1 hafta sonra
Yanımdaki karalama sesinden derse odaklanamazken kafamı Ulaşa çevirdim. Düşünceli bir şekilde durmadan önündeki defteri karalıyordu. Gergin olduğunu kol damarlarının belirginleşmesinden anladığımda ise usulca elimi kaldırıp kalem tutan elinin üzerine koydum. "biraz fazla ses çıkıyor"
Kafasını kaldırmadan öylece ellerimize bakarken içindeki sıkıntıyı her geçen gün daha çok merak ediyordum. "Dalmışım, kusura bakma" elimi çektiğim sırada elindeki kalemi bırakıp saçlarını karıştırdı. "önemli değil" diye cevap verdiğimde bakışlarımı yan profilinden çekip hocaya tekrar çevirdim.
Onun bu halde olması benimde içimi sıkıntıyla dolduruyordu. Bana anlatamayacağı ne olabilir diye düşünüyordum. Bildiğim kadarıyla herhangi bir ailevi problemi yoktu. Annesi ve babası çok iyi insanlardı. baran ile de tartıştıklarına şahit olmamıştım. benimlede bir sorunu yoktu bildiğim kadarıyla. ya da var mıydı? istemeden ben mi bir şey yapmıştım acaba?
Dersin kalan kısmı hızlı bir şekilde geçtiğinde çalan zille birlikte dışarıya rahat bir nefes verdim. Mine hiç vakit kaybetmeden arkasını döndüğünde gülümsemeye çalıştım. "Geliyor musun?" kafamı iki yana sallayıp refleksle başımı Ulaş'ın omzuna yatırdım. "Yok"
Kafamın altındaki bedenin hareketsiz durduğunu farkettiğimde kafamı kaldırmadan yukarı ona doğru bakmaya çalıştım. "Hareket edebilirsin biliyorsun değil mi?" gülerek konuştuğumda yukarıdan bana bakıp gülümsedi. "Rahatsız olma diye"
Kafamı omzundan kaldırıp bedenimi ona doğru çevirdim. "Ulaş, istemeden ben bir şey mi yaptım sana?"
Bu soruyu beklemediği ortadaydı. Kaşlarını çatarak dudaklarını araladı. "Bu da nerden çıktı şimdi?"
Omuz silkip bakışlarımı kaçırdım. "bilmem, bir kaç gündür durgunsun"
"Bir şeyim yok Duru. Kafana takma çok"
"Ama-"
"Duru?"
Araya Ulaş değilde başkası girince sözüm yarıda kesildiği için kaşlarımı çattım ve gelen kişinin kim olduğuna bakmak için arkamı döndüm. Görüş açıma giren efe ile bir anlığına afalladım. "Efe?" dedim aynı şekilde karşılık vererek.
Ulaşın rahatsızca yerinde kıpırdandığını hissettim ama dönüp bakmadım. Efe bana gülümseyip kısa bir anlığına arkamda kalan Ulaşa bakıp gözlerini bana çevirdi. "Öğle arası konuşabilir miyiz?"
"Ne konuda?"
"Biraz özel" dediğinde Ulaş'a tekrar bakmıştı. O an ne diyeceğimi bilemedim. Benimle özel ne konuşmak istiyordu herhangi bir fikrim yoktu ama merak etmiştim. "olur" dediğimde tebessüm ettim. "konuşalım"
Efe genişçe gülümseyip yanımızdan ayrıldığında düşünceli bir şekilde Ulaşa döndüm ve o an hiç görmek istemediğim bir surat ifadesiyle karşılaştım. Yüzü kızarmıştı ve kendisini bir şey için zor tutuyor gibiydi. Sıktığı çenesiyle birlikte öfkeli bakışlarını yüzüme çevirdi. "Ne oldu?" diye sordum merakla.
"Onunla gerçekten konuşacak mısın?"
"evet de ne oldu ki?"
"Ben aldım cevabımı Duru"
Birden sandalyesini geriye itip hızlı bir şekilde yanımdan ayrıldığında şok içinde kaldım. Bir anda ne olmuştu?
Peşinden gitmek için ayaklanacaktım ki Mine'nin yanıma gelmesiyle ofladım. "Ulaş'ı gördüm az önce yüzü kızarmıştı. Bir şey mi oldu?"
![](https://img.wattpad.com/cover/339765730-288-k875855.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sev Beni
Teen FictionElimi kaldırıp kalbinin olduğu o noktaya koydum. "Ama kalbin acıyordu" annesine o gün öyle söylemişti. Bakışlarındaki o ifade değişirken buruk bir tebessüm etti. Elimin altındaki kalp atışları birden hızlandı. "Evet kalbim acıyor ama üzülmüyorum. Ç...