(Yazardan)
Galerideki fotoğraflara bakarken çekik gözlerine eski bir fotoğraf çarptı. Her şeyin başlangıcı gibi olan o tarihe gitti Hande. 2018 yazında ilk kez birlikte tatil yapmışlardı. En çok kaynaştıkları sene de 2018'di zaten. O zamanlar hayatları daha bir toz pembeydi sanki. Voleybolu takip eden bir kitle vardı, sevenleri de çok vardı ancak şimdiki kadar popüler sayılmazlardı. Sosyal medya hesaplarını bile daha rahat kullanıyorlardı.
Bir haftalık tatili birlikte geçirirken her şey çok güzeldi. Ta ki Zehra'nın flörtü devreye girene kadar. İstanbul'a döndükten sonra o çocukla sevgili oldu Zehra. Bunun öncesinde tatilin son anlarında ondan bahsettiği oldu. Hande de sesini çıkarmadan, kendini gülümsemeye zorlayarak onu dinledi.
Yani tatilin son iki günü Hande için aynı toz pembelikte ilerlemedi. İlk o zaman anladı, boğazı düğüm düğüm olunca, kalbine bir ağırlık çökünce anladı.
Ayna karşısında kendini suçladığını hatırladı Hande. "Sen nesi oluyorsun da niye üzüldün Hande?" diye sormuştu kendine. Sinirle gülmeye başladı.
Gitgide alkolün etkisi altına giriyordu. Bedenine bir ağırlık çökmüştü. O akşam diğer akşamlara göre çok içmesi Zehra'nın dikkatinden kaçmadı. İki kız otelde aynı odada kalıyorlardı ve Hande'yi odaya götüren Zehra olacaktı.
Hande son yudumu da bitirdiğinde yenisini söyleyemeden Zehra'nın elini bileğinde hissetti. Zehra da alkollüydü ancak en azından yalpalamadan yürüyebilecek vaziyetteydi. Aslında Hande içkiden kolayca etkilenen birisi değildi, bünyesi sağlamdı ama o kadar fazla içip midesini karıştırınca ister istemez sersemledi.
"Bu kadar yeter Hande. Hadi odamıza gidelim."
"Aynı evde mi kalıyoruz?" diye sordu.
Zehra kahkahayı patlattı. "Hayır, şapşalım benim. Aynı odada kalıyoruz ya, hani birlikte tatildeyiz falan. Odamıza gideceğiz," dedi. Hande'nin koluna girecek oldu ancak o buna izin vermedi. Kolunu Zehra'nın beline sardı, başını omzuna yasladı. Uzun kolunu onun sırtına atarak bedenine dayanmasını sağladı Zehra. Dans edenlerin arasından sıyrıldılar.
Gözlerini gökyüzüne kaldırdı Zehra. Bolca yıldız görünüyordu. Gece olmasına rağmen hava bunaltıcı sayılırdı. Şimdi hafif bir rüzgar esmeye başlasa ne güzel olurdu. Esmese de sorun yoktu. Odadaki klimayı açar keyiflerine bakarlardı.
"Yanıyorum," dedi Hande. Odaya ne ara geldiklerini anlamamıştı fakat yatağa oturtulduğu an gayet net biçimde kafasına yerleşti. Zehra bir an evvel uyumak istiyordu. Gözleri kapanıyordu ama önce Hande'nin sakin bir şekilde uyuduğuna emin olmalıydı.
"Elini yüzünü yıkamak ister misin? Biraz kendine gelirsin belki."
"O kadar da sarhoş değilim ya," dedi sakin ve uykulu bir ses tonuyla.
Telefonunu cebinden çıkarıp yatağa iyice yerleşmeye çalışan Hande'nin yanına uzandı Zehra. Hande bir an doğruldu ve tişörtünü güçlükle çıkardı. Tişörtün altında bikini üstü vardı. Zehra'nın onu izlediğini fark etti. Göz kırparak karşılık verdi.
"Sen de üstünü çıkar istersen, rahatlarsın."
Bu ses tonundaki imayı hemen anladı Zehra. Klimanın kumandasını kaptığı gibi açtı Hande. Ayarıyla biraz oynadıktan sonra sabitledi. Biraz serinlemeye ihtiyaçları olduğunu düşünüyordu.
Hafifçe tebessüm ederek "Yok, iyi böyle," dedi Zehra. Zaten üstünde yarım tişörtü vardı. Hande dirseğini yatağa koydu ve yavaşça Zehra'ya doğru eğildi. Gözlerini açıp bu manzarayı görünce kahkahaya boğuldu Zehra.
"Ne o? Şimdi bana mı yürüyorsun?"
Hande onunla uğraşmak istiyordu ama bu açıdan Zehra'ya bakmak, onun ışıldayan gözleri ve tatlı gülümsemesi tüm planını suya düşürüyordu. Burnunu Zehra'nın yanağına sürttü. Temas bağımlılığının hakkını vermek istercesine kollarını Zehra'ya doladı, başını göğsüne yasladı. Oda yavaş yavaş soğumaya başlarken sıcak bedenlerinin birbirine teması Zehra'nın içini ürpertti. Hande ona daha da sokuldu. Gülümseyerek saçlarından öptü Zehra. Hande'nin gülümsediğini fark edince bu kez alnından öptü. Saatlerce böyle kalabilirdi Hande.
Gözlerini aralayıp başını yukarı kaldırdı. Zehra'nın gözleri kapalıydı. Rahatsız etmeden onu izlemek istedi Hande. Daha önce yüzüne uzun uzun bakmış mıydı? Peki şimdiki gibi ona yakın olmak çok önemli gelmiş miydi? Hayır. Tüm bunlar Hande için yeni hislerdi ve ardını düşünmezse onları felakete sürükleyebilirdi. Aynı milli takımda oynuyorlardı. Uzun yıllar da oynayacaklarını tahmin edebiliyordu Hande. Yol yakınken bundan vazgeçmesi gerekiyordu. Yine de şimdi Zehra'ya yakın olmanın tadını çıkarabilirdi.
Yeşil gözlerini araladı Zehra. Hande'nin bakışlarını hissetmiş gibi ona baktı. Dudaklarını büzer gibi öne çıkarıp Hande'nin burnunun üstüne bastırdı. Kıkırdamaya başlarken başını geriye çekti Hande. Uzun kollar tamamen geri çekilmesine engel oluyordu. Aynı hareketi bu kez yanağına yaptı Zehra. İkisinin de içten gülüşleri odayı sardı.
Hande onun başının altındaki yastığı çekince afalladı Zehra. Ağzı şaşkınlıkla açılırken, Hande ona gülüyordu. Yatakta doğrulan Hande'yi yeniden kolları arasına almak için harekete geçti. Bu küçük düellonun kazananı Zehra olacaktı.
Hande'yi üstüne çekti. Bacaklarını kalçasına doğru atarak onun hareket etmesini engellemeye çalıştı. Başarılı da oldu. Hande, bu yakınlığın verdiği afallamayı yaşadığı için hareket etmeyi bıraktı. Elleriyle yataktan destek alarak bedenini az da olsa kaldırdı. Göğüslerinin birbirine değmesi onu heyecanlandırdı. Aynı heyecanı hissetmiyordu Zehra ancak bu temastan rahatsız olduğunu söylenemezdi. Keyifli bir şekilde sırıtıyordu. Gözleri bir anlığına Hande'nin dudaklarına kaydı.
"Bana yakın olmak için gösterdiğin bu çabaya hayran kaldım Zehra."
Hande'nin alayına dilini çıkararak karşılık verdi. Sessizce sırıtmaya devam ediyordu.
"Ne o? Dilini mi yuttun?"
Kollarını Hande'nin omuzlarına yerleştirip bir kez daha kendine çekti Zehra. Ona sıkı sıkı sarıldı.
"Güzelliğin karşısında nutkum tutuldu," dedi Zehra. Kahkahası ve yüz ifadesinden şaka yaptığı anlaşılıyordu. Hande'nin nabzının ne kadar yükseldiğinden habersizdi.
Kollarını serbest bıraktı. Eliyle onun omzuna sıvazladı.
"Hadi artık uyuyalım, vallahi gözlerimi zor açık tutuyorum," dedi. Yatakta beş santim kadar daha sola kaydı. Hafif sola doğru döndü. Elini yastığın altına attı.
Yarın öğle saatinde otelden çıkış yapacaklardı ve iyi uyuyup dinlenmeleri gerekiyordu. İki gün sonra da takım antrenmanları başlayacaktı ve orada olacaklardı.
Zehra uyudu fakat uyumak Hande için öyle kolay olmadı. Derin düşünceler içerisindeydi. Zehra'yı uyandırmamak için sağa sola çok dönmemeye çalıştı.
En son Hande gözlerini yummadan önce Zehra bedenini ona çevirdi. Birbirlerinin dönük vaziyette saatlerce uyudular.
Çok tatlı değiller mi? 😍 🥰