Günün yorgunluğu ile kendimi yatağa attığımda gözlerimi kapatıp kısa bir süreliğine kestirmeyi planladım. Annem, üstümü başımı değiştirmeden yatağa uzandığımı umarım görmezdi yoksa terlikle beni kovalayabilirdi.
Yatakta uzanırken bugün olanları düşünmeye başladım. Sabah, Ahmet'in yanıma gelip benimle konuşmaya çalışması daha sonra Ulaş'a laf atmasıyla ortaya çıkan gerginlik...
Ahmet Ulaş'ın sürekli yanımda olması ile ilgili laf söylemişti. Sonra sınıfa gittikten sonra Mine aynı şeyi söylemişti. Hatta dışarıdaki insanların bizim Ulaş ile aramızda bir şey olduğunu düşünüyorlarmış.
Ne alakaysa?
Hatta Mine, kısmetimin Ulaş yüzünden kapandığını belirtmişti. Bu konuyu her ne kadar belli etmesemde kafaya takmıştım. Ulaş'ın yanımda olması saçma sapan şeylere sebep olması bana çok mantıksız geliyordu.
Sonuçta Ulaş, küçüklükten beri Baran'dan sonra yanımda olan ikinci kişiydi.
Birden bire Ulaş'ın peçeteyle dudağımı silmesi anı aklıma geldiğinde yutkundum. Baran, araya girdikten sonra Ulaş hemen geri çekilmişti ve biz eve gelene kadar bir daha muhatap olmamıştık.
Canının bir şeye sıkkın olduğundan adım kadar emindim. Bugün, surat ifadesi her şeyi açık etmişti ama bana hiç bir şey anlatmıyordu.
Gerçi Ulaş böyle birisiydi. Zorunda olmadığı sürece kendi ile alakalı bir şey anlatmazdı. Duygularını çok net gösteren birisi değildi. Aslında ailesi böyle değildi tanıyordum. Annem ile babam'ın arkadaşlarıydı sonuçta.
Ama Ulaş'ın neden böyle olduğunu bir türlü anlayamıyordum. Çok iyi kalpli birisiydi. Bundan hiç bir şüphem yoktu fakat duygularını açık etmemesi bazı şeyleri zorluyordu.
"Duru! Umarım o kıyafetlerle yatağa yatmamışsındır!"
Annemin seslenmesiyle daldığım düşüncelerden kurtulup hemen ayaklandım. "Yok yok çıkardım tabiki de!" Hızlıca dolabımdan kendi kıyafetlerimi alıp giyinmeye başladım. Annemin, odaya geldiğini ayak seslerinden hissedebiliyordum.
Üstümü başımı benim bile şok içinde kaldığım hızla değiştirdiğimde annem odamın kapısını açtı yavaşça. İrkilip kapı ağzında üzerimi kontrol eden anneme döndüm ve şirince gülümsedim.
"Bak değiştirdim" dedim nefes nefese.
Annem, yüzündeki gururlu ifadeyle kafasını salladı. "Şaşırttın beni aferin, acıktıysan bir şeyler hazırladım gel"
Hızlı hareket etmek beni fazlasıyla acıktırmıştı. "Tamam, geliyorum" annem odadan çıkıp gittiğinde dışarıya rahat bir nefes bıraktım ve yorgunlukla yatağa oturdum.
Çıkardığım kıyafetleri kırışmaması için güzelce katladım ve elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa ilerledim. Baran'ı vahşice yemek yerken gördüğümde gözlerimi devirdim.
"Yavaş ye ayı boğulacaksın"
Ben de kendi sandalyeme oturup annemin yaptığı börekten bir dilim ısırık aldım.
"Biriniz bir tabak böreği Ulaşlara götürsün. Kokmuştur şimdi"
"Ben hiç götüremem çok üşendim"
Baran, hızlıca odasına girdiğinde ofladım. "Duru kızım sen götür o zaman" omuzlarımı yenilmişlik edası ile düşürdüğümde kafamı salladım.
Annem, bir tabak böreği elime tutuşturduğunda evden usulca çıktım ve ayağıma Baran'ın kocaman terliklerini geçirdim. Basamakları tek tek çıkarken bir üst katta oturduklarına bir kez daha şükrettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sev Beni
Teen FictionElimi kaldırıp kalbinin olduğu o noktaya koydum. "Ama kalbin acıyordu" annesine o gün öyle söylemişti. Bakışlarındaki o ifade değişirken buruk bir tebessüm etti. Elimin altındaki kalp atışları birden hızlandı. "Evet kalbim acıyor ama üzülmüyorum. Ç...