26. Bölüm

111 14 32
                                    

"Evet gençler burada kalalım, haftaya devam ederiz"

Defterimi kapatırken yorgunluktan ölüyordum. 40 dakika boyunca konu yetişecek diye harıl harıl sayfalarca yazı yazmıştık ve ben işlediklerimizden hiç bir şey anlamamıştım.

"Elimi hissetmiyorum" diye mırıldandı Mine, bize doğru dönerken. "Elim artık yok"

Kıkırdadım. "Al benden de o kadar" daha sonra ekledim. "Kantine inelim mi ya? Açıktım ben"

"Olur" dedi ayağa kalkarken. Ardından ben de ayağa kalktım. Ulaş, geçmem için bana yer açarken durup ona döndüm. "Sen gelmiyor musun?"

"Tahtakileri daha yazmadım"

Mine, araya girdi hemen. "Boşver şimdi tahtakileri bizden alırsın. Sen de kantine geliyorsun çünkü size bi sürprizim var"

Şaşkınlık içerisinde Mine'ye döndüm. "Süpriz mi?" Kaşlarımı çattım. "Ne oldu?"

"Kantine inince görürsünüz, hadi Ulaş"

Mine, heyecanlı bir şekilde Ulaş'ı kolundan tutup kaldırdığında Ulaş pes etmek zorunda kalmıştı. Sabahtan beri moreli bozuktu ve bunun benimle ilgili olduğunu düşünüyordum.

Başka neyden olacaksa? Çocuğun yüzüne bile bakmıyorum doğru düzgün.

Sessizce ofladım. Hep birlikte kantine inerken boş bulduğumuz bi masaya geçip oturmuştuk. "Ee?" Dedim etrafa bakınırken. "Hani nerede sürpriz?"

Mine, ellerini birbirine sürtüp derin bir nefes aldı. "Birazdan..." Bakışları etraftaydı. Ulaş ile göz göze geldim, o da ne olduğunu merak ediyordu. Omuz silkip önüme döndüğümüzde kantine Baran'ın girdiğini gördüm.

Mine, Baran'a doğru el sallayıp burada olduğumuzu işaret edince daha da merak etmiştim. "Baran'a da mı söyleyeceksin süprizini? İşte şimdi daha da meraklandım"

Mine, bana bir cevap vermeyip sadece güldü. Biz Ulaş ile sürprizin ne olacağını merak ederken Mine, ayakta Baran'ın gelmesini bekliyordu. Neydi acaba?

Baran, nihayet yanımıza geldiğinde bakışları Mine'nin üzerindeydi. Ona tebessüm edip yanımıza geldiğinde Ulaş araya girdi. "Baran da geldiğine göre artık söyleyebilirsin"

"Evet" dedi Mine ve Baran'a baktı. Baran'ın neden oturmadığını sorguluyordum ki duyduklarımla şoka girdim. "Birbirimizden hoşlandığımızı itiraf ettik ve sevgiliyiz"

Baran'ın konuşmasıyla kalakaldım. Ulaş ile aynı anda, "ne?" Diye saçma bir tepki verdik. Doğru mu duymuştum ben yoksa bunlar sevgili olduklarını bize mi söylüyorlardı?

Baran, Mine'yi belinden tutup kendisine doğru çekince gözlerimi fal taşı gibi açtım. Mine, kıkırdadı. "Süprizimizi nasıl buldunuz?"

"Ne ara?" Dedi Ulaş şok içinde. Ben, hiç bir şey söyleyemiyordum. Aralarında bir şey olduğunu fark etmiştim ama bunun bu kadar çabuk gelişeceğini hiç düşünmemiştim açıkçası.

"Öncelikle oturalım" ikisi de ayakta durmaktan vazgeçip karşımıza geçip oturduklarında Mine, saçlarını geriye doğru attı ve genişçe gülümsedi. İkisi de çok mutlu gözüküyorlardı.

Bizim aksimize.

"Baran" dedim kendime yeni gelmişken. "2 gündür bu yüzden mi saçma sapan davranıyordun? Neden bize daha önce söylemediniz?"

"Saçma sapan demeyelim ona bir kere" Baran, kendini savunurken Mine araya girdi. "Ulaş hastanede o haldeyken söylemek istemedik. Zaten çok ani oldu" birbirilerine bi bakış attılar. "Hem sürpriz yapmak istedik işte. Hem de Ulaş daha iyi. En uygun zamanın şimdi olduğunu düşündük"

Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin