Keyifli okumalar dilerim. 😊
(Yazardan)
Milli takım sezonunu açmalarına aylar kalmıştı. Zaman git gide azalıyordu. Kızların bu konudaki sabırsızlığı da artıyordu. Kulüp sezonunu oldukça verimli geçirmeye çalışıyorlardı. Koç Santarelli takvim yoğunluğundan dolayı Türkiye'ye gelemediği için internet üzerinden görüntülü bir toplantı yapmaya karar verdiler. Kızlardan birkaçı toplantıya bağlanınca görüşme başladı. Santarelli ince bir espriyle onları güldürdü. Yüzlerin gülmesi onu mutlu ediyordu. Oyuncularının enerjisinin, motivasyonunun yüksek olması bir antrenör olarak onun işine geliyordu.
Hande, can kulağıyla antrenörünü dinlerken gözleri ekranın diğer tarafında açılan küçük kareye kaydı. Zehra Güneş ismini görünce kalbi tekledi. Bir an sonra Zehra'nın görüntüsü netleşti.
"Selam!" diyerek el salladı. Yüzü gülüyordu. Yeşil gözleri hemen Hande'yi buldu. Hande'nin gözlerinin kendisinde olduğunu fark edince keyifle sırıttı. Ona manalı bir bakış gönderdi.
"Nasılsın Zehra?"
"İyiyim hocam, teşekkürler. Siz nasılsınız?"
"İyiyim, teşekkürler," dedi Santarelli. Toplantıya birkaç dakika gecikmeli katılan sporcular ile de konuştu. Ana konuya girdi. Bu seneki hedefler ve kafasındaki programla ilgili konuşmaya başladı. Kızlar onu pür dikkat dinlerken Hande'nin gözleri Zehra'ya kaydı.
Bunu birkaç kez tekrarladı. Zehra bunun farkında olsa da dikkatleri dağılmasın diye özellikle ona bakmıyordu. En sonunda dayanamadı ve bakışlara karşılık verdi. Eda onların bakışıp gülüştüğünü fark etti. Kaşlarını yukarı kaldırarak birkaç saniye boyunca onları izledi. Ebrar, bu ikilinin bakışmasını yakalayan diğer isimdi. Birazdan görüşme bitince Zehra'yı darlarcasına sorular soracaktı. Hatta şimdiden mesaj göndererek başladı bile.
Ebrar: Ne oluyor ne oluyor? O bakışma neydi öyle?
Sonunda evlenmeye mi karar verdiniz?
Aşkını ilk kim itiraf etti?
Detaylar lazım bana, detaylar.
Beş dakika sonra mesajlara geri dönüş yaptı Zehra. Okurken sessiz sessiz gülmeye başlamıştı.
Zehra: Aptal aptal konuşma.
Ebrar: Kırıcısın.
Zehra: Ortada tam anlamıyla adı konulmuş bir şey yok.
Kimselere bir şey deme, bozuşuruz.
Ebrar: Yok be. Gerçekten merak ettim ama.
Zehra: Aramız çok iyi diyelim. Şimdilik bu kadarını bil yeter.
Ebrar: Oooo çılgınspor.
Zehra: Ebrar!
Kahkaha atmamak için kendini sıktı Zehra. Ebrar pis pis sırıtıyordu.
Zehra: Çılgınspor ne ya?
Ekrandan Ebrar'la göz göze geldiler. Şu an dersi kaynatmak için fırsat kollayan öğrenci gibi bir halleri vardı. Santarelli'nin söylediklerine daha iyi odaklanmak için telefonunu yere indirdi Zehra. Gözlerini bilgisayar ekranına çevirdi. Kulüp sezonundaki hedefler devam ediyordu fakat milli takım için de heyecanlandığı gerçeğini inkar edemiyordu. İkinci kez olimpiyatlarda yer alacak olmak ona iyi hissettiriyordu. Çocukluğundan bu yana gönül verdiği voleybolda yükselebildiği kadar yükselmek, başarılarına yeni başarılar eklemek istiyordu. Milli takımın olimpiyat şampiyonu olmasını çok istiyordu.
