!Bu bölüm +18 ögeler barındırır!
*
Bilgisayarımın ekranında tüm sınavlarımın notları duruyordu. Birçoğu güzeldi. Hepsi neredeyse altmıştan yüksekti. Aralarında doksan olan bile vardı.
Seçmeli dersimin finali hariçti. Çünkü ondan kırk almıştım ve bütünlemeye kalıyordum.
Ama sadece bir seçmeliydi. Sadece bir bütünleme sınavım vardı. gecelerce bir ders için çalışmam gerekecekti ve bütünlemede halledemesem bile mezun olanlar için kurtarma sınavları vardı.
Bir bütünleme.
Önce odamdan çıkıp annemin yanına gitmek ve 'Bak geçtim hepsini!' diye bağırmayı düşündüm ama bundan çok daha önce yapmak istediğim başka bir şey vardı. O yüzden sabahın yedisi olmasını hiç umursamadan kalkıp üstümü giyinmiştim ve annemin telefonuna bir mesaj yollamıştım. O uyandığında görürdü. 'Anne Toprak'la salonda kahvaltı edeceğiz. Sınavlarımı geçmişim, bir bütünlemem var. Akşam görüşürüz.' yazıyordu. Bence yeteri kadar açıklayıcıydı.
O yüzden evden çıkıp da otobüs durağına giderken pek endişeli değildim. Ben gidene kadar Toprak'ın uyanma saati de gelirdi. Bugün o açacaktı salonu biliyordum.
Otobüs sabahın köründe işe giden insanlarla doluydu. Ayakta kalmayı o yüzden sorun etmedim. Hepsi bütün gün yorulacak insanlara yer vermekte sorun görmezdim. Ben bütün gün yorulmayacaktım. Yatacaktım sadece. Hem aşırı mutluydum. Tek bir bütünlemem vardı, daha ne olsundu zaten?
Uzun bir otobüs yolculuğundan sonra indim. Toprak'ın mahallesinde bir süre fırın aradıktan sonra sonunda buldum. Her şey sabahın bu saatinde daha tazeydi ve içerisi inanılmaz kalabalıktı. Beş dakika bekledim sadece. Sonra sıra bana gelince bir sürü şey aldım ama en çok sevdiğini bildiğimden çikolatalı açmadan aldım daha çok.
Sonra çıktım. Evine yürüdüm. Birkaç dakika sonra şansıma tam ben girerken elli yaşlarında gözüken bir adam çıktığından zili çalmama da gerek kalmadı.
Pekâlâ gitmeden arayabilirdim ama bu sefer gereğinden erken uyanması gerekecekti. Şimdi ise saat sekize beş vardı ve Toprak sekizde uyanıyordu zaten.
Dairesinin önünde durunca zile bastım. Bir tık sabahın körü olduğundan gergindim ama birkaç dakika sonra önce kapının üstünde duran delikte karaltı gördüm. İki saniye geçmeden kapı açıldı. Toprak üstünde ters giyilmiş gri bir tişörtleydi.
"Hazan? Bir şey mi oldu güzelim?" dedi direkt endişe ile. Normaldi bence. Sabahın köründe Toprak benim kapıma dayansa birinin öldüğünü düşünürdüm direkt. Bir de absürt saatlerde onun evine geldiğim tek sefer Kubilay'ın evinden çıkabildiğim geceydi.
"Kahvaltı getirdim." derken poşeti kaldırdım. Birkaç saniye bana baktı. Sonra da "Beynim çalışmıyor şu an." dedi. Sırıtıp eve girdim. Direkt mutfağa gidip her şeyi tezgâha koyduktan sonra ona döndüm.
"Kahvaltı getirdim." dedim yine.
"Saat kaç?" diye mırıldandı.
"Sekize beş var."
"Sabahın köründe derdin neydi?" dedi gözlerini ovalarken.
"Sınavlarım açıklandı." dedim. Elini yüzünden çektiğinde daha ayılmış duruyordu.
"Ee?" dedi merakla.
"Bir bütünleme." dedim.
"Bir mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKENLİ TELLER (TAMAMLANDI)
Genç KurguHazan ve en yakın arkadaşı bir gün Hazan'ın çizdiği bir resmi arkadaşına dövme yaptırmak için bir dövmeciye giderler. Gittikleri dövmecideki Toprak, Hazan'a dövme salonu için çizimler yapıp onlara satabilir mi diye sorar ve Hazan da kabul eder. Böyl...