Zeyno
Kafam Çağrı'nın göğsündeydi. Saçlarımı okşuyordu ve biz çok huzurluyduk. İçimde zerre pişmanlık yoktu. Hiçbir şeyi umursamıyordum. Her şeyi göze almıştım. Zaten ölecektik. O adam kolay kolay peşimizi bırakmayacaktı. Hiçbirimiz rahat değildik. Diken üstündeydik. Yine de hayatımın son anında Çağrı'yla olmak istiyordum. Asla pişman olmayacaktım.
" Seni seviyorum. " dedim. Bu gün bu kelimeyi çok fazla söylemiştim. Onu sevdiğimi her dakika ve saniye söyleyebilirdim.
" Bende seni seviyorum. " dedi. Ellerimiz hala daha birleşikti. Onun sıcak teni benim soğuk tenime ısısını veriyordu. Omzumu boydan boya boştaki eliyle okşadı.
" Tenin buz gibi. Üşüdün mü? " diye sordu. Havalar bir sıcak bir soğuktu. Bu gün havanın sıcak olduğu bir gündü. Kafamı iki yana onaylamazca salladım.
" Üşümedim. Hep öyleydi. " dedim. Benim tenim hep soğuktu. Annem hep ölü gibi bir tene sahip olduğumu söylerdi. Sanki ruhum yokmuş gibi soğuktum. Buz gibiydim. İkimizde bir süre sustuk. Uyumuş olmalıydı. Sonra o sessizliği bozdu. Uyumamıştı.
" Pişman mısın? " diye sordu. Kafamı kaldırıp ona baktım. Gülümsedim.
" Seninle olan hiçbir şeyden pişman değilim. " dedim. Bu sefer çenemi göğsüne yaslayarak ona baktım. Bana gülümseyerek baktı. Sonsuza kadar onunla olabilirdim. Huzurluydum. Pişman değildim. Pişman olmazdım. Pişman olmayacağıma emindim. Çağrı beni üzmezdi. Beni seviyordu. Bende onu seviyordum.
" Sen olmadan nasıl yaşarım bilmiyorum. " dedi. Gözlerime baktı. Sonra da yanağımı okşadı.
" Zeyno. " dedi. İsmimi öyle bir söyledi ki kendimi çok değerli bir taş gibi hissettim. İsmim sanki o söylemeden önce hiç bu kadar anlamlı değildi. Saçlarımı okşadı. Gözlerime baktı. Ruhumu gördü. Beni hissetti. Beni hep hissediyordu. Yanağımı sevdi. Bende gözlerimi kapattım.
" Gitme. Hep burada, benimle kal. " dedi. Gülümsedim. Kafamı göğsüne geri yasladım.
" Sonra bıkma benden. " dedim şakayla karışık. Çok ciddiydik. Birleşik duran ellerimize baktım.
" Asla. " dedi gülerken. Sonra saçlarımı öptü. Saçlarımı öpmesini çok seviyordum. Gözlerim kapandı. Güldüm.
" Bunu yapmanı seviyorum. " dedim. Bir kedi sevilmekten ne kadar mutlu oluyorsa şu an bende kadar mutluydum. Saçlarımı okşamaya başladı.
" Sen iste yeter ki. " dedi ve saçlarımı tekrar öptü. Onları seviyordu. Gözlerimi kapattım. Uyumak istiyordum. Sıcak bir yuva gibi beni ısıtıyordu. Elleri saçlarımdaydı. O saçlarımı okşarken bende uyumaya başladım. Hayatımın en huzurlu uykusu olacaktı.
Gözlerimi açtığımda kafam göğsünde değildi. Kafamı kaldırıp etrafa baktım. Giyinmişti. Gidiyor muydu? Bu kadar erken gitmesini beklemiyordum.
" Gidiyor musun? " diye sordum. Kafa salladı sonra da eğilip beni öptü.
" Ege aradı. Gitmem gerekli. " dedi. Odadan çıktı. Bende giyindim ve odadan çıktım. Su içiyordu. Gidip ona arkadan sarıldım. Bardağı tezgaha bıraktı. Sırtını öptüm. Bana baktı. Gülümsedim. Sonra tekrar öptüm.
" Bende gitmek istemiyorum ama Ege'ye sözüm var. " dedi. Kafa salladım. Ondan uzaklaştım. Birlikte kapıya yürüdük. Kapıyı açtı. Ayakkabılarını giydi. Bana sarıldı. Kokusu üzerime sinmişti. Onun gibi kokuyordum. Boynumu öptü. Sonra da evden çıktı. Sokağın köşesinden döndü ve gözden kayboldu. Bende içeriye yürüdüm. Dün akşam Umut'a sigara aldırmıştım. Hiç açmamıştım paketi. Bir sigara yaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbreaks And Spaces• Zeyçağ
Fanfiction@xyakamozx6 hesabımın şifresini unuttuğum için hikaye buradan devam edecek Zeyno Sarı × Çağrı Koçak