8. Bölüm

153 16 24
                                    

"Duru, sana bir şey sormak istiyorum"

Efe, sandalyesinde bana doğru yaklaştığında ne söyleyeceğini merak ettim. "Dinliyorum"

"Sence bizden olur mu?"

Ne?

Bu soruyu açık bir şekilde sormasını beklemediğim için hazırlıksız yakalanmıştım. "Nasıl yani?" Onu geçiştirmeye çalıştığım esnada ne cevap vereceğimi düşünüyordum.

"Bana karşı biraz da olsa ön yargılı olduğunu biliyorum, kafanda belki de soru işaretleri var. Ben, seninle birlikte olmayı çok isterim açıkçası. Şuan erken olduğunu biliyorum ama ben senin düşüncelerini de merak ediyorum"

Merak etmekte sonuna kadar haklıydı. Sonuçta kaç gündür onunla boşu boşuna takılmıyordum. Bu yolun sonu nereye gidecekti merak etmek onun da hakkıydı.

Ama ben şuan ne istediğimi bilmiyorum. Ulaş, kafamı karıştırıyordu. Dün onun kalbini kırmışken burada Efe ile oturmak bile vicdanımı yeterince rahatsız ediyordu ama Efe'yi de yarı yolda bırakmak istemiyordum.

Güldüm. "Bunu sormakta çok haklısın" elimle saçlarımı karıştırdığımda doğru kelimeleri bulmaya çalışıyordum. "Biraz ön yargılarım evet var ama bunları kırdığını söyleyebilirim"

Efe, bunu duymayı beklemediği için şaşırmıştı. Yalan söylemiyordum, henüz bana karşı bir kötülüğünü görmemiştim aslında genel olarak Efe'nin hiç bir kötülüğünü görmemiştim ve bana yalan söylediğini de düşünmüyordum. Öyle olsaydı şimdiye çoktan ortaya çıkmıştı değil mi?

"Gerçekten mi? Bunu duymak beni sevindirdi"

"Evet. Yani ilerde ne olur gerçekten bilmiyorum şuan birbirimizi tanımaya çalışıyoruz ama seni yarı yolda bırakmam istemem emin ol"

Gözlerindeki parlamayı gördüğümde ister istemez gülümsedim. "Duru, sen de emin ol seni hayal kırıklığına uğratmamak için elimden gelen her şeyi yapacağım"

O da aynı şekilde bana gülümsediğinde uzanıp masanın üzerinde olan elimi tuttu.

"Zil çaldı"

Ulaş'ın sesiyle birlikte irkilip hemen elimi Efe'nin elinden çektim. Efe, tenefüste yanıma geldiği için sınıftan dışarı çıkmak istememiştik ve o da gelip yanıma yani Ulaş'ın yerine oturmak zorunda kalmıştı.

Efe, yukarıdan bize bakan Ulaş'ı gördüğünde sırıttı. "Duru'nun yanındayken zamanın nasıl geçtiğini hiç farketmiyorum gerçekten"

Daha sonra kafasını bana çevirip yanağımdan makas alarak oturduğu yerden kalktı. "Görüşürüz Durucum"

"Görüşürüz" diye mırıldandığımda dikkatimi Ulaş'dan çekemiyordum. Efe'ye öyle bir kitlenmişti ki elinde olsa kafasını masaya çarpacakmış gibi hissediyordum.

Efe, Ulaş'ın omzuna çarparak yanından geçtiğinde derin bir nefes alarak yanıma oturdu. Yüzüme bile bakmıyor oluşu içimi sıkıntılarla doldururken onunla konuşup konuşmamam gerektiğini düşündüm.

"Matematik ödevini yaptın mı?"

"Hayır" yüzüme bakmadan cevap verdiğinde kaşlarımı çattım. "Neden? Hep yapardın ödevini"

"Bu sefer yapasım gelmedi demek ki, başka bir sorun var mı?"

Bakışları öfkeyle bana döndüğünde neye uğradığımı şaşırdım.

"Dün dediklerimden dolayı böyle davranıyorsan-"

"Hayır" derin bir nefes aldığında kısa bir süreliğine gözlerini kapatıp açtı. "Bak gerçekten şuan sinirliyim ve konuşup kalbini kırmak istemiyorum Duru"

Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin