Satır arası yorumlarınızı eksik etmeyin, motive oluyorum ben böyle :)
×××
Baran'ın anlatımıyla
"Çiçekçi dükkanı açma konusunda ciddi miydin?"
Bakışlarımı Mine'ye çevirip güldüm. "Buna neden bu kadar çok takıldın?"
Omuz silkip diğer elini de elimizin üzerine koydu. "Bilmiyorum, hoşuma gitti. Yani... İlk defa birisinin bana gerçek anlamda değer verdiğini hissediyorum"
Adımlarımı durdurup ona çatık kaşlarımla baktım. "Bu duygusal konuşma ne için bakayım?"
"Of, içimden geldi işte ne var?"
Bakışlarımı yüzünde gezdirdim ve iç çektim. Çok güzeldi. "Benim de içimden gelen bazı şeyler var ama ben böyle diyor muyum?"
"Ne mesela?" Dediğinde merak etmişti. Sırıtıp alnımı alnına yasladım. "Yok böyle sokak ortasında söylenecek şeyler değil"
Yüzü kızardı. Gülüp yanağına bir öpücük kondurdum ve yürümeye devam ettik. Hiç bir şey söyleyemezken onun bu tatlı halleri isteklerimi çoğaltıyordu.
Pekala, sapıtmaya gerek yoktu.
"Sokak ortasında beni böyle utandırmaya hakkın yok" demesi ile ufak bir kahkaha attım. Daha sonra tuttuğum elini kaldırıp öptüm.
"Tamam, demedim bir şey varsay"
Mine'yi evine kadar bıraktığımda ondan ayrılmadan önce belinden tutup çektim ve sarıldım. Nedense şuan içime kötü bir his düşmüştü.
"Seni seviyorum Mine" dedim boynuna bir öpücük kondururken.
"Nereden çıktı bu duygusal konuşma?" Diyerek beni taklit edince güldüm. Kendimi geri çekip yüzüne baktım.
"İçimden geldi" dedim onun dediği şekilde. Kıkırdadığında dudaklarına minik bir öpücük kondurdum.
"Görüşürüz"
Mine, eve girdiğinde ben de kendi evime doğru ilerledim. O sırada içimde oluşan anlamlandıramadığım histen dolayı telefonumu çıkarttım ve Duru'yu aradım.
Kötü hissediyordum kendimi. Umarım bir şey olmamıştır.
Duru'yu aradım ama açmadı. Ardından Ulaş'ı aradım çünkü en son onları birlikte bırakmıştım. Çoktan eve gitmiş olmaları gerekiyordu.
Ulaş da telefonu açmayınce meraklanmadan edemedim ve daha hızlı adımlarla eve gittim. Neden kardeşime bir şey olduğuna dair şeyler hissediyordum?
15 dakika içinde eve geldiğimde merdivenleri çıktım ve dairemizin önüne gelir gelmez cebimden çıkardığım anahtarım ile eve girdim.
"Ben geldim!"
İçeriden bir ses gelmedi. "Duru? Anne?"
Çantamı bir kenara atıp Duru'nun odasına baktım hemen. Daha eve gelmemişti. Ardından salona geçtiğimde annem ve babamı gördüm. Ağlıyorlardı.
Kapı ağzında kalakalırken bakışlarımı odanın içinde gezdirdim. Babamın bu saatte işte olması gerekirken evdeydi ve üstelik koca adam oturmuş annem ile birlikte ağlıyordu. Duru neredeydi?
"Anne? Bir şey mi oldu? Duru nerede?"
"Oğlum" dedi babam boğuk çıkan sesiyle. "Duru..."
"Duru, ne?" Dedim hemen. "Neden ağlıyorsunuz?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sev Beni
Teen FictionElimi kaldırıp kalbinin olduğu o noktaya koydum. "Ama kalbin acıyordu" annesine o gün öyle söylemişti. Bakışlarındaki o ifade değişirken buruk bir tebessüm etti. Elimin altındaki kalp atışları birden hızlandı. "Evet kalbim acıyor ama üzülmüyorum. Ç...