2.3

131 10 1
                                    

X

Yanımda uyuyan kız kardeşime baktım. Onunla 1 senelik harika bir tatile çıkıyorduk. Bu minik oyuna bir süreliğine ara vermek istiyordum çünkü Feraye'ye ulaşmışlardı. Feraye riskliydi, gözü karaydı, Cemre'yi öldürdüğümü öğrendiği andan itibaren her an saçma bir şey yapabilirdi. Onlara verdiğim tüm görevleri reddetmişlerdi. Hepsine bir görev vermiştim. Hatta diğerlerinin yapmadıkları görevi diğerlerine vermiştim. Onları zayıf noktalarından vurmam lazımdı. Onlar akıllı davranmışlardı. Görevleri yapsalarda öleceklerdi yapmasalarda öleceklerdi. Bende onlar ölünce gidip teslim olacaktım. Elimde bütün cinayetleri itiraf ettiğim bir video vardı. Hepsinin cesetlerini atacağım çöp kutuları bile belliydi. Her şeyi önceden planlamıştım. Feraye'yi terk etmek istemiyordum ama yapmalıydım. Feraye servetimin tek varisiydi. Onu korumam gerekliydi. Yeterince zarar görmüştü. Yeni yaptırdığım bu evin bahçesine girdim. Bahçeye parkettim. Feraye'ye döndüm.

" Abim, geldik. Hadi güzelim aç gözlerini. " dedim. Gözlerini açtı. Arabadan indik. Valiz almamıştık. Benim bütün eşyalarım buradaydı. Oradaki kiyafetlerini de ihtiyaçları olanlara verilmesini istemiştim. Yanına gittim. Bahçedeki çiçeklere baktı. Üzerlerine kar yağmasın diye bir çatı yapmıştı. Gülümsedi. Yanına gittim.

" İyi ki varsın. " dedi ve koluma girdi. Beraber yürüyerek eve ilerledik. Ev iki katlıydı ve bir de kocaman bir terası vardı. Etraftaki solmuş yapraklara baktı. Sonra çatının altındaki çiçeklere. Beyaz güllere ve sonra da bahçedeki küçük labrador yavrusuna. Kolumdan çıktı. Yavruya ilerledi ve çöküp siyah kafasını sevmeye başladı. Gülümsedim. Köpek elini yalıyordu. Güldü.

" İsmini daha koymadım. Sen koyarsın diye düşündüm. " dedim. Feraye Labradorları severdi. Feraye her şeyi severdi. Dünya'nın en iyi niyetli kızıydı ama onun bütün mutluluğunu çalmışlardı. Ben onu tanıdığımda nasıl hayat doluydu. Annemiz olacak kadın öldükten 1 sene sonra nihayet onu bulmuştum. Harika bir abi kardeş olacaktık, olabilirdik. Annem, beni, ailem olduğunu zannetiğim annem ve babama satmıştı. Hemde 1 milyon TL'ye. Babam ölürken bana her şeyi anlatmıştı. Bir kardeşim olduğunu da söylemişti. Bende o günden beri kardeşimi arıyordum. Onu bulmuştum. Her şey çok güzeldi. Bir gün onu haberlerde gördüm. 4 kişi tecavüz etmişti. O günden beri kız kardeşim sadece bir bedenden ibaretti. Cemre ona ruhunu geri vermişti. Cemre onu bir yıldız gibi aydınlatmıştı. Bende onu aydınlatan yıldızı söndürmüştüm. Yapmasaydım o beni öldürecekti. Benden yaşça küçüktü. Aramızda 14 yaş vardı. Yine de onu sevdim. O da beni sevdi. Daha doğrusu beni sevdiğini sandım. O ölürken bile Berk'i sevdi. Benden 14 yaş küçük bir ergene yenildim ben.

" Kız mı erkek mi? " diye sordu. Köpeğin sırtını severken. Melek gibiydi.

" Kız. " dedim ve bir sigara yaktım. Çakmağı ve sigaramı geri cebime soktum.

" İsmi Zeytin olsun. " dedi ve Zeytin'i kucağına aldı. Zeytin neşeyle havladı. Feraye güldü. Feraye'nin çenesini yalamaya başladı. Güldüm.

" Üşür ama bahçede. " dedi. Yanıma gittim. Kolumu omzuna attım. Sigaramdan bir nefes çekerken birlikte eve ilerlemeye başladık. Artık her şey daha güzel olacaktı. Tabii sadece Feraye için. Ben, Tozluyakalılar ve kolejliler için pek güzel günler kapıda değildi.

***

Zeyno

Hepimiz bizim çatıda oturmuştuk. Bu günün ikinci sigarasını içiyordum. Kafamı Çağrı'nın göğsüne yaslamıştım. O da bir kolunu karnıma sarmıştı. Boşta olan elim karnımdaki elinin üzerindeydi. Kazağı çok yumuşaktı. Duru ve Arap koltuktaydı ve yanlarında da Hazal oturuyordu. Duru ve Arap'ta bizim gibi sarmaş dolaştı. Ege'de koltuğun yanındaki sandalyedeydi. Kafasını Hazal'ın omzuna yaslamıştı. Berk bacaya yaslanmıştı. O da minderde oturuyordu. Ali ve Mavi ise karşılıklı sandalyelerde oturuyorlardı. Ortada ise geceyi aydınlatan  bir ateş vardı.

Heartbreaks And Spaces• ZeyçağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin