3 Gün Sonra
Zeyno
Ateş düşürücü haptan bir tane yuttum ve üzerime kalın boğazlı kazağımı giydim. Saçlarımı bu gün düzleştirmedim. Dün uyuyamadığım için bu gün göz altlarım mordu. Hastanedeydik gece saat 4'e kadar. Ateşim çıkmıştı ve neredeyse havale geçirecektim. Umut beni farketmeseydi ölebilirdim. Giray'a fırsat kalmazdı. Hastaneden gelmiştim ve şimdi iyiydim. Kapatıcı sürerek onları yok ettim bir süreliğine. Rimel sürdüm ve saçlarımı taradım. Çantamı aldım. Annem Çağrı ile buluşacağımı zannediyordu. Aslında bir bakıma öyleydi. Sadece Çağrı beni alacaktı ve birlikte Berk'in evine gidecektik. Herkes bizi orada bekliyordu. Umut'ta öyle. Kapı zili çaldı ve ben çantamı alarak odamdan çıktım. Annem bana gülümsedi.
" Seninki geldi. " dedi ve göz kırptı. Gülümsedim. Ayakkabılarımı giydim ve anneme öpücük attım. Evden çıktım. Çağrı'yı gördüm ve ona sarıldım. Duru'nun arabasına bindik. Duru arabayı çalıştırdı.
" Ben çok korkuyorum. " dedi Duru.
" Kimseye bir şey olmayacak. " dedim. Zaten polisler gelecekti. Kimseye bir şey olmayacaktı.
" O kıza hiç güvenmiyorum. " dedi. Bende güvenmiyordum ama yanında Umut'ta olacaktı.
" Bende ama Umut'a güveniyorum. " dedim. Feraye bize ihanet etse bile Umut etmezdi. Feraye ona zarar vermediği sürece bizi mutlaka bulurdu. Verse bile, iki eli kanda bile olsa gelir bizi bulurdu. Mahalleden çıktık.
" İçimde kötü bir his var sanki bir şey olacak gibi geliyor. " dedi Arap ve ben kafasına bir tane patlattım.
" Kimseye bir şey olmayacak. " dedim tekrar üstüne basarak. Çağrı beni kollarının arasına aldı ve ona sarıldım. Anlımı öptü.
" Hala daha ateşin mi var? " diye sorduğunda kafamı salladım. Bir eli sırtımı okşarken diğer eli de yanağımı okşuyordu. Gülümsedim. Tekrar saçlarımı öptü.
" Bebeğim benim. " diye fısıldadı. Gözlerimi kapattım. Yol boyunca birbirimize sarıldık. Araba durdu.
" Geldik. " dedi Arap bize dönerek. Arabadan indik. Çağrı elimi tuttu ve birlikte eve ilerlemeye başladık. Kapının önünde durduk ve kapıyı çaldık. Berk kapıyı açtı. Yanında Hato'da vardı. İçeriye geçtik. Hato beni görünce bacaklarıma tırmandı. Dilini dışarıya çıkarmıştı ve hızlı nefesler alıyordu. Eğilip kafasını okşadım. O da avucumu yaladı. Güldüm.
" Aferin kızıma. " dedim ve o da kuyruğunu iki yana salladı.
" Hadi içeri geçelim. " dedim ve o da hızla salona gitti. Sonra da koltuğa Ali'nin yanına tırmandı. Ali'de onun kafasını sevmeye başladı. Ayağa kalktım. İçeriye geçtik ve koltuklara oturduk. Umut Feraye ile buluşmuştu ve bizi gideceğimiz yerde bekliyordu.
" Evet, hepiniz geldiğinize göre o herif bizleri kaçırınca ne yapacağız adlı toplantımızı başlatıyorum. " dedi Berk bir meclis üyesi edasıyla. Bu çocuk siyasete atılsın iki seneye Cumhurbaşkanı olurdu.
" Öncelikle hepimiz adamları oyalayacağız. Çenenizin düşük olması çok önemli. Çene kaslarınız kopana kadar konuşun. " dedi Ali.
" Hadi bu oyalama yöntemi işe yaramadı ne yapacağız? " diye sordu Hazal.
" Ölmeyi bekleyeceğiz. " diye rahatça cevap verdim. Başka çaremiz yoktu.
" Lütfen beni en yakın hangi gezegen varsa fırlatabilir misiniz? Ben ölmeye hiç hazır değilim. " dedi Hazal. Biz düşkünüyüz zaten ölümün.
" Biz çok istiyorduk zaten. Özellikle benim en büyük hayalimdi. Çocukluğumdan beri hep hayalini kurardım. Ne olur biri beni öldürsün diye. " dedi Arap.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbreaks And Spaces• Zeyçağ
Fanfiction@xyakamozx6 hesabımın şifresini unuttuğum için hikaye buradan devam edecek Zeyno Sarı × Çağrı Koçak