Dün akşam Toprak'tan 'Katalog geldi, yarın gel.' mesajı almıştım ve bu mesajı aldığımda yarın için Ferda ile plan yapıyordum. Ki bana Çarşamba veya Perşembe dedikleri katalog Salı gelmişti. Şimdi çarşamba sabahı erkenden kalkıp duş almış saçlarımı kurutup makyajımı yapmış ve otobüse binip Blood&Dragon'a gitmiştim.
Bundan sonra hafta içi her gün burada olacaktım.
İçeri girdiğimde sabahın ilk saatleri olmasına rağmen bekleyen iki kişi vardı. Resepsiyon masasında oturan Beyza beni gördü.
"Toprak iki numarada bugün." dedi direkt. Toprak'ın yanına gitmem mi gerekiyordu emin değildim ama o böyle deyince iki numaralı odaya ilerledim. Zaten sadece üç oda vardı. Üç de dövmeci vardı. Odaları değiştirip duruyorlar mıydı onu bilmiyordum ama tüm yaz burada olacaktım. Öğrenirdim. Daha haziran bile bitmemişti ve eylülün ortasına kadar vaktim vardı.
Kapıyı açtığımda her zamanki gibi Toprak'ı sırtı kapıya dönük şekilde gördüm. Koltukta oturan kızın bacağına doğru eğilmişti. Ben girince kafasını kaldırdı.
"Günaydın." dedi direkt.
"Günaydın. Beyza burada olduğunu söyledi. Çıkabilirim." dedim hızlıca.
"Yok. Tezgâhta suyum vardı verir misin onu?" dedi. Tezgah dediği mürekkepleri veya diğer malzemeleri koydukları ufak dolabın üst kısmıydı. Oradaki şişe suyu aldım ve ona doğru ilerledim. Kızın bacağındaki taslak benim çizdiğim bir şeye en ufak benzemiyordu. Katalogdan seçilmiş gibi de değildi. Küçük bir çerçeve ve içinde sadece çizgilerle ana hatları belirlenmiş iki figür vardı.
Toprak elindeki dövme makinesini durdurup bırakırken şişeyi aldı. Biraz içtiği sırada kızla bakıştık. Kız koyu kahverengi saçlı yirmilerinin sonunda gözüken bir kızdı.
"Kahvaltı yaptın mı?" dedi Toprak.
"Evet. Yedim bir şeyler." dedim. Annem sabah gitmeden kahvaltı masasını toplamazdı ben uyanınca yiyip toplayayım diye. Bu yıllardır böyleydi.
"İşim az. Yarım saate falan bitecek. Pınar birazdan gelecek istersen otur o gelince bahçeye geçersiniz." dedi diğer siyah sedyeyi gösterip.
"Olur." dedim ve oraya geçtim.
"Sınav ne oldu?" dedi Toprak makineyi tekrar çalıştırırken.
"Daha çok var açıklanmasına."
"Bakmadın mı netlerine falan? Kontrol etmedin mi?"
"Yok. Moralimi bozabilir." dedim. Güldü. Kızın yüzünde herhangi bir acıma belirtisi yoktu.
"Mantıklı."
"Sen gittin mi üniversiteye?" dedim merakla. Görkem yirmi üç yaşındayım demişti. O gitmiş ve çoktan mezun olmuş olabilirdi. Toprak gitmiş ve bitirmişti yüksek ihtimalle çünkü üniversite öğrencisi bir insan bir çarşamba sabahı saat onda burada olmazdı.
"Okuyorum şu an." dedi.
"Nasıl?" dedim şaşkınca.
"Açıktan işletme okuyorum. Diploma olsun derdi tamamen." dedi.
"Kaç yaşındasın sen?" dedim merakla.
"Yirmi bir." dedi Toprak.
"Daha büyük gözüküyorsun." dedi birden oturan kız. Toprak ona baktı.
"Öyle mi?"
"Yirmi dört falan en azından." dedi kız. Toprak omuz silkti.
"Onun yirmi bir olduğu yerde sen on altı falansın sanırım." dedi kız bana dönüp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKENLİ TELLER (TAMAMLANDI)
Teen FictionHazan ve en yakın arkadaşı bir gün Hazan'ın çizdiği bir resmi arkadaşına dövme yaptırmak için bir dövmeciye giderler. Gittikleri dövmecideki Toprak, Hazan'a dövme salonu için çizimler yapıp onlara satabilir mi diye sorar ve Hazan da kabul eder. Böyl...