Bölüm şarkıları :
1) Xece - Keyfa Min Ji Tere Te (Medyada)
2)Sasha Serap - Xanime Le Xanime
3) Azad Bedran - Çavşin"Vallahi olmaz!" diye kükreyen iki farklı ilde, iki farklı ebeveyn vardı. Bahoz Ağa sabah namaz vaktinde öğrendiğiyle eşek tepmişe dönmüşken, aynı vakitlerde Süreyya Hanım da Kuşadası'nda katır tepmişe dönmüştü. Bahoz Ağa hazırlıksız öylece gidilmeyeceğini söylüyordu ama Muhammed Yusuf, günlerdir kendi içlerinde Kuşadası'na götürüleceklerin kadınlar tarafından hazır edildiğini biliyordu. Süreyya Hanım ise ertesi gün bayrammış gibi temiz olan evinin temiz olmadığını iddia ediyor, yenilecek ikramların kim tarafından hazırlanıp sunulacağını sorup duruyor ve bunları çözümleyemediği için değil o akşamı, yarın akşamı bile zinhar kabul etmiyor, haftaya gelsinler diyordu.
"Anne, bak anlaşalım yarın akşama gelsinler işte," dedi Açelya sızlanarak. İmsak kesmiş, herkes sıcacık yatağında olması gerekirken salonda toplanmış münazara ediyorlardı. "Yusuf yarın akşamı bekler."
"Allah Allah!" diyerek yükseldi Süreyya Hanım. Peşi sıra bir kez daha kendisini tekrarladı: "Allah Allah!" Sağ eli hoyratça savrulduğunda, kızdığı kendi yavrusuydu başkasınınki değil. "Yarın akşamı bekler öyle mi kocan? Yarın akşamı bekler ama nikâhlı karısını bir hafta bekleyemez?"
Açelya uykusuzluk ve değişen hayatının getirdiği gerginlikle iyice başının dövündüğünü hissederken "Keşke aramasaydım Yusuf'u," dedi safi bir pişmanlıkla. Eli kendiliğinden telefonuna uzandığında saati kolaçan etti. Açelya şayet Muhammed Yusuf'u birazcık tanıdıysa geçip giden yaklaşık iki saatlik zaman diliminde çoktan Diyarbakır'dan çıktığını düşünüyordu. "Şimdi dön desem, dönmez. Gelme desem, yanlış anlayacak." Aman dilenircesine babasına baktı. "Sen mi söylesen acaba baba?"
Mustafa Beyin Muhammed Yusuf'u geri çevirmek gibi bir niyeti olmadığından, eşi Süreyya Hanıma dönerek "Padişah gelmiyor ya hanım," dedi, yapma dercesine ama karısının huyunu biliyordu. Sıradan bir altın günü için bile evi kırana sokan karısı, ilk defa evine gelecek insanlar için nasıl herkesi kırklamasındı? "Senin, benim gibi normal insanlar işte... Gecenin bir yarısı ailecek gelmeleri tabi doğru değil ama yol da çok uzun!"
"İnsanlarda suç yok ki!" dedi dizini döverek Süreyya Hanım. "Gecenin bu saatinde, başı bacadan çıkmış gibi insanları çağıran bizimkinde akıl yok"
Mustafa Bey eşine uyarırcasına kaş çatarken, bir yandan da hızlıca Açelya'yı kontrol etti. Kızının düşen yüzünü gördüğünde, uyarı dolu bakışları tekrardan eşine yöneldi. Açelya, bu tarz söylemlere içerliyordu. Aslında karısı da bunu çok iyi biliyordu ama ara sıra o tatlı dili ekşiyor ve ithamlarla donanıyordu.
"Ben, Yusuf'un bu saatte yola çıkacağını bilemedim," dedi Açelya, itham edildiği ayrıntıyı ortadan kaldırmak istercesine. "Bilseydim aramazdım zaten anne. Ayrıca bu saatte yola çıkma da dedim..."
"O da başka emrin var mı diye sormuştur kesin!" diye huysuzca söylendi Süreyya Hanım.
"Yok," dedi Açelya saflığı elden bırakmayarak. "Gündüz arasaydın o zaman dedi..."
Mustafa Bey güneşin doğumuna yaraşır şekilde öyle gür bir kahkaha attı ki, apartmanda yaşıyor olsaydılar herkesi ayağı kaldırırdı. Süreyya Hanım ve Açelya kendisine hayretle bakarken, "Çok," dedi elini bir tur havada döndürüp. "Çok bile sabretti çocuk! Ben, daha senin gelişinin ertesinde soluğu kapıda alır sanıyordum..." Açelya yanaklarını nefesiyle şişirirken, Mustafa Bey gülen gözlerini ömürlük yârine çevirdi. "Bırak Yusuf gelsin," dedi ama Muhammed Yusuf'un zaten geliyor oluşuyla boşa konuştuğunu hissetmeden edemedi. Süreyya Hanımdaki gözlerini biriciğine çevirdi. Gözlerindeki bariz sevgi ve kıyamayış, elle tutulur vaziyetteydi. "Sen de Yusuf'u ara. Gecenin bir yarısı ailesini kapıya dikmesin ama yarın akşam sekizde buyursunlar gelsinler. O insanlara da yazık. O kadar yol gelecekler, dinlenmeden etmeden bizim kapımıza mı varacaklar? Ayıp," dedi ve onaylamazcasına mırıltılarla söylemlerini destekledi. "Bencilliğin de bir sınırı olmalı kızım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ava Dilemin
General Fictionİki sevdalı bir yola baş koyunca; dağlar yerinden mi oynar yoksa o dağların altında ruhlar mı solar? Yazgısını yeniden yazanların hikayesi. Ps: Hikayede geçen kurum ve kuruluşların hiçbir gerçek kurum ve kuruluşla ilgisi bulunmamaktadır. Hikaye içer...