Keyifli okumalar. 🥰
(Yazardan)
Kapıyı açarken midesinde uçuşan kelebekler yerini huzurlu bir hisse bıraktı. Heyecanı devam etse de Zehra'sının yüzünü görür görmez yatıştı. Gerçek bir mutlulukla gülümsedi.
"Hoş geldin!"
Kollarını açıp ona sarılmak için hazırlandı. Zehra ise arkasına sakladığı çiçek buketini bir anda çıkardı. Hande'nin çene hizasına gelecek biçimde kaldırdı. Kahverengi gözler şaşkınlık ve mutlulukla parladı. Onun bu masum bakışları ve yüz ifadesi Zehra'yı epey güldürdü.
Dişlerini gösterircesine gülerken "Bunlar senin için," dedi. Yüzünü Hande'ye yaklaştırıp dudağının kenarına uzun bir öpücük bıraktı. Kapı önünde oldukları için şimdilik bununla sınırlı bırakmayı tercih etti.
Çiçeği kucağına alırken "Çok teşekkür ederim, hiç beklemiyordum," dedi Hande mırıldanır gibi. Hem sürprizin hem öpücüğün etkisiyle gözlerini yumdu. Zehra ise bunu fırsat bilerek sıkıca sarıldı. Hande boşta olan kolunu onun beline attı. Nazikçe kendine çekerek sarılışını sevgiyle karşıladı. Burnunu boynuna sürttü. Teninin doğal kokusu ile karışık parfüm kokusunu içine çekti. Soğuk hava o anlarda ikisini de etkilemiyordu.
"Daha hoş bulamazdım," dedi Zehra. Az önceki neşeli 'hoş geldin' cümlesine yanıtı şimdi verebildi. Usul usul kollarını geri çekti fakat Hande'nin belini bırakmadı.
"Çiçekler güzelliğinin yanında biraz sönük kalacaklar ama idare et lütfen."
Şaşırmaya devam ediyordu Hande. Kaşlarını kısmen alaycı bir şekilde yukarı kaldırdı. Dudaklarına muzip bir gülücük yerleşti.
"Bak sen... Zehra Sun formunda."
'Sun' diye hitap etmesi Zehra'yı çok güldürdü. Alt dudağını dişleyip Hande'nin gözlerinin içine baktı.
"Kapıda kaldık hayatım," dedi.
"Aa evet... İçeri gir lütfen," diyerek kenara çekildi Hande. Alnının kenarına kondurulan tutkulu öpücükle bacakları titredi. Evin içine daha fazla soğukluk girmesin diye kapıyı kapattı. Uzun, kaslı kollar göbek hizasında birbirine kenetlendi, uzun boylu kız tarafından geriye doğru çekildi Hande. Utandığı yanaklarından anlaşılıyordu. Kalp atışları yeniden hızlanmaya başladı. Zehra'nın bedeninin önü şu an Hande'nin sırtına ve kalçasına baskı yapıyordu. Bir an olsun bırakmak istemiyordu Zehra fakat birazdan mecburen ayrılacaklarını biliyordu.
Dudaklarını Hande'nin ensesine bastırdı. Teninin sıcaklığı başını döndürünce ona daha sıkı tutundu. Evde baş başa olduklarını bilmenin rahatlığıyla hareket ediyordu. Bir öpücük daha kondurdu, burnunu tam o noktaya yaklaştırdı. Saçlarının kokusunu içine çekti. O çok sevdiği koku ciğerlerine nüfuz ederken ruhunun dinginleştiğini, bedeninin gevşediğini hissetti. Resmen içi huzurla doluyordu.
Birkaç dakika boyunca böyle kaldılar. En sonunda istemeyerek kolları arasından ayrıldı Hande. Sol eliyle Zehra'nın elini kavradı. Gözlerinin içine bakarken yüzüne cilveli bir ifade ve gülümseme yerleşti. Gözleriyle bir mesaj veriyordu ve Zehra'nın o mesajı alacağından çok emindi.
Zehra'nın yanakları kızarınca mesajın yerine ulaştığını anladı. Bu akşam onların akşamıydı, kimse de keyiflerini bölemeyecekti.
"Beni nereye çekiyorsun acaba?" dedi gülerek.
"Ayakta mı duracağız yahu? Koltuğa yerleşelim, rahat edelim," dedi. Önce Zehra'nın oturmasını sağladı, kendisi de hemen yanına oturdu.
"Kahve içer misin?"