Toprak Çeliksoy'un bir motoru vardı.
Normalde asla yapmayacağım bir şeyi yapmış, hiç tanımadığım birinin aracı ile başka bir yere gitmiştim. Üstüne bir de motora binmiştim. İki gün öncesinin Hazan'ı için şok edici bir durumdu. En son ne zaman motora bindiğimi hatırlamıyordum. Çok silikti o anılar beynimde. Babam ben daha on yaşında falanken satmıştı motorunu herhalde.
Normal bir hızda güvenli bir şekilde bizi Volkan dediği adamın evine götürdüğünde tüm yol bu adam neden gelemiyor diye düşünmüştüm ve sonunda kapısını çaldığımız müstakil evden tekerlekli sandalyede kapı açan kırklarının ortalarında bir adam çıkınca soruma cevabı da kendi kendime almıştım gayet.
"Toprak?"
"Müsait misin abi?"
"Müsaidim..." derken hemen Toprak'ın arkasında kalan bana baktı. Toprak da bana baktı. "Bahçede oturalım hiç uğraşma." dedi. Adam "Tamam siz geçin." dedi. Toprak bana döndü. Sonra yanımdan geçti ve önden ilerleyince peşinden gittim. Bir oturma takımı görene kadar yürüdük. O arada "Volkan abi bizim stüdyonun sahibi." dedi. Bunu demişti evet. Hatırlıyordum. "Geçen yıl trafik kazası geçirdi. Yürüyemiyor o yüzden." dedi.
"Geçmiş olsun."
"Geç otur." dedi koltuklardan birine otururken. Sonra yanımdakine de o oturdu. Birkaç dakika bile geçmeden Volkan abi geldi. Karşımızda durduktan sonra "Hayırdır oğlum? Kız falan kaçırmadın değil mi?" dedi. Gözlerim büyürken Toprak "Yok abi. Öyle bir şey değil. İş." dedi. Kaşlarını kaldırdı adam. Sonra bana baktı ama Toprak konuştu hızlıca.
"Abi bu Hazan. Bir süre önce geldi arkadaşına dövme yaptırmak için. Kızın elinde bir çizim vardı. Hazan çizmiş güzel de bir çizim. İsterse çalışabileceğimizi söyledim. Bugün geldiğinde ben işlemdeydim. Müşterinin arkadaşlarından biri beğendi bile bir tanesini, randevu aldı."
Volkan abinin gözleri Toprak'taydı.
"Senin onayın da olursa diye geldik." dedi son olarak Toprak. Volkan abi bana baktı. Sonra da "Bakayım." dedi. Hızlıca defterimi çantamdan çıkarıp adama uzattım. Adam elimden aldı. Defteri açarken "Sen reşit misin?" dedi.
"Evet."
"Okul formana göre liselisin. Nasıl reşitsin?"
"Sosyal bilimlerdenim. Bizde hazırlık da var. On sekizim yani. Son yılım." dedim. O arada sayfaları geçiyordu ve sadece hafifçe salladı kafasını. Bir süre sustuk. Derin bir nefes aldım. Toprak da ben de bekliyorduk merakla.
"Bunlar gerçekten güzel çizimler Hazan...Toprak da beğenmiş ve bugün bir tane de seçilmiş direkt. Benim laf edeceğim bir mevzu yok ortada kısacası." dedi en sonunda. Sonra defterin kapağını kapadı. "Çizimlerin ve tarzın bir süredir görmediğimiz tarzda. Bu aralar herkes çiçek böcek oldu." derken bana uzattı. Defteri aldım hemen. Peşine de "Teşekkür ederim." dedim.
"İşin maddi boyutunda bir oran başta verilir elbette. Ben pek gelemiyorum artık stüdyoya ama Toprak'a güvenirim. O halledecektir. Tek şartım başka kimseye bunları satmayacağın konusunda olur. Onu da Toprak sözleşmede belirtir. Bence güzeller. Yorulmanıza gerek yoktu buraya kadar mesaj da atabilirdiniz ama hoş tanışmak da güzel oldu seninle." dedi ve gülümsedi. Nezaketen ben de ona gülümsedim.
"Sanırım üniversite sınavı yaklaşıyordu. Yeğenim girecekti benim tekrar." dedi Volkan abi.
"Yirmi gün var." dedim hemen.
"Tamam. Yirmi gün seni rahatsız etmeyelim hiç. Sen sınavdan sonra Toprak'la konuşursun zaten. Ondan sonra halledersin. Benlik sorun yok. Toprak ayarlarsın." dedi son cümlede Toprak'a bakarken. Toprak kafasını sallarken "Biz gidelim o zaman abi." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKENLİ TELLER (TAMAMLANDI)
Genç KurguHazan ve en yakın arkadaşı bir gün Hazan'ın çizdiği bir resmi arkadaşına dövme yaptırmak için bir dövmeciye giderler. Gittikleri dövmecideki Toprak, Hazan'a dövme salonu için çizimler yapıp onlara satabilir mi diye sorar ve Hazan da kabul eder. Böyl...