Çağrı
" Bebekleriniz şu an 9 haftalık. İkiside gayet sağlıklı gözüküyor. Çift yumurta ikizleri. Bakın çift plasenta var. Kalp atışlarını dinlemek ister misiniz? " diye sordu.
" Tabii ki. " dedi. Zeyno'nun elini tuttum. Doktor düğmelere bastı ve odayı bebeklerimizin kalp atışları doldurdu.
" Kalpleri çok güçlü atıyor. " dedi doktor. Sonrasında bizi birkaç test için yönlendirdi. Testleri oldu. Testlerin sonucu Salı günü çıkacağı için bizde hastaneden çıktık. Arabayı en yakın alışveriş merkezine sürdüm.
" Bebeklerimiz için bir şeyler alalım. " dedim. Ona baktım. Eli karnındaydı.
" Biraz erken değil mi? Daha cinsiyetleri falan da belli değil. " dedim.
" Bizde iki cinsiyete de uygun şeyler bakarız. Hem alacak değiliz. " dedim. Arabadan indik ve el ele içeriye girdik. Bebek mağazasına girdik. Bebek ayakkabılarına baktım. Pembe renkli spor ayakkabılarına baktım. Aynı ayakkabı Zeyno'da da vardı.
" Aynı ayakkabıdan sende de var. " dedim ve ayakkabıyı ona gösterdim.
" Eğer kızlarımız olursa üçümüz aynı ayakkabıyı giyeriz. " dedi ve karnını okşadı.
" Ya iki oğlumuz ya da bir kız bir oğlan olursa. " dedim.
" O zaman sende oğlunla baba oğul ayakkabısı alırsın. " dedi gülümseyerek. Sonra da iki tane siyah spor ayakkabıyı bana gösterdi.
" Bu ayakkabılarda senin ayakkabının aynısı. " dedi.
" İkizler erkek olursa aynı ayakkabıları giyersiniz. " dedi gülümseyerek.
Ayakkabıları yerine bıraktık. Sonra birlikte ayıcık şeklinde bir tulum gördük.
" Yaa, çok güzel. " dedi ve ayıcık şeklindeki tulumu bana gösterdi. Bebeklerimizi o tulumların içinde hayal ettim. Birlikte mağazanın içinde dolaştık. Telefonum çaldı.
" Alo. "
" Çağrı, bize gelsenize herkes gelecek. " dedi.
" Olur geliriz. " dedim.
" Bebek nasıl? " diye sordu. Zeyno'nun hamile olduğunu biliyordu.
" Bebekler. İkizlerimiz olacak. " dedim. Zeyno bebek kıyafetlerine dalmıştı.
" Tebrik ederim. " dedi. Zeyno'ya baktım. Onu gözden kaybetmek istemiyordum.
" Akşama görüşürüz. " dedim.
" Görüşürüz. " dedi ve telefonu kapattım. Duru ve Arap'ı gördük.
" Sizde mi bebeğiniz için bir şeyler almaya geldiniz? " diye sordu Arap.
" İkizlerimiz olacak. " dedi Zeyno.
" Bizimde. " dedi Duru. Arap güldü.
" Ben bu sefer kesin eminim. Sizi Bluetooth ile bağlamışlar. " dedi Arap. Zeyno'yu kolumun altına aldım.
" Doğunca da bizim gibi arkadaş olurlar. " dedi Duru heyecanla. Arap Duru'ya gülümsedi. Bizden sonra herkes yavaş yavaş evlenmişti bizden sonra. Önce Ege ve Hazal, sonra Ali ve Mavi, geçen sene de Arap ve Duru. Arap'ın annesi Gümüş Teyze'de hapisten çıkmak üzereydi.
" Baba oluyorum, annem çıkıyor. Torunlarını görebilecek. " dedi Arap. Zeyno Arap'ın koluna hafifçe vurdu.
" Haksız yere atıldığı hapisten çıkıyor. " dedi Zeyno. Olayı bilmiyordum ama haksız olsa böyle bir şey demezlerdi.
