11. Bölüm

146 18 22
                                    

Bir önceki bölümde Ulaş, Duru'yu Efe'nin evine bırakmıştı hatırlarsanız. Bu bölümde Ulaş'ın ağzından o kısmı okuyarak başlayacağız. Kafanız karışmasın diye söylemek istedim.

Keyifli okumalar .

×××

Ulaş'dan

Evden çıkıp merdivenlerden aşağıya indiğimde kapıda Duru'yu görmemle duraksadım. Ayakkabılarını giymiş Baran ile konuşuyordu.

Duru'ya baktım. O herif için hazırlanmış olması kalbimin bir kez daha ağrımasına neden oldu, nefes alamadım. Üstelik her zamanki gibi kusursuz görünüyordu. Tıpkı su gibiydi...

Nihayet beni farkettiklerinde Baran, bana gülümsedi. "Akşam, akşam sana da zahmet oldu, kusura bakma ya"

"Saçmalama, önemli değil. Ben de yürüyüş yapmak istiyordum zaten iyi oldu"

Baran, kafasını salladığında Duru'ya döndü. "İyi hadi, çok geç kalma. Sen gelmeden yatmayacağım haberin olsun"

"Tamam" Baran, Duru'yu saçlarından öperken hemen sonra içeri geçmişti. Bizde binadan çıkarken merakla ona döndüm. "Onlara ne söyledin?"

"Mine'nin kötü olduğunu, onun yanına gitmem gerektiğini söyledim" dediğinde kalakaldım. Evdekilere yalan mı söylemişti? Duru'dan hiç böyle bir şey beklemezdim çünkü hayatı boyunca asla yalan söyleyen bir insan olmamıştı. Onda en sevdiğim özelliklerden biri buyken şimdi o herif için yalan mı söylemişti?

"Yalan söyledin yani" içimdekileri dışarı aktarırken sakin kalmam gerektiğini kendime hatırlattım. "İlk defa" diye de ekleme yapınca ellerimi, pantalomun cebinde yumruk haline getirdim.

Yalan söylemesine sebep olduğu için Efe'den bir kez daha nefret ettim. Korktuğum başıma gelecek diye aklım çıkıyordu. Duru'yu kirletmeye başlamıştı bile ve benim elimden hiç bir şey gelmiyordu. Ona gerçekleri anlatamıyordum çünkü Efe, dediği gibi eğer buna karışırsam Duru'ya bir zarar vermesinden ölesiye korkuyordum.

"Ve seni kendi ellerimle onun yanına götürüyorum" işte en acı veren de buydu. Duru, bir şey söyleyemezken boğazımdaki yumruyu geçirmek amaçlı yutkundum. Canım çok yanıyordu, böyle olmak zorunda değildi.

"Efe'yi sevmiyor olabilirsin ama o bana gerçekten iyi davranıyor Ulaş. Artık sorun etmeyi bırak"

O görmezken kafamı iki yana salladım. "Anlamıyorsun Duru" hiç bir zaman da anlamadın. O kadar masum ve saf ki neyin içinde olduğunu görmüyordu. Onun bu masumluğu içimi bir kez daha eritti.

"Neyi anlamıyorum? Efe ile takılmamın neden bu kadar sorun olduğuna mı? Evet anlamıyorum Ulaş. Sırf sen ondan hoşlanmıyorsun diye onunla görüşmemi istemiyorsun, yaptığın çok bencilce bir durum. Hayatıma birisini alıyorum ne var bunda?"

Ben de hayatıma birisini almadım. Belki bir gün beni görürsün diye ben de almadım Duru...

"Bencilce davranıyorum öyle mi?" Sesimin titremesine engel olamadım. Onu, kendimden bile fazla düşünürken yaptığım asla bencilce değildi. Onu korumaya çalışıyordum sadece.

Eğer karşısına düzgün birisi çıksaydı yemin ederim ki, o mutlu olsun diye asla ağzımı bile açmazdım. Ama işte beni anlamıyordu.

Yine de çok güzel kalbi vardı.

"Evet öyle" öfkeli bir şekilde konuşunca bir şey söylemek istemedim. Kalan yolu hiç konuşmadan gelince maalesef ki Efe'nin evine gelmiştik.

"Çıkınca mesaj at, seni gelip alırım"

Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin