Perşembe akşamı saat beşte birden telefonum çaldı. Görkem'i ve dövme yaptığı adamı izlemekle meşguldüm. Çalan telefon sağ olsun ikisi de bana baktı bir an.
"Pardon." dedim. Görkem omuz silkip gram umursamazken adam kafasını çevirdi. Telefonu elime aldığımda Ercan'ın aradığını gördüm. Derin bir nefes aldım.
"Efendim?"
"Hazan? Naber?" dedi direkt.
"İyi. İşteyim. Sen?"
"Aynı dolaşıyorum etrafta. Sınav ne oldu?" dedi merakla. Dün açıklanmıştı aslında. Bugüne kadar sormak aklına gelmemiş miydi gerçekten?
"İyi. Yirmi yedi bin yapmışım." dedim.
"Yuh!" dedi şokla. Onun iki yüz küsürlerde bir şey yaptığını hatırlıyordum. Ama aynı kulvarda değildik. O sayısalcıydı sonuçta.
"Çok iyi bir şey bu Hazan...Tebrik ederim."
"Teşekkür ederim."
"Ferda'yı duydum Bilal'den. E sizi bir yemeğe çıkarıp kutlama yapalım diyoruz olmaz mı?" dedi Ercan. Derin bir nefes aldım. "Hadi ama. Sadece bir yemek. Bizdensiniz." dedi. Ondan olup olmamakla alakası yoktu bunun. Daha çok onunla olmak istemememle alakası vardı. bana hala yanlış geliyordu eski sevgilimle böyle takılabiliyor olmak ama yine de bir yerde ortak arkadaşlar falan varken bir de kendini çok önemli hissetmesini istemediğimden böyle böyle mecburen onunla takılmak zorunda kalıyordum.
"Ben haber veririm sana".
"Tamam. Bekliyorum."
"Tamam."
Telefonu kapatınca Görkem direkt "Hayırdır?" dedi.
"Akşam yoğun muyuz?" dedim.
"Yok. Randevu falan yok. Gayet rahatız. Neden?"
"Ercan aradı. Ferdalar falan kutlamaya gidelim dedi. yemek ısmarlıyorlarmış Bilal'le birlikte bize." dedim.
"İyiymiş. Saat zaten beş. Pek yoğun değiliz erken çıkarsın." dedi Görkem direkt.
"Gerçekten mi?"
"Aynen. Bomboş oturmana gerek yok burada." dedi. telefonu elime alırken önce Ferda'ya mesaj attım. Ondan hızlı bir 'Sen gidersen gelirim.' dönüşü alınca Ercan'a yazdım.
Hazan: Adres at Ferda ile geliriz biz.
Ercan: Süper. Atayım bekle.
Ercan: Konum.
Ercan: Yedi?
Hazan: Tamamdır.
Ercan: Görüşürüz.
Telefonun ekranını kapatıp yerimden kalktım.
"Ben gidiyorum. Yarın görüşürüz."
"Görüşürüz." dedi ama son anda durdum.
"Görkem bir şey daha soracağım."
"He Hazan?" dedi bana bakıp.
"Hafta sonu bir yoğunluk yok değil mi? Belki işim var olabilir de her ihtimale karşı belli olsun." dedim. Bugün Bilal kesin bir ara sorardı ve ona ne diyeceğimi bilmem lazımdı
"Yok üç beş randevu var. Kol kaplama var çoğu kişiyi hafta içine attık." dedi. kafamı salladım. "Tamamdır. Görüşürüz."
"Görüşürüz." dedi. üç numaradan çıktıktan sonra resepsiyon masasında oturan Toprak'ı gördüm direkt.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKENLİ TELLER (TAMAMLANDI)
Teen FictionHazan ve en yakın arkadaşı bir gün Hazan'ın çizdiği bir resmi arkadaşına dövme yaptırmak için bir dövmeciye giderler. Gittikleri dövmecideki Toprak, Hazan'a dövme salonu için çizimler yapıp onlara satabilir mi diye sorar ve Hazan da kabul eder. Böyl...