Gözlerimi açtığımda bakışlarımı pencereye çevirdim. Hava daha aydınlanmamıştı. Evdekiler uyanmadan odama dönmem gerekiyordu.
Kafamı diğer tarafa çevirdiğimde Ulaş'ın yüzü ile karşılaştım. Gözlerini kapatmış huzurlu bir şekilde uyuyordu. Onu uyandırmadan kalkmaya çalıştığımda farkettiğim şey ile duraksadım.
Kolları hâlâ belimi sarıyordu.
Kalbim hızlı bir şekilde çarpmaya başlayınca yutkundum. Sabaha kadar beni bir saniye bile bırakmamış olması ne kadar da yorulduğunu gösteriyordu. İster istemez gülümsedim.
Elimi kaldırıp belimi saran kolunun üzerine koydum ve yavaşça kolunu çekmeye çalıştım.
Bırakmadı.
Beni daha da kendine çektiğinde bir an da başımı göğsüne yaslamak zorunda kalmıştım. Pekala, artık çıkmam gerekiyordu.
Bu şekilde çıkamayacağımı farkettiğimde dudaklarımı araladım. "Ulaş..."
"Efendim"
Kaşlarımı çatıp yüzüne baktım. Gözleri hâlâ kapalıydı ama sesimi duyar duymaz uyanmıştı. Garip...
"Evdekiler uyanmadan gitmem lazım"
Gözlerini yavaşça araladığında bakışlarını bana çevirip yüzüme baktı bir kaç saniye. Belimdeki kolunu nihayet çektiğinde rahat bir nefes alabilmiştim.
Kolunu başının altına koyup beni izlemeye başladığında vakit kaybetmeden ayaklandım ve üstümü başımı düzelttim.
"Cidden her gün bu eziyeti çekecek miyim?"
Kafasını salladı. "Ben çok iyi uyudum valla"
"Ben de güzel uyudum ama gidip gelmesi sıkıntı" dediğimde elimi saçlarıma atıp düzelttim. Ulaş, keyifle sırıtıp o da ayaklandığında benim gibi saçlarını karıştırmıştı.
"Ceza diyelim işte"
Gözlerimi devirdiğimde sabah soğuğunda nasıl ineceğimi düşünüyordum. Balkondan kesinlikle inemezdim. Çıkmayı bir şekilde yapabiliyordum ama iniş mümkün değildi.
"Nasıl ineceğim?"
Ulaş, çalışma masasına geçip bir çekmeceği açtığında ne yaptığını anlamaya çalıştım. Çok geçmeden elinde bizim evin anahtarını görmemle şaşırmadan edemdim.
Tam bunun onda ne aradığını soracakken halimi anlayıp benden önce davranarak açıkladı. "Sizin evin anahtarın yedeğini annen, anneme vermiş ne olur ne olmaz diye. Anahtar benim çekmecemde duruyor. Ses çıkarmadan eve girebilirsin"
Bu fikirle gülümsemeden edemedim. "İyi fikir"
Yanıma gelip anahtarı avucumun içine bıraktı. "İyisin değil mi?" Sorduğu soruyla aklıma dün geceki konuşmamız geldi. Usulca kafamı salladım. "İyiyim" bakışlarımı kaçırdım. Düşündükçe kendimi kötü hissediyordum.
Ulaş'ın ellerini her iki kolumda hissettim. "Bir daha asla böyle bir şey olmasına izin vermeyeceğim. Korkma olur mu?"
"Korkmuyorum. Sadece... Çok kötü bir niyet için kullanıldım"
Ulaş'ın buruk bir tebessüm ettiğini gördüm. "Bu kadar temiz olabilmene hayranım..."
Ne demek istediğini anlamadım ama gülümsedim. Ulaş bana bazen kimsenin vermediği güveni verebiliyordu. Onunla hiç kimseyle konuşmadığım kadar rahat konuşabiliyordum. Bu durum beni fazlasıyla mutlu ediyordu.
Kendimi geri çekip bakışlarımı kaçırdım. "Gitsem iyi olur"
Ulaş, kafasını salladığında birlikte sessizce odadan çıktık. Kimse daha uyanmamıştı. Bana kapıyı açtığında olabildiğince sessiz olmaya çalışıyorduk bu yüzden de ağır hareket ediyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sev Beni
Teen FictionElimi kaldırıp kalbinin olduğu o noktaya koydum. "Ama kalbin acıyordu" annesine o gün öyle söylemişti. Bakışlarındaki o ifade değişirken buruk bir tebessüm etti. Elimin altındaki kalp atışları birden hızlandı. "Evet kalbim acıyor ama üzülmüyorum. Ç...