29. Bölüm

136 12 50
                                    

"Duru"

Odamın kapısı açılınca kafamı telefondan kaldırıp Baran'a baktım. "Ben arkadaşlarla basketbol oynamaya gidiyorum, haberin olsun"

"Ulaş da geliyor mu?"

"Hayır, neden sordun?"

Omuz silktim. "Merak ettim öyle"

Ardından telefonun ekranını kapatıp yataktan kalktım ve elimi belime koydum. "Hiç benimle vakit geçirmiyosun bakıyorum da"

Baran, gülümseyip yanıma geldi. "Güzelim inan vaktim olmuyor"

"Mine'ye sıra gelince koşa koşa gidiyorsun ama" Mine'ye asla garezim yoktu, benim sinirim tamamen Baran'a idi.

Sırıtıp elini yanaklarıma koydu ve uzanıp saçlarıma bir öpücük kondurdu. "Söz, bir dahakine seninle çıkacağım dışarı"

Biraz önceki dediğime cevap vermediğine göre haklıydım. Omzularımı düşürdüm ve usulca kafamı salladım. "Tamam"

Baran, odadan çıkınca sessizce ofladım ve ne yapacağımı düşündüm. Dün akşam Mine ile konuşmuştum. Bu haftayı teyzesinde geçireceğini söylemişti. Bu yüzden müsait değildi.

Bakışlarımı pencereden dışarıya çevirdim. Hava biraz essede gayet güzeldi. Aklıma gelen şey ile hemen telefonumu elime aldım.

Ve sevgilimin numarasına tıkladım.

"Alo, Duru?" Saniyesinde telefonu açarken dudaklarım iki yana kıvrıldı.

"Napıyosun canım?"

"Canını yerim ben senin. Ders çalışıyodum. Bir şey mi oldu?"

Elimi saçlarımdan geçirdim. "Olmadı. Baran arkadaşlarının yanına gitti şimdi"

"Evet, haberim var"

"Dışarı çıkalım mı bizde?"

"Çıkalım bebeğim"

Ulaş ile nereye gidiceğimizi bilmiyordum ama onunla sokaklarda bile boş boş dolanabilirdim. Zaten, günlerdir okulda bile doğru düzgün konuşmamıştık. Baran'a bir şey çaktıracağız diye ödüm kopuyordu.

Daha doğrusu Ulaş bu konuda çok rahattı ama sıkıntı eden bendim.

Telefonu kapatıp hazırlanmaya başladım. Heyecanlanmıştım.

Çok garip, normalde Ulaş ile bir çok yere gitmiştik. Yapmadığımız aktivite kalmamıştı belkide. Önceden hiç heyecan yapmaz şimdi elim ayağıma dolanıyordu.

Aşk böyle bir şey olsa gerek...

Üzerime mavi bir kot pantalon ve çok kalın olmayan bir kazak geçirdim. Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptıktan sonra çok hafif de makyaj yaptım ve son olarak parfümümü de sıktığımda hazırdım.

20 dakika içinde hazırlanıp odadan çıktığımda anneme seslendim. "Anne, ben biraz kızlarla dışarı çıkıyorum!"

"Tamam kızım, çok geç olmadan gel"

Üzerime ince bir mont geçirip evden çıktım. Ayakkabılarımı giyerken bir yandan da Ulaş'ı arka sokakta bekleyeceğime dair bir mesaj attım.

Annem, evden Ulaş ile çıktığımı görürse yalan söylediğimi anlayıp beni sorgulayabilirdi. Bu riske hiç girmek istemedim.

Ulaş'ı bekleyeceğim yere geldiğimde bir kenara geçip duraksadım. Elimde tuttuğum telefonun ekranından kendime bakıp saçımı kontrol ettim.

Araba sesiyle telefonumu yüzümden indirdim ve sesin geldiği yöne baktım. Siyah bir arabanın tam yanımda durması bir adım gerilememe neden olmuştu.

Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin