"Bir şey soracağım sana." dedi birden Harun. Kime dediğini anlamadım başta. Sonra gözünün bende olduğunu fark edince "Efendim?" dedim merakla. Okulun üçüncü haftasında ekimin sonunda hala birlikte takılıyorduk. Dağılmamız ne zaman olurdu bilmesem de en azından okulda sıkılmıyorum diye kafam rahattı biraz.
"Bu seni arada bir okula bırakan bir motorlu çocuk var. Kim o? Kardeşin, akraban, arkadaşın falan mı?" dedi. Toprak beni her gün okula bırakmıyordu. Onda kalmadığım sabahlarda bırakamadığını fark etmiştim. Bırakmasıyla alakalı sorunlarım yoktu ve annem de hiç ses çıkartmıyordu ama her bırakışında bana para vermesi yüzünden bir tık ben kalmamaya çalışıyordum Toprak'ta.
Kötü bir düşünceden değildi. Sadece işten hala çıkamamıştı ve kazandığı birkaç lirayı da okula beni bırakarak kaybetmesini istemiyordum. Hayalleri vardı ve bu hayallerin en kısa sürede ulaşsın istiyordum.
İşten de cidden hala kovulmamıştı. Ki sürekli geç gidiyordu. Erken çıkıyor arada gün ortasında az işim var deyip işten çıkıp yanıma geliyordu ve birlikte takılıyorduk. Bunlara rağmen hala nasıl atılmıyor hiç anlamıyordum.
"Erkek arkadaşım." diye cevapladım Harun'u.
"Cidden mi?" dedi Nur birden.
"Evet."
"Ben demiştim." dedi Nilay.
"Büyük duruyor ama baya. Kaç yaşında?" dedi Pelin.
"Yirmi bir. Çok büyük değil." dedim.
"Ne zamandır çıkıyorsunuz?" dedi Nur.
"Yazın başladık." dedim. Belli bir ay söylemek istememiştim. Tam kesin tarihimiz yoktu bence. O yüzden böyle sorulduğunda yazın başladı diyordum sadece.
"Vay be. Üniversiteye geçerken ilişki yapmak çok garip." dedi Harun.
"Niye?" dedi Nilay.
"Ben ayrıldım." dedi Harun omuz silkerek. Soner tepki vermese de kızlar olarak dördümüz şöyle bir bakıştık. Hayır işin en kötüsü, böyle bir olayı bende yaşamıştım.
"Niye? Üniversitede kızlar teklif ediyor efsanesine mi inandın?" dedi Nur gözlerini devirirken.
"Uzak mesafe zor bir şey çünkü." dedi Harun. Sanırım eski kız arkadaşı başka bir yer kazanmıştı.
"Korkak erkeklerin lafıdır bu." dedi Pelin ojesini sürerken.
"Ben güvenmen uzak mesafeye." dedi Soner.
"Çünkü kendinizi biliyorsunuz." dedi Nilay.
"Hayır sonra pişman da olurlar genelde." dedi Nur.
"Hayırdır seni terk mi ettiler?" dedi Harun alayla.
"Hayır. Sadece gördüğümü söylüyorum." dedi Nur omuz silkerek.
"Yanlış görmüşsündür." dedi Harun.
"Ben yaşadım." derken elimi kaldırdım alayla. Bana baktılar.
"Bu çocuk mu?" dedi Pelin.
"Hayır. Ben on birinci sınıftayken on iki olan bir erkek arkadaşım vardı. sosyal bilimlerdeydim ben, aynı yaştaydık ama bir yıl erken gitti işte o. Üniversite kazanıp ayrıldı uzak mesafe falan filan diye. Bu yaz geri geldi özlemiş etmiş. Genelde öyle oluyor yani gerçekten." dedim.
"Bu motorcu abi onu kaskıyla öldürmedi mi?" dedi Soner.
"Toprak öyle biri değil." dedim.
"Aslında tam öyle duruyor. Sert tipli" dedi Nur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKENLİ TELLER (TAMAMLANDI)
Подростковая литератураHazan ve en yakın arkadaşı bir gün Hazan'ın çizdiği bir resmi arkadaşına dövme yaptırmak için bir dövmeciye giderler. Gittikleri dövmecideki Toprak, Hazan'a dövme salonu için çizimler yapıp onlara satabilir mi diye sorar ve Hazan da kabul eder. Böyl...