"Resmen kıskançlık krizleri geçiriyorsun." dedi Ferda tüm kıyafet bulma çabamın ortasında aniden.
"Ne?" dedim ona bakarken şaşkınca.
"Eline bir şeyler alıyorsun bakıyorsun ve nefret ediyorsun. Eyelinerını elli kere çekip bozdun. Saçın başın dağıldı ve makyajın yüzünde çok korkunç duruyor. Bildiğin kıskançlık krizi geçiriyorsun şu anda." dedi Ferda.
"Hayır geçirmiyorum." dedim. Tek kaşını kaldırdı. "Biraz geçiriyorum." dedim. Güldü.
"Kanka anlattığın o kız ve senin karşılaştırılacak bir yanınız yok. Kız sarışın kıvırcık saçlı, sen siyah düz saçlısın. Yani aynı kulvarda değilsiniz." dedi. Omuzlarım çöktü.
"O üst kulvarda."
"Hayır. Farklı kulvar senden daha iyi olduğunu göstermez." dedi. Sonra ayağa kalkıp dolabımın önünde durdu. "Senin belli bir tarzın var. O kız çiçekli elbiselerin içinde güzelse sende dekolteli şeylerde iyisin." dedi. Elini uzatıp beyaz geniş paçalı kot pantolonumu ve koyu mor ince askılı cropumu çıkardı. Birbirlerine uydurmak için ikisini yan yana tuttu ama sonra beğenmemiş olacak ki pantolonu siyah kotumla değiştirdi. Gülümsedi.
"Bak. Ne kadar da sen bir kombin oldu." dedi.
"Ben bir kombin olmasını istemiyorum." dedim.
"Hazan senin bu kıskançlık kız güzel diye değil farkındasın değil mi?" dedi. Kaşlarımı çattım. "Aptal değilim ben. Ercan'ın doğum gününde vurup gittin peşinden. Toprak'ı kıskanıyorsun resmen."
"Hayır." dedim şok içinde. Kaşlarını kaldırdı. "Pınar'ı da kıskanıyorum." dedim savunma olarak.
"O farklı bir mevzu." dedi.
"Bu kız kim ya?" dedim Ferda'dan kıyafetleri alırken.
"Vallahi ben hiç bilmiyorum ama baya yakınlar hepsi belli ki." dedi. Gerçekten mi Ferda? Hiç anlamamıştım inan.
Gözlerimi devirip masaya geri oturdum. Sonra makyaj temizleme suyunu alıp pamuğa döktüm ve yüzümü silmeye başladım.
"Lan yine niye siliyorsun?" dedi şokla.
"Çünkü korkunç gözüküyorum." dedim. Yanaklarıma öyle çok allık sürmüştüm ki testere filmindeki küçük bisiklet süren maskeli şeye benzemiştim. O filmi de hiç sevmezdim zaten.
"Ben yapayım mı?" dedi. Yüzümü tamamen sildikten sonra "Yok." dedim. Ferda yanımdan masaya yaslandı. Yüzüme ufak bir kapatıcı tabakası sürdükten sonra allık sürmedim. Pudraladıktan sonra gözlerime baktım. elime farı alıp hafif far geçtikten sonra göz kalemi sürdüm.
"Kendi makyajını yaptığında çok daha güzelsin zaten." dedi.
"Ama kendi makyajımla ceset kadar beyazım."
"Bu beyazlık için insanlar kafayı yiyor Hazan." dedi. Ofladım. O an kapı açıldı. Koridorun ışığı yanarken "Hazan?" diyen annemi duydum.
"Odamdayız." dedim. Annem gelip kapıya yaslandı ve sonra gözleri kocaman oldu.
"Bu odanın hali ne?" dedi şaşkınca.
"Kıyafet krizi." dedi Ferda. Annem Ferda'ya baktı. "Hoş geldin güzelim." dedi. Ferda gülümsedi. "Tek güzelim diyenim sensin Canan teyzem." dedi. Annem güldü.
"Bir yere mi gidiyorsunuz?" dedi. Sonra durdu. "Bana bak o sıçan falan varsa ikinizi de odaya kilitlerim." dedi.
"Yok yok. Hazan gidiyor ben yardıma geldim." dedi Ferda. Annem bana baktı. "Salondakilerle çıkıyoruz." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKENLİ TELLER (TAMAMLANDI)
Teen FictionHazan ve en yakın arkadaşı bir gün Hazan'ın çizdiği bir resmi arkadaşına dövme yaptırmak için bir dövmeciye giderler. Gittikleri dövmecideki Toprak, Hazan'a dövme salonu için çizimler yapıp onlara satabilir mi diye sorar ve Hazan da kabul eder. Böyl...