39.BÖLÜM:YAZIKLAR OLSUN (1.KISIM FİNALİ)

1.4K 97 73
                                    

Cuma akşamı evde tek başımaydım. Bütünleme sınavlarım bitmişti. Daha sonuçları açıklanmasa da Toprak bütün hafta tüm derslerimde aynı yöntemi uygulayıp sınavlarıma beni çalıştırmıştı. Bir tık kafamı dağıtmıştı bu durum.

Annemle hiç konuşmamıştık. Evdeki varlığım o geldiğinde odama kapanmamdan ibaretti. her gün sınavlardan sonra biraz okulda Nilaylarla takılıyor ve eve dönüyordum. Toprak akşama doğru işten çıkıyor bize geliyor ve sonra bana ders çalıştırıp sekiz gibi tekrar salona gidiyordu.

Annemle hiç konuşmuyorduk. Ne selamlaşıyorduk ne de başka bir şey. Bir daha evlilik hakkında da konuşmadık zaten. Konu kapanmadı biliyordum. Çok arada evde birbirimize rastlıyorduk. Yani ben su içmek için mutfağa gittiğimde balkonda kahve içerken falan görüyordum onu ve o zamanlardan birinde fark ettiğim üzere yüzüğünü takmıştı parmağına.

Devamdı işte. Hep dediği gibi hayatına devam ediyordu. Cidden ediyordu hem de.

Saat dokuzdu ve bugün Toprak'la görüşmemiştik. Volkan abi gelecekti bugün TPRK'ye. O yüzden yarın görüşürüz demiştik. Annem de yoktu evde ki bu hem işime gelen hem de tüm sinirlerimi kavuran bir durumdu. Çünkü eğer evde yoksa o adamlaydı kesin.

Bu da nefret ettiğim bir şeydi.

Salonda oturmuş elimdeki aylardır bitmemiş aynı kitabın son sayfalarını okuyordum. Bütünlemeler de bittiği için artık hayatımda kafamı meşgul edecek bir durum kalmamıştı. Can sıkıntım ve ben baş başa kalmış ruh halimi mahvediyorduk. En azından kitabı bitirebilir ve yarın da uzun süredir gitmediğim Rusça dersine gidebilirdim.

O devam ediyorsa benim de devam etmem gerekirdi. Yani sanırım.

Birden kapı çaldığında kitabı bıraktım. Kaşlarımı çattım. Annem asla kapı çalmazdı biliyordum. O yüzden yerimden kalktım. Toprak'tı kesin. Volkan abi gitmişse beni görmeye gelmiş olabilirdi.

Bir haftadır sürekli yanımdaydı çünkü Toprak beni tanıyordu. Biliyordum bir şeyleri anlatmadığımı fark etmişti. Anlamıştı bunu. Arada bir sorsa da ben geçiştirip durmuştum.

Yerimden kalkıp ikinci defa çalan zille birlikte açtım kapıyı. Karşımda uzun boylu manitamı görmeyi beklerken benim boyumdaki en yakın arkadaşımı görünce gözlerim büyüdü.

"Ferda?" dedim şokla.

"Yaa Ferda. Bu Ferda senin ağzına sıçacak kızım!" derken girdi eve. Şok içinde baktım ona. Bütünleme sınavlarının haftaya Çarşamba başladığını bildiğim için şu an burada olması çok garip gelmişti bana. Sonraki hafta gelecekti. Niye buradaydı?

"Anlamadım?" dedim şaşkınca. Önce sarıldı bana. Bende ona sarıldım. Geri çekildi. Birbirimize baktık.

"Geri zekalı!" diye bağırdı birden.

"Ne?"

"Ne mi? Ben neden en yakın arkadaşımın moralinin bozuk olduğunu kazulet sevgilisinden öğreniyorum?" diye bağırdı.

"Ne?"

"Neyin var lan?" dedi.

"Ben...Anlamıyorum?"

"Bir su içeceğim." dediği gibi mutfağa geçti. Arkasından gittim. Ferda kendine bir su doldurdu.

"Sınavların vardı?"

"Evet! Zaten bir gece kalacağım ve annemlerin haberi bile yok. Bir gece de sayılmaz, bütün gece buradayım gece ikide binip gideceğim. O yüzden kısıtlı bir zamanımız var." dedi. Bardağı kafasına dikti. Anlam veremediğimden yutkundum.

DİKENLİ TELLER (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin