30.BÖLÜM:SIÇANLAR VE ÇOCUKLAR

1.6K 109 4
                                    

Teyzemle annemin arasında beş yaş vardı. annem büyüktü. Teyzem annem gibi erkenden evlenmemişti. Yirmi sekizinde evlenmişti anca. Oğlu doğalı iki sene anca olmuştu. Kuzenimin adını eniştemin babasının ismi olan Mehmet koyup yanına teyzemin istediği isim olan Bora'yı da koymuşlardı.

Kimse kuzenime Bora demiyordu. Teyzem bile.

"Demek bir erkek arkadaşın var." dedi teyzem balkondayken. Annemin dünya üzerinde kızacağı çok şey yoktu, sigara ve alkol hariç neredeyse hiçbir şeye kızmazdı.

Eniştem ve teyzem içmeyi seven, ikisi de sigara kullanan insanlardı. Bu yüzden balkondaydık teyzemle. Annem mutfaktaydı. Bizi duyuyordu. Eniştem ise oturma odasında Mehmet'le ilgileniyordu.

"Evet." dedim.

"Geçen geldiğimde de var mıydı? Bana neden söylemedin?" dedi direkt. Teyzenizle aranızda on iki yaş olmasının annenizle aranızda on yedi yaş olmasından pek farkı yoktu. çocukken tanıdığım en havalı insanlarken yirmi yaşına geldiğimde benim için henüz ergenlikten çıkamamış iki yetişkin gibiydiler.

"Yoktu. O ara arkadaştık." dedim. Teyzem son geldiğinde Ercan beni eve bırakmıştı. O ara Toprak'la aramızda bir şey yoktu. pek arkadaş sayılır mıydık o dönemlerde bilmiyordum ama aramızda bir şey yoktu işte.

"Kaçta gelecek?" dedi teyzem. Saat yediydi. Toprak evden çıkmış olmalıydı. Telefonum içeride şarjda olduğundan haberim yoktu ama "Birazdan gelir sanırım." dedim. Annem bir sürü yemek yapmıştı. Teyzemler gelecek diye yaptığı yemekler gibiydi. Ama biraz daha fazla şey eklemişti.

Toprak'tan nefret ettiğini düşünmüyordum. Bana en sevdiği yemeği sormuştu ve ben Toprak'la hep makarna tavuk yediğimden baya bir düşünmem gerekmişti bunu. Sonra da arada bir konuşurken bezelyeden bahsettiğini hatırlayınca anneme bezelye yaptırtmıştım. Sadece ablasının evinde yiyebiliyordu. Ki ablasının evine de bayadır gitmemişti biliyordum.

"O elindeki kanser bittiyse masa hazırlamaya gelin." dedi annem balkon kapısını açtığı an. Teyzemin bitmemiş sigara dalına baktı. Yüzünü buruşturdu.

"Bitmedi ablacığım. Sen kur." dedi teyzem.

"Hazan kalk o kanserin yanından ve masayı kur." dedi annem. Hemen ayağa kalktım. Bugün suyuna gidiyordum annemin. Yoksa Toprak'ı zora sokardı tanıyordum onu.

Ben içeri geçerken "Çok tatlısın ablacığım." dedi teyzem.

"Kes sesini Candan." dedi annem sadece ve balkon kapısını kapattı.

"Balkona kilitlesem mi?"

"Mehmet ağlarsa ne yapacağız?" dedim.

"Doğru. Bir de çocukla uğraşamam." dedi. Güldüm. Aslında annem Mehmet'i seviyordu. Hem ilk yeğeniydi hem de ailedeki ilk erkek çocuktu. Bir tık sevimliydi bir de.

"Burayı hazırlıyorum?" dedim masaya bakıp.

"Saçmalama. Git salonu hazırla elli kişiyiz." dedi. Sadece beş kişi olacaktık ama karşı çıkmadan tabakları ve çatal kaşıkları alıp salona gittim. Eniştem haber izliyordu ve Mehmet de yerde arabalarıyla oynuyordu.

"Geldi mi?" dedi eniştem.

"Yok. Evden yeni çıkmıştır." dedim.

"Ne zamandır birliktesiniz bu çocukla?" dedi.

"Bir süredir"

"Zaman?"

"Yani...Temmuz sonundan beri falan sanırım." dedim. Ocak ayına girdiğimiz için bu durum garip bir şekilde ilişkimizin bir süredirden çok süredir var olduğunu hatırlattı bana.

DİKENLİ TELLER (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin