İlk 4 dersi geride bıraktığımız saniyede ön sıramda oturan Mine, arkasını döndü. "Yemin ediyorum ayakta uyudum. Hoca çok yavaş konuşuyor Allah kahretmesin"
Kıkırdayıp kafamı salladım. Doğru söylüyordu, ders Tarih'ti ve bütün sınıf resmen uyuyakalmıştı. Gerçekten de hoca kaplumbağa gibi ilerliyordu. Kendi tarzı böyleydi ama dinlemekte güçlük çekiyor, uykumuz geliyordu.
Sayısalcı olduktan sonra tarih dersi dinlemek zor gelirmiş insana.
"Bana gayet normal geldi" yanı başımdan gelen Ulaş'ın sesiyle gözlerimi devirdim. Mine, araya girdi. "Tarih dersini sevdiğin içindir"
Ulaş, dudak büzdüğü esnada Mine sıradan kalktı ve eliyle beni işaret etti. "Hadi gel biraz dolaşalım" ayağa kalkıp Ulaş'ı dürttüm. "Zahmet olacak ama geçebilir miyim?"
Ulaş, geçmem için ayaklandığında sıradan çıktım. "Ben de geliyorum" dediğinde Mine durup kaşlarını çattı. "Bizimle gelmeyeceksin herhalde?"
Bu sefer Ulaş kaşlarını çattı. "Sebep?"
"Hayatım, biz biraz yalnız kalalım ama değil mi? Sürekli dip dipe olmaz yani"
Mine'nin Ulaş'a 'hayatım' diye hitap etmesini mi garipseyeyim? Tamam, Mine, herkese karşı böyleydi ama ne bileyim benim pek hoşuma gitmemişti sanki. Yoksa sürekli dip dipe olduğumuzu söylemesine mi?
Neden herkes bunu söyleyip duruyordu?
Ulaş, bana kısa bir bakış atıp dudaklarını araladı. "Tamam, ben zaten başka bir arkadaşımın yanına gidecektim"
"İyi güzel o zaman"
Mine, bu durumu onaylayıp beni çekiştirerek sınıftan çıktığımızda koridorun ortasında onu durdurdum. "Neden öyle söyledin?"
"Duru, bebeğim seninle açık konuşacağım"
"Tamam" dedim. "Konuş"
Durduğumuz yerden yavaş bir şekilde yürümeye başladık ama ben merakla Mine'nin diyeceklerini bekliyordum. "Ulaş, senin kısmetini kapatıyor"
"Ne?"
"Çok güzel kızsın ama Ulaş'ın sürekli yanına olması dışarıdaki insanlar tarafından yanlış anlaşılıyor. Bunun farkında değil misin?" Tam bir şey demek için dudaklarımı aralamıştım ki Mine beni susturdu. "Ulaş çocukluk arkadaşın, aranızda öyle bir şey geçmeyeceğini biliyorum ama kısmetin kapanıyor tatlım. Kaç kişi sana talip bu okulda haberin var mı?"
Konuşması bittiğinde öyleyece kalakalmıştım. 4 sene olacaktı bu okulda eğitim gördüğümüz ve ben Baran'dan çok Ulaş ile birlikte olduğum doğruydu ama kısmetimin kapanmasıyla Ulaş'ın ne alakası vardı?
"Sen nereden biliyorsun bana talip olanları?"
Bunu söylememle birlikte sırıttı ve saçlarını geriye doğru savurdu. "En yakın arkadaşın olarak bir kaç kişi bana yazmıştı ama senin için. Hepsinin ilk sordukları şey Ulaş ile sevgililer mi?"
Gözlerim fal taşı gibi açıldı. "Cidden mi?" Diye sordum. Neye şaşırıyorsam, Ulaş ile dip dipe olduğumuz doğruydu ama sevgili olduğumuzu düşünmeleri...
İyi de Ulaş, benim bu hayattaki en değer verdiğim insanlardan birisiydi. Dip dipe olmamız gayet normaldi. İnsanların, bu durumdan rahatsız olmalarını anlayamıyordum.
"Hem, aynı şekilde Ulaş'ın da kısmeti kapanıyordur eminim" dediğinde kıkırdadı. O an, kaşlarımı çattm. Ulaş'ın kısmeti mi? İçimi kaplayan huzursuzlukla kafamı iki yana salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sev Beni
Teen FictionElimi kaldırıp kalbinin olduğu o noktaya koydum. "Ama kalbin acıyordu" annesine o gün öyle söylemişti. Bakışlarındaki o ifade değişirken buruk bir tebessüm etti. Elimin altındaki kalp atışları birden hızlandı. "Evet kalbim acıyor ama üzülmüyorum. Ç...