2 Gün Sonra
Çağrı
Yanağımda hissettiğim dudaklar ile sırıttım. Zeyno elinde iki pamuk şeker ile yanıma oturdu. Onu kendime çekip sarıldım. Güldü. Saçlarına dudaklarımı bastırdım.
" Güzelim benim. " dedim kokusunu içime çekerken. Kalbim hızla atıyordu. Ona ne zaman yaklaşsam kalbim benim kalbim olmaktan çıkıp onun kalbi oluyordu. Her şeyimle onundum.
" Pamuk şeker sever misin? " diye sordu.
" Severim. " dedim. Saçlarını öptüm. Artık kedi gibi damlarda gezmiyorduk. Sahildeki kedilere terfi etmiştik. Benden ayrıldı. Pamuk şekerlerden birisini bana verdi. Pamuk şekeri aldım.
" Teşekkürler. " dedim. Güldü.
" Rica ederim. " dedi ve pamuk şekerin paketini açtı.
" Farkettiysen artık çatılarda gezmiyoruz. Sahildeki kedilere terfi ettik galiba. " dedim. Bütün ilgisini elindeki pamuk şekere vermişti. Börek yemeyi, pamuk şekeri ve resim yapmayı seviyordu. Çok yetenekli bir ressam ya da bir heykeltıraş olurdu. Tüm Dünya onun adını duyardı. Bunu hakediyordu.
Ona bir şey olursa ben yaşayamazdım. O benim için çok değerliydi. Bu gün okulda yarışma için seçmeler vardı. Hiçbirimiz katılmamıştık. Seçmelerden dolayı bütün dersler iptaldi. Daha sonra da haftasonuna giriyorduk. Okul olmadığı için bizde birlikte vakit geçirmeye karar verdik. Onunla geçirdiğim her dakika elmas değerindeydi. Pamuk şekerlerin çöpünü yanımızdaki kutuya attık. Kafasını omzuma yasladı. Bende ona sarıldım. Huzurluyduk.
" Seni seviyorum. " dedi. Sonra da boynumu öptü. Güldüm.
" Bende seni sevgilim. " dedim. Gülümsedi. Gözlerini kapattı ve bana sarıldı. Bende gülümsedim.
" Uykun mu var? " diye sordum. Kafa salladı. Kim bilir saat kaçta yatmıştı.
" Kabus gördüm sonra da uyuyamadım. " dedi çocuk gibi.
" Ne gördün? " diye sordum.
" Boş ver. Çok kötüydü. " dedi ve bana iyice sarıldı. Nefes alış verişleri çok düzenliydi. Saçlarını okşadım. Bu gün saçlarını düzleştirmişti. Kahkülleri de uzamıştı. Saçları da uzuyordu gittikçe.
" Babaannem hep rüyalar tersine çıkar derdi. " dedim. Küçükken çok kabus görüyordum. Özellikle de annem ve babam boşandığı zaman. Ben 6 yaşındayken boşanmışlardı. Velayetim babamdaydı ve annem bizi öldürmeye çalıştığı için psikolojik tedavi görüyormuş. Ben ise onu dayımın yanında diye biliyordum ama beni arayamadığı için bende annemin beni terk ettiğini sanıyordum. Babamın da beni terk ettiğini görüyordum sürekli kabuslarımda. Çok gerçekçi oluyorlardı ve ben çok korkuyordum. Babaannem de beni avutmak için ya da batıl inanç olarak bunu söylemişti.
" Annem de aynısını diyor. " dedi uykulu bir sesle. Sonrasında ikimizde sustuk. Ben sadece onu izledim ve o da gözlerini kapatarak uyudu. Tek yaptığım onu izlemekti. Bir elimle de yanağını okşuyordum. Her şey daha güzeldi.
***
Zeyno
Akşam yemeği yiyorduk. Annem, Bilal Abi'ye baktı ve Bilal abi konuşmaya başladı.
" Biz Ankara'ya gidiyoruz bu akşam. Belirli bir süreliğine ama 3 ay da olabilir, 5 ayda. " dedi yavaşça. Annem niye gidiyordu ki. Sonuçta birkaç aylık bir şey.
" Benim askerlik arkadaşımın, iş yerine bakmam gerekli. Annesini tedavi için İngiltere'ye götürecek. " diye ekledi.
" Bende onunla gideceğim. " dedi annem. Buna şaşırmadım. Onlar yeni evliydi ama bende mi gidecektim? Benim okulum vardı hemde birkaç aylık bir iş için nakil işleriyle uğraşamazdım. Hem Arap ve Ali vardı. Onlarsız olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbreaks And Spaces• Zeyçağ
Fanfiction@xyakamozx6 hesabımın şifresini unuttuğum için hikaye buradan devam edecek Zeyno Sarı × Çağrı Koçak