Final

10 2 0
                                    

8 Ay Sonra

Çağrı

Dünyanın en mutlu insanı ben olabilirdim. İkiz bebeklerimiz ve Zeyno yanımdaydı. Onlar benim her şeyimdi. İkiside çok uykucuydu. Bana çekmişlerdi. Kızımız her şeyiyle Zeyno'ya benziyordu yalnız gözleri benimkilere benziyordu. Birde ikimizden farklı olarak yüzü çillerle kaplıydı. Oğlumuz ise benim küçük bir kopyam gibiydi. Onun da yüzünde çiller vardı ama Uğur'un çilleri kadar çok değillerdi. Hepimiz mahallede dilek feneri uçurulacağı için gelmiştik. Bizim ikizlerimiz olmuştu. Ege ve Hazal'ın Ahu adında Uğur ve Çağıl'la yaşıt bir kızları vardı. Ahu onlardan 2 ay önce doğmuştu. Şu an 10 aylıktı. Abisi gibi babasının kopyasıydı. Gözleri ise Hazal'a benziyordu. Bizimde belki de Deniz ile yaşıt bir çocuğumuz olacaktı. Onu çok erken kaybetmiştik. Şimdi ise ikizlerimiz yanımızdaydı. Duru ve Arap'ta ikiz bebeklerine Güven ve Aslan ismini vermişlerdi. Uğur ve Çağıl ile aynı gün doğmuşlardı. Mavi ve Ali'nin düğünü geçen ay olmuştu. Berk ve Ceylan'ın kızları Karaca büyümüştü. Ayla Teyze kızı Ecem'i de alıp yurt dışına yerleşmişti. Keşke Cemre ve Vefa yanımızda olsaydı. Neşe ise Umut ile ikinci bebeklerine hamileydi. Kızları Karsu 5 yaşına girmişti. Deniz oturduğu sandalyeden Zeyno'nun kucağında etrafı seyreden kızıma bakıyordu. Diğer çocuklar oyun oynuyordu. Bir tek Deniz masadaydı. Uğur'u izliyordu ve gözlerinde bariz bir hayranlık vardı. Benim minik meleğim şimdiden güzelliğiyle herkesi büyülüyordu. İçimdeki kıskanç babayı çıkarmak durumunda kalıyorum.

" Çok güzel. " dedi hayranlıkla. Güzeldi çünkü annesi çok güzeldi. İkimizin genetikleri kesinlikle daha fazla birleşmeliydi. Acaba bir çocuk daha mı yapsak? Hem Allah'ın hakkı üçtür. Tabii önce Zeyno'yu ikna etmem lazım. Zeyno gülümsedi. Yıllar geçse bile ona olan aşkım bitmiyordu.

" Teşekkür ederiz. " dedi ve Uğur'un başını öptü. Uğur kucakta durmayı seviyordu. Beşikten çok kucağımızda uyurdu. Bazı durumlar hariç asla ağlamıyordu bir de. Ne biçim bebeksin diyordu hatta Zeyno. Çağıl ise biraz daha ağlayan bir bebekti. Çağıl parmağımı tuttu. Gülümsedi. Kafasını okşadım. Onlar büyüdüğünde bir sürü oyunlar oynayacaktık. Fiona da sandalyeme patilerini dayamış Çağıl'ın elini kokluyordu.

Gediz ve Açılay. Şu an 10 yaşındalardı. Ecem'de 10 yaşındaydı ve tıpkı Cemre'ydi. Cemre keşke burda olsaydı, Uğur ve Çağıl ile tanışabilseydi. Hepimiz büyümüştük. Bir tek o çocuk olarak kalmıştı.

" Çağrı Amca, büyüyünce onunla evlenebilir miyim? " diye sorduğunda herkes gülmeye başladı. Ortada komik bir durum yoktu. Daha bir yaşında bile olmayan kızıma yürüyordu. Hatta ışınlanıyordu. Ege kolumu dürttü.

" Dünür oluyoruz. Ben dedim kızını oğluma alacağım diye. " dediğinde bacağına masanın altından tekme attım. Bacağını inleyerek tuttu. Deniz'in saçlarını okşadım.

" Tabi evlenebilirsin ama önce benim ölmemi beklemeniz lazım. " dedim. Sonuçta ben kızımı en yakın arkadaşımın oğluyla bile olsa paylaşamazdım. Hem o daha el kadar bebekti. Büyümeliydi. Okula gitmeliydi, çalışmalıydı ve evleneceği kişiyi kendi seçmeliydi.

" Abartma lan. Turşusunu mu kuracaksın? " diye sordu Ege. Evet, en azından kendi kararlarını verebilecek yaşta olana kadar.

" Evet. Kızımın tek aşkı ben olacağım. " dedim. Ege bana bakışlarıyla siktir git diyordu. Çocuklar olduğu için küfür edemiyorduk. Çok örnek ebeveynler olduğumuz doğrudur.

" Evlenebilirsiniz anneciğim ben izin veriyorum. " dedi Hazal gülerek. Zeyno'da güldü.

" Daha iyisini bulmazlar. " dedi Zeyno. Uğur hafifçe huysuzlandı. Bana bakıyordu. Benim kucağımda olmak istiyordu. Çağıl'da Zeyno'ya gitmek istiyordu.

" Babaya gelmek ister misin? " diye sordu Zeyno. Çocukları değiştirdik. Uğur'u kucağıma aldım. Uğur gülümsedi. Bende ona gülümsedim. Hala daha onlara dokunurken zarar vermekten korkuyorum. Hala daha çok küçüklerdi. İlk zamanlar ikimizde uyuyamıyorduk. Kendi kusmuklarında boğulabilir ya da bir yerlerini çarpabilirlerdi.  Uğur'u öptüm. Saçında beyaz bir bandana vardı. Elimle hafifçe kafasını tutuyordum. İlk doğduğu zamanları hatırlıyordum. Çay tabağı kadar suratı vardı. Hala daha da öyleydi suratı.

" Dileklerimizi dileyelim. " dedi Ali. Bebeklerimizle denize yaklaştık. Feneri yaktık. Zeyno ile birbirimize baktık. Elimi tuttu. Dilerim ki bir daha onu veya çocuklarımızı kaybedecek duruma gelmem, hiçbirine zarar gelmez.

Ne diledi bilmiyorum ama gözünden ufak bir yaş aktı. Uzun zaman sonra ilk kez ağlıyordu. Yanağını sildim. Onun ağlamasına katlanamazdım. Gülümsedi.

" Seni seviyorum. " dedi.

" Bende seni seviyorum. " dedim.

Son

Hikayemizin sonuna geldik. Okuyan herkese çok teşekkür ederim.

Heartbreaks And Spaces• ZeyçağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin