5.6

25 3 7
                                    

3 Sene Sonra

Zeyno

Üzerimdeki beyaz elbiseye baktım. Çağrı bana arkadan yaklaştı ve boynumu öptü. Gülümsedim. Bu gün dışarıya çıkacaktı ve bende ona artık çocuk istediğimi söyleyecektim. Artık bütün korkularımı yenmiştim ve hazırdım.

" Hazırsan çıkalım mı güzelim? " diye sordu.

" Evet aşkım. Çıkalım. " dedim. Birlikte evden çıktık. El ele sokakta yürümeye başladık. Gideceğimiz yer evimize çok yakındı. Hep giderdik. El ele yürüdük ve hep gittiğimiz puba oturduk.

" Seninle konuşmam gereken çok önemli bir konu var. " dedim.

" Ne? " diye sordu merakla. Elini tuttum.

" Ben artık bir çocuğumuz olsun istiyorum. " dedim. Güldü.

" Çok sevindim ama gerçekten istiyorsun değil mi? " diye sordu. Tabii ki istiyordum.

" Eminim. Yakında 27 olacağım. O zamanlar çok gençtim. Bebeğimizi farkedemedim. Farketseydim belki de her şey farklı olurdu neyse. Şimdi anne olabilecek olgunluktayım. Biraz daha ertelersek anne olma ihtimalim de daha çok azalacak. " dedim ve gülümsedim.

" Ben zaten hep hazırım. Ayrıca kendi üstüne gidip durma. Doktorun dediği gibi gelişirken oluşan genetik bir bozukluk yüzünden düştü. Sen bebeğimizi farketseydin de değişmeyecekti bu. " dediğinde elim karnıma gitti. Berbat hissetmiştim. Bir an hiç anne olamayacağım zannetmiştim. Neyseki bir sorun çıkmamıştı. Tabii psikolojik durumum hariç.

" Artık o günler geride kaldı. Belki de doğmaması onun için saha iyidir. " dedim. Bunu söylemek çok kötü hissettiriyor ama 3 senedir bununla avutuyordum kendimi.

" Dans edelim. " dedi. Ayağa kalktı. Beni de elimden tutup kaldırdı ve dans etmeye başladık. 10 seneyi aşkın sevgiliydik, 4 senedir de evliydik ve ona olan aşkım hiç azalmamıştı. Ben ölene kadar devam edecekti.

" Sana aşığım. " dedi.

" Bende sana aşığım. " dedim. Kafamı göğsüne yasladım. O ev içinde Çağrı olduğu için bir yuvaydı. Çağrı olmazsa o ev beni boğardı. Gece boyunca içtik, dans ettik.

El ele eve yürüyorduk. İnsanlar hayatına devam ediyordu tıpkı bizim gibi. Çağrı'ya baktım. 85 milyon insanın içinden yine olsa yine onunla evlenirdim.

Eve gittik. Kapıyı kapattı ve kilitledi. Ceketimi çıkarıp askıya astım. Ona döndüm. Bana yaklaştı ve dudaklarımızı birleştirdi. Onu öpmeyi seviyordum. Dudaklarımız birbirlerini tamamlıyordu. Onu öpmek güzeldi. Alt dudağımı emdi ve üst dudağıma geçiş yaptı. Beni hızla kucağına aldı. Bacaklarımı beline doladım. Yatak odamıza doğru ilerlemeye başladı. Elleri sırtımda geziyordu. Odanın kapısını ayağıyla iterek açtı. Yatağa oturdu. Bende onun kucağına oturmuştum. Elleri kalçama gitti ve okşamaya başladı. Dudakları boynuma indi. Gözlerimi kapattım.

" Kokuna, saçlarına, gözlerine, sana ve seninle ilgili her şeye hayranım. " diye fısıldadı. Boynumu öptü tekrardan. Kendinden izler bırakmak istercesine öpüyordu. Onu seviyordum. Elleri elbisemin fermuarına gitti.

" Söylesene nasıl bu kadar mükemmel bir kadın olabiliyorsun? " diye sordu. Ellerim gömleğinin yakasına gitti.

" Mükemmel bir adam tarafından seviliyorum. Onun sevgisi beni hayata bağlıyor. " dedim. Gülümsedi. Gözlerindeki aşk hiç bitmiyordu.

" Güzel karım benim. " dedi ve alnımı öptü. Sonra da yavaş yavaş yüzümün her bir noktasını öpmeye başladı. Burnumu öptü ve güldüm.

" Ya Çağrı. " dedim gülerken o da gülmeye başladı. Bir süre güldük. Sonra da tekrar öpüşmeye başladık. Üzerimizdeki her şey yeri boyladı. Dudaklarını tekrar boynumda hissettim. Elleri yavaşça göğsümün birini okşamaya başladığı zaman hafifçe inledim. İkimizde çırılçıplaktık. Aramızda kumaşlar yoktu. Dudaklarının değdiği yerler az önceki gibi huylandırmak yerine uyarılmamı sağlıyordu. İçimdeki bitmeyen arzu yine ortaya çıkmıştı. Oda fazlasıyla sıcak olmuştu. Halbuki kış ayındaydık. Dudakları göğsüme indiğinde dudaklarımı dişlemeye başladım. Ellerim saçlarına gitti. Mırıldandım. Bacaklarımın arası sırılsıklam olmuştu. Göğüslerimi bıraktı. Kendini yavaşça girişime yasladı. İçime girdi. Tamamen içimdeydi. Yavaşça üzerinde hareket etmeye başladım. Her zevk noktama dokunduğunda tırnaklarımı çilli omuzlarına geçiriyordum. Zevk kocamandı ve ben çığlık atıp yan komşuları rahatsız etmemek için kendimi bastırıyordum. Hafifçe inledim.

" Siktir. " diye fısıldadım. Sona yaklaştıkça daha da dayanılmaz oluyordu. Hafif hafif inliyordum. Sesimi ayarlamaya çalışıyordum.  Zevk bütün bedenimi ele geçirdiğinde titremeye, kasılmaya başladım omzunu hafifçe ısırdım. Saçlarımı okşadı. Titremelerim içime girip çıktıkça daha da zevk veriyordu. Kafam geriye gitti. Kucağında hafifçe kalkıp iniyordum. Elleri kalçalarıma gitti. Sıktı. Gözlerim kapandı. Bedenimin kontrlünü yitiriyordum. İçime bir kez daha girmesiyle tekrar gelmeye başladım. Çığlığımı bastıramadım. Tekrar titriyordum. İçimde durdu. Titremelerim geçsin diye ona sığındım. İçim sayesinde dopdoluydu.

" Seni çok mu yordum? " diye sordu.

" Hayır. Aksine rahatlatıyorsun. " dedim titrerken. Titremelerim geçince tekrar hareket etmeye başladım. Bu gece uzundu ve hiç bitmeyecekti.

2 Gün Sonra

Zeyno

Okuldan gelmiştim. Akşam için yemek hazırlıyordum. Allahtan Çağrı bu gün nöbette değildi. Kocamı özlüyordum ama bu iyi bir şeydi. İlişkimizi canlı tutuyordu. Kapı çaldı. Kapıyı açtım. Çağrı kucağında küçük bir yavru köpekle bekliyordu. Hato'nun yavrusu olmuştu. Nihayet Hato'yla aynı cins birini bulup hayvanı çiftleştirmişti. Hayvan artık iyice yaşlanmıştı. 10 yaşındaydı neredeyse.

" Çağrı, bu çok tatlı. " dedim. Köpeği sevdim. Daha 2,5 aylık bir köpekti. İçeriye geçtik. Yemek hazırladık ve yedik.

" Adı ne olsun? Cinsiyeti kız. " diye sordu.

" Fiona olsun bence. " dedim. Köpek kucağıma çıktı.

" Fiona, gel bakalım babana. " dedi ve köpeği kucağına alıp öptü. Güldüm.

Heartbreaks And Spaces• ZeyçağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin