Ulaş, çantasını alıp okuldan çıkarken Baran ve Mine şok içindeydi.
"Oha" dedi Mine. "İnanamıyorum"
"Bende" diye mırıldandım. Onlara bahçede konuştuklarımızdan bahsetmiştim.
"Ben kendine getireyim bi onu!" Sokakta yürürken Baran, sinirle konuştuğu sırada uzanıp kolunu tuttum. "Kavga falan etmeyin. Bırak, ne yapmak istiyorsa onu yapsın"
"Kızım aldatmış resmen bu seni. Gözünün içine baka baka başkasıyla konuştuğunu söylemiş. Gidip tebrik etmemi bekleme benden"
"Baran" dedi Mine onu uyarırcasına. "Şuan bunları söyleyerek ona hiç de yardımcı olmuyorsun"
"Aklım almıyor yemin ederim"
Onlar kendi aralarında bu konuyu tartışırken Baran, beni yalnız bırakmamak için eve kadar bırakmış ve daha sonra saçlarıma öpücük kondurmayı unutmayarak Mine ile birlikte gitmişti.
İçimdeki sıkıntıyla birlikte eve girdim. Annem yanıma gelip bana ne olduğunu sormuşsada hiç bir şey söylemeyip odama geçtim.
Tuttuğum göz yaşlarımı akıtırken sessiz olmaya çalıştım. Aklım almıyordu bir türlü. Dün, daha bana beni sevdiğini söyleyip öpmüştü. Şimdi ise bambaşka bir Ulaş vardı karşımda. Kafamı ellerimin arasına aldım.
Bunu hak etmemiştim.
En azından bana mantıklı açıklamalar yapabilirdi. Kafamı iki yana salladım. Mantıklı açıklama bile istemiyordum ki. Bunların hepsi bir saçmalıktan ibaret olduğunu duymaya ihtiyacım vardı.
"Neden yaptın?" Diye mırıldandım kendi kendime.
Bahçede konuştuktan sonra onu hiç görmemiştim. Nereye gittiği hakkında bir fikrim yoktu. Belki de şuan o kızla birlikteydi. Bana yaptığı gibi ona da dokunuyor mudur? Ya da öpüyor mudur?
Bu düşünceler canımı yakmaktan başka bir şey yapmadı. Sessiz bir şekilde ağlarken kendimi çok çaresiz hissediyordum. Ulaş'ın karakterine asla sığdıramuyordum bu durumu. O, böyle bir insan değildi ki...
Akşam olduğundan istemeye istemeye odamdan çıktım ve bir şeyler yemeye çalıştım. Midem bulanıyordu.
Kaşıkla yemeği karıştırırken Baran, kulağıma doğru fısıldadı. "İyi misin güzelim?"
Omuz silktim. Annem ve babam masada olduğu için pek bir şey diyemiyordum. "Eğer yemezsen her an Ulaş'ı dövmeye gidebilirim. Lütfen, ye bak dünden beri hiç iyi gözükmüyorsun"
Söylediği şey ile hemen kafamı kaldırdım. İtiraz edecektim ki annemin sesini işittim. "Duru, hasta mısın kızım?"
Baran, gözlerimin içine 'ben karışmam' bakışı atarken dediğinde ciddi olduğunu farkettim. Bakışlarımı anneme çevirdim. "Sanırım. Üşütmüş olabilirim"
"Tabi kış bitti diye aldandınız sıcak havalara. Yemeğini ye de sana ilaç vereyim"
"Tamam"
Zorla da olsa yemeğimi yedim ve annemin bana ilaç içermesine izin verdim çünkü hastalandığımı hissediyordum gerçektende.
Ne olursa olsun ben Ulaş'ı seviyordum. Birlikte o kadar vakit geçirmiştik, duygularım dışarıdan gözüktüğü gibi basit şeyler değildi. Kaldıramıyordum.
Annem ve babama dinleneceğimi söyleyerek mutfaktan çıktım. Peşimden Baran da geldi ve kolumu tuttu. "Ulaş'ın yanına gidiyorum, konuşmaya. Gelmek ister misin?"
"Hayır"
Gelip saçlarıma bir öpücük kondurdu. "Dövmemek için söz veremeyebilirim. Hadi yat dinlen, gelince anlatırım sana"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sev Beni
Teen FictionElimi kaldırıp kalbinin olduğu o noktaya koydum. "Ama kalbin acıyordu" annesine o gün öyle söylemişti. Bakışlarındaki o ifade değişirken buruk bir tebessüm etti. Elimin altındaki kalp atışları birden hızlandı. "Evet kalbim acıyor ama üzülmüyorum. Ç...