64.BÖLÜM:YOL VE VARIŞ

1.1K 94 31
                                    

"Havlu aldın mı?"

"Evet."

"Mayo?"

"Aldım."

"Güneş kremi?"

"Canan bence hepsini almıştır."

Tankut'un cümlesi ile annem derin bir nefes aldı. Toprak gelmişti. Aşağıdaydı.

"Niye sabah çıkmadınız ki? Gece gece yola mı gidilir?" dedi annem.

"Fark eder mi?" dedim.

"Evet. Of gitmeseniz mi? Ne alaka aslında ya? Ben nasıl izin verdim buna?"

"Anne çocuk bekliyor aşağıda. İnebilir miyim artık?" dedim. Annem derin bir nefes daha aldı.

"Tamam. Her şehirde nerede olduğunuzu yaz. Gidince ara. Uslu uslu gidin gelin. Pazar akşamı evde olmazsan bir daha da eve almam ayrıca."

"Tamam." dedim. Kafasını salladı. Asansörün düğmesine bastım ve kapı tekrar açıldı.

"Gidiyorum."

"Tamam." dedi annem. Tankut'a baktım. gülümsedi bana. Valizi asansöre çektim. "Hadi görüşürüz." dedim ve bende bindim asansöre. Kapılar kapanırken arkamı dönüp aynaya baktım. saçlarımı ellerimle düzeltip derin bir nefes aldım.

Sürekli gitmekten bahsediyorduk ama gerçekleşiyordu. Toprak ve ben tatile gidiyorduk. Beraber gidiyorduk. Pazar sabahına kadar beraber olacaktık. Sadece ben ve o olacaktık.

Aşırı heyecanlıydım. Öncelikle hayatımdaki adam gibi ilk tatildi. Eniştemin arada bir Antalya'ya götürmesi gibi değildi. Tatil amacı ile gidiyorduk.

En son lise ikide yüzmüştüm. Ferda ile havuza gitmiştik ve bu kadardı. Yıllardır mayo falan giymiyordum. İnanılmaz bir heyecan vardı içimde.

Asansör zemin katta durunca derin bir nefes alıp valizle beraber çıktım asansörden. Apartmandan çıktığımda Toprak'ı gördüm. Arabanın kapısına yaslanmıştı. Beni gördü.

"Selam." dedim. Gülümserken "Selam." dedi ve valizimi aldı.

"Düşündüğümden hafif." dedi alayla.

"Çünkü yaz kıyafetleri miniciktir Toprak. Elbette hafif olacak." dedim. Güldü. Valizi bagaja koydu. "Canan teyzeden tehdit mesajı aldım." dedi.

"Ne?"

"Arabayı düzgün kullan olur da kaza falan yaparsanız ve ölmemişsen seni ben öldürürüm dedi."

"Cidden mi?"

"Ben bu kadından korkuyorum artık. Can güvenliğim yok resmen." dedi. Güldüm.

"Merak etme korurum ben seni bebeğim." dedim.

"Çok içimi rahatlattı. Sağ ol. Sen de olmasan..." dediği sırada kapıyı açmıştım. Güldüm ve bindim arabaya. O da bindi. Kemerimi takarken "Hala arabayı satmaman çok iyi oldu." dedim.

"Öyle bir düşüncem hiç yoktu ki." dedi arabayı çalıştırıp.

"Hiç mi?"

"Sıkışmadığım sürece kalır. Zararı yok." dedi. Kafamı salladım hafifçe.

"Şimdi ne kadar sürecek bu yol?" dedim merakla.

"Sabah beş gibi falan oluruz Datça'da yüksek ihtimalle." dedi.

"Oha çok uzun sürecekmiş. Yorulmayacak mısın?"

"Niye yorulayım kızım deli misin? Gittim geldim ya birkaç gün önce?"

DİKENLİ TELLER (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin