Ulaş ile birlikte spor salonundan çıktığımızda derin bir nefes aldım. Ulaş'ın da deyimiyle rüyada gibiydim.
Bu spor salonuna girerken belki de her şeyi batıracağımı düşünmüştüm. Bi daha eskisi gibi olamayacaktık belki de gerçi artık eskisi gibi değildik ama neyse.
Bakışlarımı ellerimize çevirdim. Kalbim tekledi. Sokakta yürürken içim içime sığmıyordu, bi türlü inanasım gelmiyordu fakat her şey gerçekti.
O artık benim sevgilimdi.
"Ulaş?" Dedim kafamı ona çevirirken. Yüzündeki gülümsemeyle bana baktı. "Efendim?"
"Biz... Baran'a nasıl söyleyeceğiz? Ya da ne bileyim bundan sonra ne olacak?"
O da derin bir nefes aldı. Önümüzde 'Baran' gibi büyük bir sorun vardı. Bize tepki göstereceğini biliyordum.
Durdu. Ben de durmak zorunda kalırken önüme geçti. "İstersen hemen gidip söyleyelim"
Gözlerimi büyüttüm. "Olmaz, bu hemen söylenecek bir şey değil. Aramız yeni yeni düzeldi zaten. Ya sana bir şey yaparsa?"
Kaşlarını çattı. "Bana ne yapabilir Duru? Alt tarafı bi tane yumruk atar"
Kaşlarımı havaya kaldırdım. "Bu senin için sorun değil mi?"
"Bilmiyorum farkında mısın ama ben boks yapıyorum birtanem"
'Birtanem' demesi sırıtmama neden oldu. Boğazımı temizledim. "Olsun, ben senin canın yansın istemiyorum. Biraz bekleyelim söylemek için. Zamanı geldiğinde söyleriz olur mu?"
O da sırıttı ve diğer elimi de tutup yüzüme doğru eğildi. "Canımın yanması seni üzer yani?"
Yine yapıyordu, beni köşeye sıkıştırıp utandırmaya bayılıyordu anlaşılan. "Üzer" diyebildim sadece.
"O zaman canımı yakmamak için elimden gelen her şeyi yapacağım, merak etme" burnuma minik bir öpücük kondurdu. Kıkırdadım. "Ama ben söylemekten yanayım"
"Ben de tabi söylemekten yanayım ama şimdi değil"
"Sen bilirsin"
İç çektim. Birlikte eve kadar yürümeye devam ettik. Doğru kişi tarafından sevilmek dünyanın en güzel dugusuymuş meğersem.
Evimizin olduğu sokağa girince elimi Ulaş'ın elinden çektim birisinin bizi görebilme ihtilamine karşı. Binaya girerken bi ses bizi durdurdu.
"Nerden geliyorsunuz bakalım?"
Baran'ın sesiyle kalakaldım. Daha ilk dakikadan karşılaşmak beklediğim bir durum değildi. "Spordan geliyorum" diye kendi cevabını verdi Ulaş.
"Sen?" Dedi Baran bana bakarak. "Sen de mi spora başladın?"
Omuz silktim. "Y-yok be, ben de işte çöp atmaya inmiştim karşılaştık öyle"
Baran, ağır bir şekilde kafasını sallayınca hemen konuyu dağıtmak istedim. "Mine ile nasıl geçti?"
Anında sırıtıp omuzlarını dikleştirdi. "Nasıl geçsin işte bebeğim sürekli beni özlediğini söyleyip durdu"
Ulaş ile ikimizde güldük. "Eminim öyledir" diye mırıldandım. Baran buluşmak istemediyse ben de hiç bir şey bilmiyorum.
"Çok konuşma güzelim" Baran, yanıma gelip beni koltuk altına aldığında birlikte binadan içeriye girdik. Merdivenleri bir bir çıkarken Baran Ulaş'a bir şeyler anlatıyordu.
"Darısı senin başına kardeşim. Gerçi bu yaşa kadar yanında hiç birisini görmedik ama hayırlısı"
Ne?
![](https://img.wattpad.com/cover/339765730-288-k875855.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sev Beni
Teen FictionElimi kaldırıp kalbinin olduğu o noktaya koydum. "Ama kalbin acıyordu" annesine o gün öyle söylemişti. Bakışlarındaki o ifade değişirken buruk bir tebessüm etti. Elimin altındaki kalp atışları birden hızlandı. "Evet kalbim acıyor ama üzülmüyorum. Ç...