3 Gün Sonra
Erdek, Balıkesir
Zeyno
Cenazeden sonrası daha rahat hissediyordum. Amcamları özlemiştim. Şimdi de otogara gidiyorduk. Erdek annemin ve babamın tanıştığı yerdi. İkiside 6 yaşındayken annem 4 sene burada kalıyor anneannem ve dedem ile. Sonrasında dedemin işi için Adapazarı'na geri dönüyorlar ama ne annem ne de halam iletişimi kesiyorlar. Babannem ve anneannem de öyle. Daha sonra lise bittikten sonra annem halamı ziyarete Erdek'e gidiyor ve babam ile annem aşklarına devam ediyordu. Sonuç olarak evelniyorlardı ve 1 sene sonra ben doğuyordum. Keşke doğmasaydım.
Çağdaş kucağımdaydı. Amcamın doblosundaydık. Ali ve Arap bagajdaydı. Umut ön koltuktaydı ve bende kucağımda Çağdaş ile oturuyordum. Yanımda ise Zehra Abla vardı.
" Abla, seni yine görecek miyim? " diye sordu Çağdaş.
" Tabii. " dedim. Saçlarını okşadım.
" İstediğin zaman ablanla kalırsın isterse ablan bizimle kalır. " dedi Zehra Abla. O eve gidebilir miydim ki? Yapabilir miydim bunu?
" Beraber parka gideriz. Oyun oynarız. Top oynarız. Her şeyi yapabiliriz. Yüzmeyi sever misin? " diye sordum. Kafa salladı.
" Beraber denize gireriz. Yüzeriz. " dedim gülümseyerek. Bana sarıldı. Bende ona sarıldım. Hep öz bir kardeşim olsun isterdim. Şimdi bir kardeşim daha olmuştu. Fakat hiçbir şey hayallerimdeki gibi değildi. Amcam arabayı park etti. Arabadan indik. Beraber çantaları aldık. Amcamla birbirimize sarıldık.
" Dikkatli gidin kızım. " dedi.
" Kendinize dikkat edin Amca. " dedim ve ona sarıldım. Saçlarımı okşadı. Babamdan daha fazla babalık yapmıştı bana. Çağdaş, Amcama sarıldı. Gülümsedim. Keşke amcamın kızı olabilseydim. Amcamla vedalaştık ve hepimiz birlikte otogara girdik. Umut yanağımı sıktı. Gülümsedim.
" Hadi ama Zeyno, ben kuzenimi böyle görmeye alışık değilim. " dedi. Gülümsedim.
" Ben alıştım artık. Sadece saatlerce uyumak istiyorum. Hiç uyanmadan. " dedim. Kafamı öptü.
" Otobüste uyursun. " dedi Umut. Otobüse bindik. Bu sefer Umut ile yan yanaydık. Kafamı cama yasladım. Gözlerimi kapattım. Çok yorgun hissediyordum. Umut kafamı alıp omzuna koydu. Huzurla uykuya daldım.
***
15 Saat Sonra
Zeyno
Yatağımı özlemiştim. Yatağın içinde dönüp duruyordum. Yarın okula gidecektim ve saat sabahın 5'i olmuştu. Uykusuzdum. Uyku düzenim kalmamıştı. Gözlerim nihayet kapanıyordu. Kafamı yastığa gömdüm. 3 saatlik uykuyla da olsa okula gidecektim. Eve gelince uyurdum. Uykum beni tamamen esir aldı.
Alarm çaldı. Alarmı kapattım. Aheste aheste yataktan kalktım. Formamı giydim. Kravatı bağladım. Oldum olası kravatlarla aram yoktu. İlkokuldan beri nefret ederdim. Yatağımı topladım ve odamdan çıktım. Umut salonda yatıyordu. Annemi ilk defa böyle uyanık görüyordum.
" Günaydın. " dedim ve annemin yanağını öptüm.
" Günaydın. " dedi annem.
" Umut'la Bilal Abiyi kaldıralım mı? " diye sordum.
" Bilal yok. Tekneye gitti. Umut'u da kaldırma. Sabaha kadar uyumadı çocuk. " dedi annem. Kafa salladım. Birlikte kahvaltı ettik. Sonrasında ben okula gitmek için evden çıktım. Arap kapının önündeydi. Bisikletimi alarak yanına gittim.
" Günaydın. " dedim.
" Günaydın Kara Bela'm. " dedi ve bana sarıldı. Birlikte okula gitmeye başladık. Her şey normale döndü. Okula gittik. Mutluyduk. Okula vardık. Ben bisikletimi park ederken Ali ve Arap Berk'le konuşmaya gittiler. Ben dışlandım sanırım. Duru yanıma geldi.
" Günaydın. " dedi enerjiyle. Gülümsedim. Burada sevdiğim nadir kişilerdendi.
" Günaydın. " dedim neşeyle. Bana sarıldı. Sırtımı okşadı. Benden ayrıldı.
" Başın sağolsun tekrardan. İyi misin? " diye sordu. Kafa salladım.
" Sınıfa geçelim mi? " diye sordu.
" Olur ama bir saniye. " dedim. Bisikletimi kilitledim ve sepetten çantamı aldım. Sınıfa gittik. Ders fizikti ve ben diğer okulumdaki hoca yüzünden fizikten tamamen soğumuştum. Dersten kalmayayım diye dinliyordum ama hala daha sevmiyordum. Fizik dersi anlatabilen hoca azdı. Tam 5 defa fizik hocası değiştiren birisi olarak en iyisi kesinlikle bu okuldaki Harika Hoca'ydı. Sınıfa girdik. Ben sırama oturdum ve Ali ile Arap sınıfa girdi. Mavi bu gün gelmemişti. Ders sıkıcı başladı ve sıkıcı bitti. Tenefüste sigara içmek için çatıya çıktım. Daha öncesinde çakmağımı ve sigaramı sütyenime saklamıştım. Çatıya çıktım. Kameraların kör noktasının olduğu kısma gittim. Duvara yaslandım ve elimi gömleğimin içine soktum. Sütyenimin içinden sigaramı ve çakmağımı çıkardım. Sigarayı dudaklarıma götürdüm.
" Yine mi içiyorsun? " diye sordu. Çağrı'ydı. Sesinden tanımıştım. Sigara içmemi hiç istemezdi. Ağzımda yanmayan bir sigarayla ona döndüm.
" Çok içmiyorum ben. 1 paket bana 10 gün yetiyor. Çok aramıyorum. " dedim. Bağımlı olmamaya uğraşıyordum. İleride daha kolay bırakmak içindi. Zaten astımım vardı. Sigarayı dudaklarımdan aldı ve yere attı.
" Ne yapmaya çalışıyorsun? " diye sordum.
" Kendine zarar verme Zeyno. " dedi ve elimde çakmakla duvara geri yaslandım. Çakmağa baktım. Sonra da yerdeki sigarama. İçecektim ben onu güzel güzel. Sütyenimin içine geri koyamazdım çakmağı. Mecbur elimde tutmaya devam ettim.
" Başın sağolsun tekrardan. " dedi ve yanımdaki duvara yaslandı. Bana bakıyordu. Gözlerinin bende olduğunu biliyordum ama ona bakmıyordum.
" Teşekkürler. " dedim ona bakmadan. Görmek istemiyordum onu.
" Üzgün gibiydin. Bende seni takip edip buraya çıktım. Özledim seni. Arap ve Ali'nin yanında yanına yanaşamıyorum ki. Kız kardeşlerini asla paylaşamayan iki abi gibi sürekli yanındalar. " dedi. Güldüm. Doğru söylüyordu.
" Beni paylaşamadıkları doğru. Bende onları paylaşamıyorum. " dedim. Kafa salladı. Bana sırnaşmak için buradaydı. Bunu ikimizde biliyorduk. Duvardan ayrılıp bana döndü.
" Aranızdaki bağı çok seviyorum. Keşke benim arkadaşlarımda seninkiler gibi olsa. " dedi. Yanlış arkadaş seçen oydu. Ne düşünüyordu? Sevgilisiyle birlikte biriyle arkadaş olması kaçıncı seviye bir salaklıktı.
" Senin de pek düzgün biri olduğun söylenemez. " dedim.
" Kalbimi kırıyorsun. Sende masum değilsin sonuçta. Bencil olma Zeyno. Yaptığın tek şey bencillik. " dedi ve benim kalbimi paramparça etti. Buna rağmen bana yaklaştı biraz daha.
" Ben mi bencilim? Komik. Ben bencilsem neden hala daha peşimdesin? Gitsene. Bence çok daha iyisini bulursun. Bende belki daha iyisini bulurum. " dediğimde kaşları havaya kalktı. Elleri yumruk oldu. Kıskanmıştı.
" Benden iyisini rüyanda bile bulamazsın. Boşuna aramış olursun. " dedi. Sırıttım. Ona yaklaştım. Aramızdaki mesafe tehlikeli oluyordu.
" Sende daha iyisini bulamayabilirsin. " dedim. Gülümsedi. O da bana iyice yaklaştı ve aramızda iki üç santimlik bir mesafe kaldı.
" Doğru. Sadece seni istiyorum. Yanımda. Seni her an görmek istiyorum. Bence ileride evlenebiliriz. " dediğinde kahkaha attım.
" Allah yazdıysa bozsun. Seninle evleneceğime elimdeki şu çakmakla bile evlenirim. " dedim. Bana biraz daha yaklaştı. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı.
" Bir gün bu dediklerine pişman olacaksın. O zaman sonsuza dek birlikte olacağız. Sadece beni görebileceksin ve duyabileceksin. Çünkü sen varken tüm sesler benim için silikleşiyor. Sadece seni hissedebiliyorum. " dedi. Ona baktım. Yanağımı öptü ve zil çaldı. Benden uzaklaştı. Gitti. Kalbimde bir yangın başlattı ve ikimizi de yakarak gitti. Bu yangında yanan tek kişi ben değildim. İkimizde yanıyorduk ve kül olma evresine henüz geçmemiştik. Bu gidişle bu yangın hiç bitmeyecekti. Biz asla kül olamayacaktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbreaks And Spaces• Zeyçağ
Fiksi Penggemar@xyakamozx6 hesabımın şifresini unuttuğum için hikaye buradan devam edecek Zeyno Sarı × Çağrı Koçak