Ayakkabılarımı çıkarıp evden içeriye adımımı attığımda kimseye görünmeden odama doğru ilerledim. Çantamı odanın bir köşesine atıp ıslanan yanaklarımı kurulamaya çalıştığımda sinirlerim bozulmuştu.
Ulaş, gerçekten de beni önemsemiyor muydu? Birbirimizin üzerinde neredeyse 15 yıllık hatrımız vardı. Böyle bir şeyin mümkün olduğuna inanmak istemiyordum.
Odamın kapısı 2 kere tıklandığında hızlıca göz altlarımı silip yatağa oturdum ve yastığımı kucağıma almayı unutmadım. "Duru, gelebilir miyim?" boğazımı temizledim. "Gel"
Baran, içeriye girdiğinde kafamı kaldırıp yüzüne sorarcasına baktım. Gözleri, bir süre yüzümde gezindiğinde her zamanki gibi ağladığımı anlamıştı. Gözlerim, bu durumlarda hemen kızarıyordu sağolsun.
"İyi misin güzelim?"
"Evet" diye kestirip attığımda odamın kapısını kapatıp yanıma gelmiş ve baş ucumda yerini almıştı. "Neden ağladın? Efe ile mi bir şey oldu?"
"Hayır gelirken Ulaş ile karşılaştım"
"Demek farkettin" diye mırıldandığında kaşlarımı çattım. "Neyi?"
"Sizi takip etti ya benle eve gelmek istemedi, onu diyorum" evet, saf ikizim pot kırmıştı. Demek markete gitme olayı yalandı. Doğru ya Efenin bana dokunduğunu başka nereden bilecekti ki?
"Bana öyle söylememişti" dediğimde Baran pot kırdığını anlayıp gözlerini fal taşı gibi açtı. Gülmemek için kendimi zor tutarken konuştu. "Aramızda değil mi?" kafamı usulca salladım. "Merak etme, bir süre benimle konuşmaz zaten"
"Harbi ya, ne oldu anlat bakayım?" Barana olanlardan bahsetmek istemediğim için ona başka bir şey sordum. "Ulaş ile Efe arasındaki sorunun nedenini biliyor musun?"
bakışlarını kaçırıp kafasını iki yana salladı. "Hayır, sordum ama söylemedi. Sanırım bir ara tartışmışlar. Ulaşın Efeyi neden sevmediğini de anlamıyorum zaten. Efeyi tanıyorum az çok bizim sınıfta olduğu için malum. Zaten kötü olduğunu düşünsem seninle görüşmesini müsaade etmezdim"
"Anladım" dediğimde işime yarayacak bir şey çıkmayacağını farkettim. Neden tartışmışlardı, sorunları neydi, Ulaşın son bir kaç günde bana karşı değişen tavırların sebebi neydi bunların hiç birisini bilmiyordum ve kafamdaki soru işaretleri giderek artıyordu.
"Sen bana bir şey anlatmayacaksın anlaşılan?"
"Önemli bir şey değil, Ulaş ile tartıştım biraz sinirlerimi bozdu o kadar"
"Hmm" dediğinde gülümseyip saçlarımı okşamaya başladı. "Ulaş sana kıyamaz, merak etme aranız düzelecektir"
"Aynen" diye mırıldandım sessizce. "Bana kesin kıyamaz"
Üzerimi değiştireceğimi söylediğimde Baran saçlarıma bir öpücük daha kondurup odadan çıktığında en azından şimdi kendimi daha iyi hissediyordum. Baranın saçlarımı öpmesi, onda en çok sevdiğim şeylerden birisiydi ve bunu gördüğünüz gibi sık sık yapardı.
Üzerimi değiştirip bir kaç bir şey atıştırdıktan sonra ders çalışmak için odama geri geldim ve tam o an yatağımın üzerinde duran telefonumdan bildirim sesinin gelmesi bir olmuştu.
Telefonumu elime alıp gelen bildirime baktım.
Ulaş: Atkımı getirebilir misin?
Ah, doğru ya atkısı bende kalmıştı.
Ben: Yarın sabah veririm.
Ulaş: Ben, şimdi istiyorum su
![](https://img.wattpad.com/cover/339765730-288-k875855.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sev Beni
Teen FictionElimi kaldırıp kalbinin olduğu o noktaya koydum. "Ama kalbin acıyordu" annesine o gün öyle söylemişti. Bakışlarındaki o ifade değişirken buruk bir tebessüm etti. Elimin altındaki kalp atışları birden hızlandı. "Evet kalbim acıyor ama üzülmüyorum. Ç...