Bölüm müziği : Nilüfer - Son Arzum
Bölümü okurken müziği açarsanız güzel olur medyada sorun çıkarsa bölümün sonlarına doğru arka plandan bir yerden açın güzel olacaktır ;)
Bölümü full Ulaş'ın anlatımıyla okuyacağız.
×××
Ulaş'ın anlatımıyla
Elimle saçlarımı düzeltip derin bir nefes aldım ve elimi kapı ziline koyarak kapıyı çaldım. "Geldim!"
Kapının arkasından Duru'nun sesi geldiğinde yüzümdeki tebessüme engel olamadım. Sesi... Bu dünyadaki en güzel melodi olabilirdi.
Kapı, saniyeler içerisinde açıldığında kafamı kaldırıp onun güzel yüzüne baktım. Duru, beni görmenin şaşkınlığını yaşarken pembe dudakları aralanmıştı.
Üzerinde kırmızı pijama takımı vardı. Saçlarını tepeden özensiz bir şekilde topuz yapmıştı ama oysaki anlamadığım şekilde özen gösterilmiş gibi görünüyordu.
Bakışlarım ister istemez dudaklarına kayarken yutkundum. "Ulaş" dedi, ismimi herkesten güzel bir şekilde telaffuz ederken. "Geleceğini bana hiç söylemedin, bir şey mi oldu?"
"İçeri girebilir miyim?"
"Ah, tabi geç"
Şaşkınlığını üzerinden atıp içeri geçmem için kenara çekildiğinde ayakkabılarımı çıkarıp içeri geçtim. Duru, kapıyı yavaşça kapatırken içeri kısa bir bakış attım.
Ortalıkta kimse görünmüyordu.
"Hoş geldin"
Onu, belinden yakaladığım gibi kendime çekip dudaklarımı, boynuna bastırdım. Başımı döndüren kokusunu içime çekerken huylanıp kıkırdadı.
Kalbim tekledi.
"Baran, içerde"
"Biliyorum"
Kafamı kaldırdığımda yanakları hemen kızarmıştı. Bu görüntü içimi ısıtırken ikimizinde sağlığı için geri çekilmek zorunda kaldım.
Buraya neden geldiğimi hatırladım daha sonra. Bu kızı görünce her şeyi unutuyordum. Şaka gibi geliyor.
"Baran ile konuşmaya geldim"
"Ne?" Dedi telaşla. "Şimdi mi?"
"Evet. Kaç gündür içim hiç rahat değil. Onunla konuşacağım"
Baran'ın yanına gitmek için hareketlendiğimde kolumu tuttu. "Tartışmayacağınıza söz ver"
Yüzüne baktım bir kaç saniye boyunca. Gerçekten de endişeleniyordu. Onun korkusunu az çok anlayabiliyordum. Her şeyi daha da batırmamdan korkuyordu.
"Söz"
Elini, kolumdan çekince salonda oturduğunu tahmin ederek direk oraya geçtim. Baran, bakışlarını televizyona odaklamış motor yarışı izliyordu. Benim geldiğimi farketmemişti.
"Biraz konuşalım mı?"
Baran'ın bakışları bana döndüğünde kaşlarını çattı ve arkamda kalan bölgeye baktı. Arkamı dönüp kapı ağzında bizi izleyen Duru'ya baktım.
Kumanda ile televizyonu kapatıp toparlandı. "Ne için?"
Yanına geçip oturduğumda bakışlarımı tekrar Duru'ya çevirdim ve ona gitmesi için işaret ettim. Özel konuşmam gereken şeyler vardı. Duru'dan tabikide sakladığım bir şey yoktu ama erkek erkeğe denilen tabir cidden iyi olabiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sev Beni
Teen FictionElimi kaldırıp kalbinin olduğu o noktaya koydum. "Ama kalbin acıyordu" annesine o gün öyle söylemişti. Bakışlarındaki o ifade değişirken buruk bir tebessüm etti. Elimin altındaki kalp atışları birden hızlandı. "Evet kalbim acıyor ama üzülmüyorum. Ç...