4.9

44 4 4
                                    

Zeyno

Gözlerimi açtım. Saate baktım. Saat sabah 9'a geliyordu. Hasiktir. Dersi kaçırmıştım ve devam zorunluluğu vardı. Ekranda bir mesaj vardı.

Göksel: Senin için imza attım

Siz: Teşekkürlerrrr

Göksel fakülteden ve yurttan arkadaşımdı. Zaten aynı odada kalıyorduk. Buradaki en yakın arkadaşımdı. Telefonu komodinin üzerine bıraktım. Yavaşça ayağa kalktım. Banyoya girdim. Üzerimdeki tişörtü çıkardım ve duşa kabinin içine girdim. Suyu açtım. Suyu ılık olacak şekilde ayarladım ve kafamdan aşağıya akması için onu tutacak yerine astım. Önce saçlarımı yıkadım. Sonra da vücudumu. Suyu kapattım. Vücuduma havluyu sardım. Sonra da diğer bir havluyla saçlarımı kurutmaya başladım. Belime sarılan kollarla gülümsedim. Dudakları yanağıma değdi.

" Günaydın boncuğum. "

" Günaydın sevgilim. " dedim.

Ellerimin arasındaki havluyu tutu ve aldı. Ona dönmemi sağladı. Saçlarımı kendi elleriyle kurutmaya başladı.

Çağrı

Ellerim kıvırcık saçlarında geziyordu. O güzelim saçlarına dokunmak bana huzur veriyordu. O çiçeğimsi kokusuna girersem eğer asla çıkamazdım. Hiçbir iltifat, hiçbir övgü onun o güzel kokusunu anlatmaya yetmezdi.

" Gel bakalım. " dedim ve onu kendime çekip kocaman sarıldım. Ayna sıcaktan dolayı buğulanmıştı.
Kollarını boynuma doladı. Saçlarını okşadım.

" Seni seviyorum. " dediğinde yanağını öptüm. Ellerini saçlarımda gezdirmeye başladı.

" Bende seni seviyorum, bebeğim. " dedim.

" Dışarı çıksana giyineceğim. " dedi.

" Tamam. Seni bekliyorum birtanem. " dedim.

***

2 Yıl Sonra

Çağrı

Hepimiz üniversiteden mezun olmuştuk. Gönül isterdi boncuğum yanımda olsun ama mezuniyetimiz aynı güne gelmişti. İkimizde birbirimizin mezuniyetinde olamamıştık. Şimdide bütün hepimiz birlikte Berk'in evinde içki içiyorduk. Arada sırada yaptığımız aktiviteydi.

" Ben, baba oluyorum. " dedi Berk.

" Ne diyorsun? " dedi Ege.

" Ceylan hamile. " dedi. Sanki canı biraz sıkkın gibiydi. Cemre'ye aşıktı. Ceylan'ı ise aklıyla seviyordu. Onu sevmek aklına uyuyordu. Cemre'yi kalbiyle sevmişti. Ceylan'ı ise aklıyla sevmişti. Eğer yaşasaydı belki de şu an Cemre ile bebekleri olabilirdi.

" Tebrik ederim. Darısı bizim başımıza. " dedim.

" Zeyno'ya evlenme teklif edeceksin galiba. " dedi Berk.

" Zamanı geldi artık. 5 sene oldu. " dedim. Sahi 5 senedir her şeyim olmuştu. Yüzüğü almıştım.

" Her şey hazır. Yüzüğü aldım. Yarın eskişehire gidiyorum. " dedim. Gece boyunca sohbet ettik ve içki içtik. Sabah olduktan sonra yola çıkmıştım.

***

Akşam

Zeyno

Yurt odasında Çağrı'yı aramaya hazırlanıyordum. Camın tıklanması ile pencereye baktım. Çağrı camdaydı. Telefonu komodine bırakıp ayağa kalktım ve camı açtım. Elindeki sepeti bana uzattı.

" Dikkat et. İçinde kırılacaklar var. " dedi. Sepeti alıp dikkatlice yere bıraktım. Oda arkadaşım olan Göksel finallerini verip İzmir'e gitmişti. Orada staj yapacaktı. İşletme okuyordu. Zaten ailesi de izmirliydi.

" Ne işin var burada ya? Delirdin mi? " diye sordum. Burası kız yurduydu ve yakalanırsa başımız derde girerdi. Özellikle ben yurttan atılırdım. Gerçi okul bitmişti. Son finallerimi de vermiştim. Yarın gece bilet alacaktım. Ondan sonra da İstanbul'a dönecektim. Tabii Çağrı gelmeseydi. Bu çılgınlıktı. Gerçekten kafayı yemiş olmalıydı.

Pencereye yaslı yangın merdiveninden içeriye girdi. Bende bazen merdivende oturup sigara içerdim. Camı kapattım ve hemen ona sarıldım.

" Evet, delirdim. Senin aşkın beni delirtti. " dedi. Sonra da dudaklarıma yapıştı. Aramızda kocaman bir hasret vardı. Öpüşmemiz hasret doluydu. Özlemiştik. Öpücükleri aklımı kaybetmemi sağlıyordu. Alt dudağıma minik ısırıklar bırakıyordu. Ellerim yüzüne gitti. Yanaklarını okşamaya başladım. Nefesimi kesiyordu. Dudaklarıma son kez küçük bir öpücük bıraktı ve güçlükle benden ayrıldı. Kendini dizginleyemeye çalışıyordu. Beni kollarımdan hafifçe tuttu.

" Otur bebeğim. " dedi ve yanağımı öptü. Beni yatağa oturttu. Pantolonunun cebinden bir göz bandı çıkardı. Gözümü kapattı. Kalbim deli gibi atıyordu. Şişenin açılma sesini duydum. Bir bardağı doldurdu. Sonra da bardağın komodine bırakılma sesini duydum. Diğer bardağı da doldurdu ve diğer şişeyle bardağı da komodine koydu. Sonra elimi tuttu. Beni ayağa kaldırdı ve biraz yürüttü. Sonra da elimi bıraktı.

" Gözlerini açabilirsin. "

Gözlerimi açtım. Cebinden bir yüzük kutusu çıkarmıştı. Baya baya evlenme teklif edecekti. Onun bu yaptığını sadece deliler yapardı. Kutuyu açtı.

" Çağrı... " dedim şokla.

" Ben birini bu kadar sevebileceğimi düşünmemiştim ama sana aşık oldum. Seni çok seviyorum, çok aşığım sana. Ne kadar uzun sürerse sürsün, nefes aldığım sürece seninle olmak istiyorum. Kocaman bir ailemiz olacak. Beraber torunlarımızı seveceğiz. Bu yüzden benimle evlenir misin? " diye sordu ve ben gülümsedim. Bana öyle bir umutla bakıyordu ki gözleri parlıyordu. Ona iyice aşık oluyordum.

" Evet. Seninle evlenirim! " dedim heyecanla. Ayağa kalktı ve bana sarıldı. Hiç bu kadar mutlu olmamıştım. Biz artık nişanlıydık. Yıllardır dediğini yapmıştı. Beni havaya kaldırıp etrafında döndürdü. Omzumu öptü. Birbirimizden ayrıldık. Elimi yavaşça tuttu ve yüzüğü parmağıma taktı. Biz evleniyorduk.

Heartbreaks And Spaces• ZeyçağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin