın ilk tohumunu savurdu Bahoz Ağa. Pervasız ve nasırlı elleri, siyah bir takım elbise içerisindeki heybetli oğlunun yakasına yapıştı. Muhammed Yusuf, tepkisizce durmaya devam etti. Azıcık karşı çıksa, dirense, Bahoz Ağanın can yakması daha kolay olacaktı ama işte Muhammed Yusuf, Açelya'ya da dillendirdiği o saygıyı hayatının her alanında, her bir bireye duymaktaydı. "Koluna takıp gezemeyeceğin kadının kınasını yakmak ne?" Açelya'yı koluna takıp gezememek... Muhammed Yusuf, Açelya ile sanayiye bile gittiğinden ilk tepkisini o an verdi ve gülümsedi. Bahoz Ağa, sert bir yumrukla kendisine getirsin istedi oğlunu ama derdest edici yumruğu Muhammed Yusuf'un göğsüne indi. Elleriyle sökesi vardı o kalbi. Söküp, içerisine düşen sevdayı atası vardı. "Rodozixan'ların bok yemesiyle erkeklik yaptın! Ardında duramayacağın sözü hangi erkekliğinle verdin lan?" Bir yumruk daha indi Muhammed Yusuf'un göğsüne. Söküp atamadı hiçbir fırtına, sevdanın kökünü o göğüsten. "Almayacağım! O çocuklu, dul kadını, sana kadın diye almayacağım!"
Bahoz Ağa ezip yok edemediği kalbin direnci karşısında kendi yenilgisinden korkunca, Muhammed Yusuf'u hiddetle ittirdi. Olanı biteni bir tiyatro gösterisi gibi izleyen Karabağ sakinlerinden Zeycan Hanım daha fazla dayanamadı. "Ağam!" dedi ama sesinde çekingenlik vardı. Destur almak şarttı ama yine de genç bir delikanlı olan Muhammed Yusuf'un bir paspas gibi ezilmesine içi kıyıldı bir ana olarak. Kızı Nûcan'ın kına gecesinin ardı, hezimetle sonlansın da istemedi. Yarın insan içine çıkacaklardı ve ailesinde yaşanacak ayrım en son istediği şeydi. "Etme kurban olam..." Bahoz Ağanın kaskatı kesilmiş sol eline, aman dilenircesine sarındı Zeycan Hanım. Gözleri hala dimdik durmaktan vazgeçmeyen Muhammed Yusuf'a değdi. Merhameti vardı ama aile birliği elzem olandı. "Gençtir, kanı deli akar. Bilmez misin?" Bahoz Ağanın öfkeli gözleri bildiği ama kabullenmek istemediği gerçeklikle örtüldü. "Zerda'yı alalım. Kızı da üstüne alırız."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ava Dilemin
قصص عامةİki sevdalı bir yola baş koyunca; dağlar yerinden mi oynar yoksa o dağların altında ruhlar mı solar? Yazgısını yeniden yazanların hikayesi. Ps: Hikayede geçen kurum ve kuruluşların hiçbir gerçek kurum ve kuruluşla ilgisi bulunmamaktadır. Hikaye içer...