"İşte şimdi bir kahve içmeyi hak ettik değil mi?"
Gülümseyip kafamı salladığımda Efe, oturduğu yerden kalkıp bize bir kahve almaya gittiğinde terleyen avuç içlerini pantalonuma sürttüm.
Saniyeler içerisinde Mine, koşarak yanıma geldiğinde kafamı kaldırıp onun gülen yüzüne baktım. "Oldu diye gördüm"
"Daha olmadı Mine, sadece biraz birlikte vakit geçireceğiz"
"Ah canım benim" dediğinde elini uzun açık kahverengi saçlarıma atıp bir tutamını parmağına doladı. "Siz oldunuz bile"
Sadece gülüp göz devirmekle yetindim ve Mine'ye doğru eğilip merak ettiğim şeyi sordum. "Baran veya Ulaş bu duruma bir şey dediler mi?"
"İnanır mısın bilmiyorum ama ikiside ağızlarını açmadılar. Baran bile yorum yapmadı, garip"
Başka bir şey dememe fırsat olmadan buraya doğru gelen Efe'yi görünce Mine, yanağımdan makas alıp Baran ve Ulaş'ın yanına geri dönmüştü.
"Al bakalım, sıcak dikkat et"
"Teşekkür ederim"
Karton bardağı elime alıp ufak bir yudum aldığım sırada aklım tamamen Ulaş ve Barandaydı. Baran, çevremdeki erkeklere saygı duyan birisiydi ama ne olursa olsun mutluluğum için hep önünü arkasını sorgulardı. Şimdi gerçekten burda Efe ile birlikte oturuyor olmam Baran için önemli değil miydi?
Peki ya Ulaş?
Düşündükçe aklıma saçma sapan sebepler geliyordu. Kendi akıl sağlığım için bu düşünceleri şimdilik bir kenara itmeye ve onlarla yüz yüze konuşmanın daha iyi olacağına karar verdim.
"Yapmaktan hoşlandığın şeyler ne Duru?"
"Hmm" dediğimde düşünüyor gibi yaptım. "Dans etmeyi çok severim, iyi yüzücüyümdür, film veya dizi izlemeye bayılırım yani bu şekilde. Sen nelerden hoşlanırsın?"
"Fiziğinin bu kadar güzel olmasını yüzmeye borçluyuz o zaman?"
Garip bir şekilde kaşlarımı çattım. Zor da olsa gülümsedim. "Teşekkür ederim, biraz öyle" bu nedense pek hoşuma gitmemişti. "Nelerden hoşlandığını söylemedin" dedim konuyu değiştirmek için.
"Ha pardon" dediğinde bakışlarını kısa bir süreliğine etrafta gezdirmişti. "Futbol oynarım, boks yapmaya çalışıyorum bide"
O an aklıma gelen tek şey Ulaş olmuştu. Ulaş da boks yapan birisiydi ve bu konuda profesyonel bile denilebilirdi. Erken yaşta başladığı için işinde gayet iyiydi ve bundan her zaman çok keyif alan birisi olmuştur.
Tabikide bundan Efe'ye bahsetmedim. Saçmalık olurdu.
"Güzelmiş" dediğimde kahvemin yarısından fazlasını içmiştim ve sohbeti tadında bırakmak istiyordum. Aklım Baran ve Ulaşdayken bu sohbete pek konsantre olduğum söylenemezdi.
10 dakika kadar daha oturduktan sonra nihayet kalkmaya karar vermiştik.
"Görüşürüz o zaman, teşekkür ederim benimle konuştuğun için"
"Rica ederim, görüşürüz" dediğimde elini koluma koyup yanımdan geçip gitmişti. Teması beni garip hissettirdiği esnada kendime gelip Baran, Ulaş ve Mine'nin oturduğu masaya doğru ilerledim.
"Oo kraliçemiz geldi"
Mine, boşta kalan sandalyeyi çekiştirdiğinde ona sadece gülümsedim ve bakışlarımı gergin bir şekilde Baran'a çevirdim. "Baran?" Dedim bir şeyler söylemesi için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sev Beni
Teen FictionElimi kaldırıp kalbinin olduğu o noktaya koydum. "Ama kalbin acıyordu" annesine o gün öyle söylemişti. Bakışlarındaki o ifade değişirken buruk bir tebessüm etti. Elimin altındaki kalp atışları birden hızlandı. "Evet kalbim acıyor ama üzülmüyorum. Ç...