" Şükürler olsun. " dedi Arap. Annesini çok sevdiği çok belli ediyordu. Benim annem düğünüme bile gelmemişti. Derya Teyze'nin bile bana ondan çok annelik yaptığını söylediğim için bana o zaman Derya'ya anne de, düğününü de o yapsın demişti. Sağolsun Derya Anne kendi annemden çok daha fazla şey yapmıştı bizim evliliğimiz için. Vedalaşıp evlere gittik.
***
Zeyno
" Şimdi orada bebek mi var? " diye sordu Deniz. Elini karnıma koymuştu. Bebeklerimi hissetmeye çalışıyordu. Çağrı onu gülümseyerek izliyordu. Ege'de Hazal'ın karnını okşuyordu.
" Evet, hemde iki bebek var. " dedim. Hazal'a baktı. İlk hamileliğimde de o Deniz'e 5 aydır hamileydi. Bende o zamanlar 9 haftalık hamileydim. Gerçi geldiğim doktorda da bebeğimizin öldüğünü öğrenmiştim. Şimdi de kızına 5 aydır hamileydi. Bende yine 9 haftalık hamileydim.
" Annemin de karnında bebek var. Senin karnın niye bu kadar küçük? Üstelik sende iki bebek var. Annemin karnı seninkinden çok büyük. Sebebi ne? " diye sordu. Başını okşadım. Mavi gözleri parlıyordu. Gözleri aynı annesiydi.
" Daha tam gelişmediler. Şu an nohut tanesi gibiler. Yavaş yavaş büyüp bebek olacaklar. Sonra da dünyaya gelecekler. " dedim. Merakla beni dinliyordu. Çok zeki bir çocuktu.
" Sonra da büyüyüp senin gibi kocaman olacaklar. " dedim ve burnunu okşadım. Güldü.
" Evett. Anneminde karnı önceleri senin gibiydi. Gittikçe kocaman oldu. " dedi. Çok zeki bir çocuk olacaktı. Ezberi çok kuvvetliydi.
" Daha da büyüyecek. 4 ay sonra kız kardeşin Ahu doğacak. " dedi Hazal.
" Eğer Çağrı Amcanın kızı olursa sana ayarlayacağız oğlum. " dedi Ege ve Çağrı Ege'ye sert bir bakış attı.
" Sen onların abisi olacaksın. " dedi Çağrı. Yanağını okşadım.
" Birileri kızını paylaşamayacak galiba. " dedim gülümseyerek.
" Merak etme. Ben anne olarak izin veriyorum. " dedim. Çağrı bana baktı.
" Aşkım biz kız tarafıyız. " dedi Çağrı. Güldüm ve Çağrı'nın yanağını öptüm.
" Bende izin veriyorum. " dedi Hazal.
" Eğer biri de erkek olursa sizin kıza ayarlarız. " dedi Çağrı. Bu sefer Ege doğruldu.
" Benim kızım 50 yaşına kadar evlenemez. Ben ölürsem belki. " dediğinde Hazal güldü.
" Sen bidonları hazırla. Doğuma az kalmışken. Turşusunu kurarsın artık kızımızın. " dedi Hazal.
" Yok ben bidonları Deniz için hazırladım. Benim kızımdan turşu olmaz benim kızımdan reçel olur. " dediğinde hepimiz güldük.
" Benden turşu mu yapacaksınız? " diye sordu Deniz. Ege oğlunun başını okşadı.
" Mecazen oğlum. Bir şeyi kullanamamak, harcamamak anlamına gelir turşusunu kurmak. " dedi. Deniz gülümsedi.
" Anladım. " dedi Deniz. Kafamı Çağrı'nın omzuna yasladım. Herkes geldi. Eğlendik. Birşeyler yedik ve oturup sohbet ettik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbreaks And Spaces• Zeyçağ
Fanfiction@xyakamozx6 hesabımın şifresini unuttuğum için hikaye buradan devam edecek Zeyno Sarı × Çağrı Koçak