Medyadaki güzellerle merhaba. 🤩 Hepinize keyifli okumalar. 🥰
(Yazardan)
2024 Milli Takım sezonunun açılış yemeği için hazırlanan kızlar sırayla mekana giriş yapıyorlardı. Hepsinde yorgunluk vardı ancak belli etmemeye çalışıyorlardı. Kameraların, fotoğraf makinelerinin odağının kendilerinde olduğunu iyi biliyorlardı. Röportaj yapmak isteyenleri de geri çevirmiyor, bu yazın nasıl geçmesini istedikleriyle ilgili demeçler veriyorlardı.
Hande ve Zehra sanki bir saat önce görüşmemişler gibi birbirlerini hemen özlemişlerdi.
"Omuz tedavin için günlerdir yurtdışındaydın, ülkeye dönünce kendini antrenman temposunda buldun, daha doğrusu bulduk. Yakında maçlar başlayacak."
Başını aşağı yukarı salladı Zehra. Şu an gözlerden uzak bir köşede Hande'nin yanında olmanın keyfini çıkarmak istiyordu. Elini uzatıp Hande'nin elini kavradı. Etrafa kaçamak bir bakış gönderip Hande'nin elini öptü. Onun suratında aniden beliren manalı ifadeye kafası karışık biçimde baktı. Kendini gülümserken buldu.
"Lavaboya gitsek iyi olabilir."
Sırıtmaya başladı Zehra. Yanaklarına hücum eden sıcaklıkla başını denize doğru çevirdi. Bu teklife hayır demek istemiyordu ancak kendileri tutmaları gereken bir yerde olduklarının farkındaydı.
"Çok sıkıştım," dedi Hande. Az önceki ifadesi kaybolmuş, yerine ciddi bir surat ifadesi gelmişti. Bir o kadar da çocuksu görünüyordu. Kaşlarını şaşkınlıkla kaldırdı Zehra. Hande ciddi mi yoksa şaka mı yapıyor emin olamıyordu.
"Sevgilim, sen kalacaksan kal. Ben gidiyorum," dedi. Elini Zehra'nın elinden çekti. Anında o sıcak ve sevgi dolu teması özledi Zehra. Önce eline, hemen sonra Hande'nin suratına baktı.
"Geliyorum," dedi Zehra. Hande'nin peşine takıldı. Bir an Hande'nin çekiciliğine kapılmaya ne kadar yatkın olduğunun farkındalığını yaşadı. Hande onun içeri girmesini bekledi, kapıyı o girdikten sonra kapattı. Bir anda Zehra'nın kolunu tutup kendine çekti. Bedenleri büyük bir tutkuyla birbiriyle buluştu. Şaşkındı, heyecanlıydı Zehra. Hande'nin sıcak nefesi dudaklarına çarpıyordu. Hissettiği çekimle altdudağını dişledi. Birbirlerine gülümsediler.
"Çok ciddi görünüyordun."
"Rolümü iyi oynamak istedim."
"Gayet başarılıydın," dedi Zehra sırıtarak.
Elinin tersiyle sevdiği kızın yanağını okşuyordu. Gözleri usul usul dudaklarına indi. Artık daha fazla bekleyecek gücü kendinde bulamıyordu. Sağ elinin işaret parmağını Zehra'nın çenesinin altına yerleştirip dudaklarını onun dudaklarıyla kavuşturdu. Ona tutunma ihtiyacı hissetti Zehra. Saniyeler dakikalara dönüşürken nefesleri tükenmeye başladı. Kapıyı kilitlemediklerini hatırladı Zehra.
"Hande..."
Dudaklarının temasını uzaklaştırmadan yüzünün farklı noktalarını öpüyordu Hande. Kendini dizginlemeye çalışıyordu Zehra ama işi fena halde zordu. Hande kendi bedenindeki ateşi ona da yansıtıyordu.
Hande'nin dudaklarını boynunda hissedince başını geriye attı. Bu defa uyarı yapar gibi değil, istekli bir şekilde söyledi adını.
"İçeri birisi girse mahvoluruz," dedi gözlerini irice açarak. İçinde bulunduğu transtan bir anda çıkmıştı. Hande'yi belinden kavrayıp dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu.
"Sevgilim gerçekten sırası değil. Biraz daha sabretmen gerekiyor."
"Delireceğim ama Zehra... Üstelik bu gece evimize gidemeyeceğiz."
