Zeyno
Uyandıktan sonra yeniden uyutulmuştum. Aradan kaç saat geçti bilmiyorum.mGözlerim açılmaya başlıyordu. Başucumda oturan annemi gördüm ve gülümsedim. Koltukta ise Bilal abi oturuyordu.
" Anne. " dedim. Kendi sesimi duymayalı çok uzun zaman olmuş gibiydi. Garip hissetmiştim.
" Kızım. " dedi gözleri dolarken. Doğruldum ve ona sarıldım. Saçlarımı okşamaya başladı. Yanağımı öptü. Aktığının yeni farkına vardığım göz yaşlarını sildi.
" Ağlama. Bak ben ağlıyor muyum?" dedi ve o da gözyaşlarını sildi. Gülümsedim. Annemin kokusunu özlemiştim.
" Saat kaç ve hangi gündeyiz? " diye sordum. Annem telefonundan saate baktı.
" Akşam sekize geliyor. Tarih'te 26 Nisan 2024. " dedi. Nasıl yani? 5 ay boyunca uyudum mu? Umarım sınıfta kalmazdım. Onlarda az biraz insan olsunlar. Ölüyorduk az daha. Postu deldirdik yani.
" 5 aydır uyuyor muyum ben? " diye sordum.
" Komaya girdin ama şükürler olsun rabbime uyandın. " dedi Bilal abi. Gelip bana sarıldı. Bende Bilal abiye sarıldım.
" Gediz ve Açılay nasıl? " diye sordum. Bilal abi benden ayrıldı. Annem iyi ki onunla evlenmiş. Annemi seviyordu. Annem mutluysa bende mutluydum.
" İyiler. Kocaman oldular. " dedi annem ve ben gülümsedim. Ya Çağrı, O ne yapmıştı? İlk uyandığımda perişan görünüyordu. Gözleri kızarıktı. Yorgun olduğu belliydi.
" 5 ay boyunca uyuduğuma inanamıyorum. " dedim şokla.
" Biz çıkalım. Sırada kızlar var. " dedi annem ve kapıya ilerlemeye başladılar. Annem ve Bilal Abi odadan çıktı ve içeriye Hazal, Duru ve Mavi girdi. Duru ağlıyordu. Mavi'nin de gözleri doluydu. Hazal ise bana gülümsüyordu.
" Ağlama. " dedim Duru'ya bakarak. Biraz daha ağlarsa bende ağlayacaktım.
" Elimde değil. " dedi Duru hıçkırarak. Gelip bana sarıldı ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Saçlarını okşadım. Gözümden ufak bir yaş düşerken Mavi'de bize sarıldı. Üçümüzde ağlıyorduk.
" Öleceksin sandım. " dedi Duru. Ondan ayrıldım ve gözlerini sildim. Gülümsedim ve o da gülümsedi.
" Ama hala daha buradayım ve iyiyim. Geçti artık. " dedim ve sırtını okşamaya başladım.
" Geçmiş olsun. " dedi Hazal ve Mavi aynı anda. Gülümsedim.
" Teşekkürler. " dedim.
" Sana da geçmiş olsun diyeceğim ama benim yokluğumda geçmiş olmalı. " dedim ve ikimizde gülümsedik. Omzumu okşadı.
" Şükürler olsun yaşıyorsun. " dedi. Kapı çaldı. Çağrı kafasını içeriye uzattı.
" Gelebilir miyim? " diye sordu. Sorman hata.
" Miyim değil miyiz. Biz başçavuşun eşeğiyiz zaten. " dedi Arap ve hepsi içeriye girdi. Arap geldi ve bana kocaman sarıldı.
" Çok korkuttun bizi! " dediğinde güldüm.
" Gülme. " dedi ve benden ayrıldı. Sonra da Ali gelip bana sarıldı.
" Ödümüzü patlattın Kara Bela. " dedi. Sonra gözlerim Çağrı'yı buldu. Bize gülümseyerek bakıyordu. Sonra Umut gelip bana sarıldı.
" Nerede kaldın lan eşek? " dedim şakayla karışık.
" Araba bozuldu. Özür dilerim. " diye fısıldadı ve bana kocaman sarıldı.
" Dileme. Bilerek yapmayacağını biliyorum. " dedim. Sırtını okşadım. Yanağımı öptü. Benden ayrıldı.
" Geçmiş olsun eski favori yengem. " dedi Berk ve hepimiz güldük.
" Geçmiş olsun. " dedi Ege'de. Hazal'ın yanında durmuştu ve elini tutuyordu.
" Baya geç oldu ama sana da geçmiş olsun. " dedim.
" Valla yenge geçirenler sağolsun. " dedi ve hepimiz kahkahayı bastık. Çağrı yanıma gelip oturdu ve elimi tuttu.
" Yalnız kalabilir miyiz? " diye sordum. Hepsi gülerek ve ima yaparak odadan çıktı. Kapı kapandı. Çağrı bana iyice sokuldu ve sarıldı.
" Seni çok özledim. " dediğinde gözlerimin dolduğunu hissettim. Bu his boğazımı yakıyordu. Sanki orada bir yumru vardı. Omzumu öptü ve ben o yumrunun yok olduğunu hissettim. Çağrı Koçak benim ilacımdı. Kalbimin atma sebebiydi.
" Bir daha beni bırakma tamam mı? " diye sorduğunda onunda sesi her an ağlayabilecekmiş gibi çıkıyordu. Küçük bir çocuk gibiydi.
" Bırakmam. " dedim. Saçlarımı okşamasına ihtiyacım vardı.
" Artık her şey bitti. Bütün o kötü günler geride kaldı. " dedim ve bende omzunu öptüm.
" Yılbaşına ikimizde sağlıklıyken girelim isterdim ya da 18. yaşıma seninle girmek isterdim. " dedi.
Güldüm. Ondan ayrıldım. O da güldü. Kafamı onun omzuna yasladım ve saçlarımı okşamaya başladı.
" Feraye nasıl? " diye sordum. Onu görmemiştim. Herhalde haberi yoktu uyandığımdan.
" Feraye öldü Zeyno. " dedi. Kafamı kaldırdım. Ölmüş müydü? Nasıl?
" Nasıl? " diye sordum. Mutlu olmayı hakediyordu. Yaşadıkları kolay şeyler değildi hele de kendi kardeşini yakalatmak hiç kolay değildi.
" Giray'ı öldürdü sonra da intihar etti. " dedi ve benim gözlerim şokla açıldı. Abisini mi öldürmüştü?
" Üzüldüm. Giray gebermeyi haketti ama Feraye mutlu olabilirdi. Allah rahmet eylesin. " dedim. Alnımı öptü. Sonra da yanağımı okşadı.
" Sen düşünme bunları, önümüzde bizi bekleyen kocaman bir hayat var. " dediğinde gülümsedim. Hasta yatağında biraz kenarıya kaydım. Dikişlerim alınmış olmalıydı ki rahat hareket edebiliyordum. Göğsüm ağrımıyordu. Acı hissi yoktu.
" Yanıma gelsene. " dedim.
" Sığar mıyız? " diye sordu.
" Sığarız tabii. " dedim. Yanıma uzandı ve bende kafamı onun göğsüne yasladım. Bana sarıldı.
" Ben sana çok aşığım. " dedi ve ben gülümsedim.
" Biliyorum aşkım. Bende sana çok aşığım. " dedim. Gözlerimi kapattım. Onun kollarında olmayı özlemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbreaks And Spaces• Zeyçağ
Fanfiction@xyakamozx6 hesabımın şifresini unuttuğum için hikaye buradan devam edecek Zeyno Sarı × Çağrı Koçak