2.8

167 10 1
                                    

1 Hafta Sonra

Zeyno

Elimdeki gazete parçasını çakmakla tutuşturdum ve varilin içine attım. Varildeki ateş yanmaya başlarken içindeki diğer şeyleri de yakmaya ve tutuşturmaya başladı. Bir sigara çıkardım ve koltuğa oturup bacaklarımı kendime çektim. Çakmakla sigarayı tutuşturacaktım ki Çağrı'yı gördüm. Yine sigaramı atmasın diye sigarayı paketin içine geri sokuşturdum. Ne zaman sigara içecek olsam gelip sabote etmek gibi bir huyu vardı. Annem bu kadar karışmıyordu içmeme. Çakmağı da alıp cebime attım.

" Selam. " dedi gülümseyerek.

" Selam. " dedim bende onun gibi. Ne yaparsa yapsın bir şekilde beni mutlu ediyordu. Yanıma oturdu. Ona döndüm. O zaten bana dönük oturmuştu. Eğilip yanağımı öptü. Gülümsedim. Dudaklarını yanağımdan çekmeden art arda minik öpücükler bırakmaya başladı. Gülmeye başladım. Sonra da dudaklarımın kenarından öptü. Gülümsemem iyice arttı.

" Seni seviyorum. " dedi ve bana sarıldı.

" Bende seni seviyorum. " dedim. Her an her saniye bunu yapabilirdim. Bu gece dolunay vardı. Dolunay'ı izlemek güzeldi. Vefa'da Dolunay'ı severdi. Gülümsedim. O da gülümsedi. Sanki anlamıştı. Gözlerine o pişmanlık çöktü. Geriye rahatça yaslandı ve bacaklarını uzattı. Bende göğsüne uzandım. Kollarını belime sardı. Saçlarımı öptü.

" İyiki buradasın Zeyno. "

" Sende iyiki buradasın Çağrı. " dedim. Ateşi izlemeye başladık. Belimi yavaş yavaş okşuyordu. Üzerimdeki kalın sweatshirte rağmen dokunuşlarını sanki çıplak tenimdeymiş gibi hissediyordum. Bana dokunması her türlü hoşuma gidiyordu. Ateş varilin içinde harlanıyordu. Elini sweatshirtümden içeriye soktu ve sırtımı okşamaya devam etti. Gözlerimi kapattım.

" Kedi gibisin. Seni okşamam ve sevmem hoşuna gidiyor. " dediğinde gülümsedim ve gözlerimi açıp çenemi göğsüne yasladım. Gözlerinin içine baktım. Gözleri dudaklarıma kaydı.

" Beni temas bağımlısı bir insan haline getirdin. " dedim. Güldü.

" Bütün suçlu ben miyim? " diye sordu alayla. Evet oydu. Beni kendine kör kütük aşık etmişti. Onun yüzünden asla yapmayacağım şeyleri yapmıştım. Kendi sınırlarımın dışına taşırmıştı beni.

" Evet, beni kendine kör kütük aşık ettin. Senin yüzünden asla yapmayacağım şeyleri yaptım. Asla affetmemem gereken şeyleri affettim. Bütün duvarları yıktın. " dedim. Yüzümü hayranlıkla inceledi. Gözlerinden küçük bir parıltı geçti. Yoğun duyguları gözlerine yansıdı ve yutkundu.

" Seninde benden bir farkın yok. Sende aynısını bana yaptın. Ben daha önce kimseyi yanında ölecek kadar sevmedim. " dediğinde elleri yanağımda gezindi. Gözlerim kapandı ve yanağımı parmaklarına sürttüm.

" Ölümden bahsetme. Daha çok genciz ve yaşayacağımız uzun seneler var. Ölümü konuşmak için çok erken. " dedim. Ölüm lafını ne zaman duysam içim kararıyordu. Ölüm hep vardı ama insan korkuyordu. Ölümden korkulmazdı aslında. İşlediğimiz günahların cezasından korkardık hepimiz. Çünkü bu dünyada olmayan adalet orada vardı. Allah günahlarımızın bedelini illaki bizden çıkarırdı. Ne demişler insan yaşattığını yaşamadan ölmezmiş.

***

Zeyno

Çağrı ile birlikte eve girdiğimizde bütün ışıklar kapalıydı. Saat gece 1'e geliyordu. Bu gün Cumartesi olduğu için bu saate kadar dışarıdaydık. Umut yine yoktu. Bu sefer babası kolunu kırdığı için yanına gitmişti.

Heartbreaks And Spaces• ZeyçağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin