Bu bölüm okurken de anlayacağınız üzere zaman atlaması içeriyor. 39.bölümün üstünden 2 sene gibi bir zaman geçtiği zamanda geçiyor ve Hazan ile Toprak'ın aklıma düştüğü ilk anda yazdığım ilk bölüm olduğu için bir nevi bu kurgunun ilk halinin giriş bölümü sayılıyor.
Zaman atlamalarina kurgunun işleyişi açısından ihtiyaç duyduğum için bu kadar bir zaman geçmiş bulunuyor ortada. O yüzden pls kızmayınız <3
*
"Kubilay ben oraya gitmek istemiyorum." dedim en sonunda. Durdu. Bana baktı.
"Anlamadım, neden?" dedi şaşkınca.
"Orasının güzel olmadığını biliyorum çünkü. Çok pisler. Gerçekten bir dövme yaptırmak istiyorsan bak sahilin orada çok iyi bir yer biliyorum." dedim. Kubilay bir dövmeciye baktı bir de bana. TPRK Tattoo Studio yazısının olduğu beyaz neon tabelaya bakarken Kubilay ısrar etmesin diye dua ediyordum sadece.
"İyi madem." dedi sonunda. Derin bir nefes aldım. Yanıma gelirken elimi tuttu ve yürümeye başladık.
Yeni erkek arkadaşımla eski erkek arkadaşımın dövme stüdyosuna girip Türk dizisi anı yaşamayacaktım elbette. Tamam Kubilay, Toprak'ı biliyordu ama onun dövmeci olduğunu ve TPRK'nin onun olduğunu bilmiyordu.
Nasıl anlamamıştı bilmiyorum ama yine de belamı aramıyordum ve Toprak'ı görmek falan istemiyordum. Doğru olmazdı.
Hem de ondan ayrıldığım için isteye bile çocuğu boğardı Toprak.
Sonunda sahildeki stüdyoya gittik. İçeri girdiğimizde ise duraksadım.
"Buyurun..." derken beni gördüğü an Pınar da duraksadı. Sonra gözleri Kubilay'ın elimi tutan eline gitti. Ne yapacağımıza hızlı karar vermemiz lazımdı.
"Ben dövme yaptıracaktım." dedi Kubilay.
Bu aniden aklına gelen bir şeydi. Ona bir şey çizebileceğimi söylemiştim ama istememişti. O klasik bir dövme düşündüğünü söylemişti ve umuyordum ki herhangi bir yerine benim gözlerimi falan yaptırmazdı çünkü evet elini tutuyor ve ondan hoşlanıyor olabilirdim ama birkaç aydan çok değildi ilişkimizin ömrü.
Bazı sorunlarımız vardı. Bilirsiniz. Genel çift problemleri. İkinci, üçüncü aşamalara geçmekle alakalı sorunlar. Ufak olmayan kıskançlık kavgaları ve bazen kıyafet mevzusundan doğan kavgalar.
Ve bunlar konusunda sabırlı değildim. Onun dediğinin olmasıyla alakalı sorunlarım vardı. Baskın taraf olmak istediğimden değildi. Sadece erkek arkadaşınız kırmızı ruj süremezsin diye kavga çıkarsa siz de sabırlı olmazdınız.
Kavgaların galibi ben oluyordum çünkü Kubilay böyle biriydi. Her zaman kavga çıkarır ağzına geleni sayardı ama sonra resmen ayaklarıma kapanıp gitmemem için yalvarırdı. Yani, ayağınıza kapanan erkek arkadaşınızı tekmeleyip geçmeniz için sabrınızın cidden taşması gerekiyordu. Dediğim gibi. En fazla birkaç ay. Birkaç kavgalık daha sabır.
Bu yüzden göz dövmesi falan yaptırmamasını umuyordum.
"Biz randevu üzerine çalışıyoruz ve önümüzdeki bir ay doluyuz ama adınızı yazalım." dedi Pınar direkt. Kubilay bana baktı.
"Bence beklemeye değer." dedim hemen. Kafasını salladı. Kubilay adını yazdırmak ve randevu oluşturmak için içeri giderken Pınar ve ben kaldık. Çok rahatsız edici bir ortamdı.
"Duymuştum ayrıldığınızı." dedi Pınar sonunda. O da benim gibi gergindi. Çok değil birkaç yıl önce bir süre yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmemişti. Şimdi ise görüşmeyen iki kişiydik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKENLİ TELLER (TAMAMLANDI)
Novela JuvenilHazan ve en yakın arkadaşı bir gün Hazan'ın çizdiği bir resmi arkadaşına dövme yaptırmak için bir dövmeciye giderler. Gittikleri dövmecideki Toprak, Hazan'a dövme salonu için çizimler yapıp onlara satabilir mi diye sorar ve Hazan da kabul eder. Böyl...