23. Bölüm

111 13 30
                                    

Ulaş'ın ağzından

İçim huzursuzdu.

Öfkeyle eve doğru giderken vakit kaybetmemeye çalıştım. Neden Duru'nun gitmesini engelleyememiştim ki? Kahretsin, bu hiç iyi olmamıştı.

Eve girip kapıyı adeta kırmama ramak kalmıştı. İçeri geçip masanın üzerinde duran telefonumu aldım ve hemen o numarayı çevirdim.

"Ne olur tahmin ettiğim şeyi yapmış olma Efe..."

Sabah Efe, beni aradığında çok açık bir dille beni tehdit etmişti. Yediği dayak onu intikam alma hırsına daha da sürüklemişti belli ki. Korkuyordum, Duru'ya bir şey olmasından ölesiye korkuyordum.

Arama, kapanmaya yakın açıldı. "Beni ne çabuk özledin" keyifli sesi kulağımı doldurduğunda kafasını duvara geçirmek istedim. Kesinlikle sabrımı zorluyordu.

Kırmızı çizgimi aşarsa hiç görmek istemeyeceği tarafım ortaya çıkardı.

"Kes sesini. Oktay denen herifi bana tanımadığını söyle"

"Hangi Oktay?" Dediğinde düşünür gibi yaptı. "Ha şu Duru'yu kaçırıp bana getirecek olan kişi mi?" Kahka attığında olduğum yere çivilendim.

"Duru'yu o adamla yalnız bırakmadın değil mi Ulaş?"

Duyduklarımla kaskatı kesilirken telefonu diğer kulağıma aldım. "Sana Duru'ya dokunmaman gerektiğini söylemiştim! Ne yapacaksan benimle yapsana lan!"

"Yook" dedi 'o' harfini yavaş bir şekilde uzatarak. "Senden intikamımı Duru üzerinden alacağım. Çok az kaldı. Bana yaşattıklarının on katını sana yaşatacağım Ulaş"

Sürekli aynı şeyleri söylüyordu ve ben artık gerçekten sıkılmıştım. Yapacağını zaten yapmıştı daha ne istiyordu bu pislik herif?

Kafamı iki yana salladı. "Efe bak yemin ediyorum bu yaşta katil olmaktan hiç çekinmem. Beni anlıyor musun? Duru'ya bir şey yaparsan-"

"Benim ailem beni terk ettiğinde neler hissettiğimi şimdi daha iyi anlayacakın" sert sesiyle konuşurken yüzümü sıvazladım. Şuan, bu evi yıkmamak için kendimi zor tutuyordum.

Arama kapandığında telefonu koltuğa fırlattım. Sinirlerime hakim olamayıp önümde duran masayı ayağımla devirdiğimde her şeyi yakıp yıkmak istiyordum.

Gitmesine engel olmalıydım.

Ona gerçekten bir zarar verir miydi? Tabikide verecekti. Duru'ya dokunmakta çekinmeyen bu herif daha da ileriye gidebilirdi. Hepsi benim yüzümden...

"Hepsi benim yüzümden..." Diye fısıldadım kendi kendime. "Onu koruyacağıma söz vermiştim!"

Onları bulmak için evden çıkmaya hareketlenmiştim ki gülerek buraya doğru gelen Baran ve Mine'yi gördüm. Baran, bakışlarını bu tarafa çevirip dağılmış halimi görünce kaşlarını çattı ve hızlı adımlarla yanıma geldi.

"Ulaş" dedi etrafa bakınırken. "Kötü bir şey mi oldu? Duru nerede?"

"Oktay denen herif Duru'yu kaçırdı."

"Ne?" Mine, şoka girerken hemen yanıma geldi ve kolumu tuttu. "Nasıl kaçırdı? Nerden biliyorsun?"

"Konuşsana oğlum" Baran, sesini yükselterek konuşurken sertçe yutkundum. "Efe aradı demiştim ya..." Derin bir nefes aldığımda boğazıma oturan yumruyu geçirmek amaçlı bir kez daha yutkundum.

"Oktay, Efe'nin ayarladığı birisi sanırım. Bilmiyorum, Oktay geldi Duru ile yürüyüş yapmak istediğini söyledi ve gitti" Sesimin titremesine engel olamadım.

Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin