24. Bölüm

118 12 41
                                    

Bölüme Ulaş ve Duru'nun çocukluktan kalma bir anısını okuyarak başlayacağız. Çocuk aklı ile yazmaya çalıştım. Bunu dikkate alırsanız sevinirim.

×××

(8 sene önce)

Ulaş'ın anlatımıyla

Bahçeye çıkıp bakışlarımı etrafta gezdirdim fakat Duru'yu göremeyince kaşlarımı çattım. Biraz önce buradaydı oysaki. Sadece bir kaç dakikalığına tuvalete gitmiştim.

"Duru" diye seslendim beni duyabilmesi için. "Nereye kayboldun?"

Acaba benimle saklambaç mı oynamak istemişti?

Evin etrafını aradım ama Duru'yu bir türlü bulamadım. Nereye gitmişti şimdi bu kız? Başına bir şey gelmiş olabilir miydi?

Bu düşünceyle endişelenmeye başlamıştım. Korku her tarafımı sararken evin sınırlarından çıktım ve caddeye doğru ilerledim.

O çok minnaktı bir kere. Herkese hemen güvenebilirdi, kesin kötü birisinin eline düşmüştü. Ona hiç bir kötülüğün bulaşmasını istemiyordum.

Hayatımda gördüğüm en temiz kızdı çünkü.

Aklıma gelen düşüncelerle daha da sinirlenmeye başladım. İçimde oluşan 'koruma' iç güdüsü kendini ortaya çıkarırken bu küçük yaşımda kendimi çok güçlü hissettim.

Duru'yu bütün kötülüklerden koruyabilecek kadar...

Sokaklarda ilerlediğimde karşı kaldırımda birilerini görmem ile adımlarımı durdurdum. Bir kaç çocuğu Duru'nun etrafında görünce öfkelendiğimi hissettim.

Hemen yanlarına gidip Duru'yu tuttuğum gibi yanıma çektim. Hepsi bizim yaşlarımızdaydı. 3-4 kişilerdi. "Ne oluyor burada?"

Sert çıkan sesim ile çocuklar bir iki adım gerilediler. "Topumuzu alıp kaçmaya çalıştı"

Kafamı Duru'ya çevirdim. Elinde tuttuğu kırmızı topa baktım. En sevdiği renkti kırmızıydı. Çok beğenmiş olmalıydı. Gülmek istesemde ciddiyetimi korudum.

"Kızı ne diye sıkıştırdınız? Baksanıza korkmuş"

Çocuklardan biri omuz silkti. "Banane,  versin topumuzu"

Çocuklardan biri uzanıp Duru'yu kolundan tuttu. Elindeki topu alacağı sırada çocuğu ittirdim. "Dursana, vereceğiz topunu"

Duru, ağlayarak topu sıkı sıkıya tutarken uzun boyumla yüzüne doğru eğildim. "Ben sana aynısını alacağım. Söz veriyorum"

O kadar çok korkmuştu ki titriyordu. Uzun kirpikleri ıslanmışken o çocukların hepsini dövmek istedim. Duru, top oynamayı çok severdi.

"Ama ben bunu istiyorum. Aynısını nerede bulacağız ki?"

Tatlı tatlı konuşmasıyla tebessüm ettim fakat kendimi hemen topladım.

"Hadi ya versin topumuzu. Ne kadar görgüsüzsünüz"

Bunu duymam ile hemen çocuğa bir tane vurdum. "Görgüsüz değil, kırmızıyı çok seviyor" diğerleri o çocuğa vurmamla üstüme saldırırken Duru'nun bağırış sesleri kulağıma geldi.

"O topu verecek!"

Hepsine birden gücüm yetmezken yere düştüm. Çocuklar Duru'nun elinden topu sertçe çekip bide üstüne itince Duru da dengesini kuramayıp düşmüştü. Sonra çekip gittiler.

Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin